|
|
|
İzinsiz wireless kul hakkına girer |
Adana Müftüsü Mehmet Barış, başkasının kablosuz internetini izinsiz kullanmanın kul hakkına girdiğini söyledi.
Bu durumun İslâm’a göre caiz olmadığını kaydeden Adana Müftüsü Mehmet Barış, “İnternet hizmeti veren kurum veya kuruluş ile bu hizmetten ücret ödeyerek faydalanan şahıs bir başkasının kablosuz internetinden bağlanmasına müsaade ediyorsa bağlanmak caiz olur. Ancak kurum veya şahıstan biri veya her ikisi bunu doğru bulmuyorsa o takdirde bağlanmak caiz olmaz” dedi.
|
14.10.2008
|
|
|
Ankara’daki Selçuklu mirası |
Ankara’da, Cumhuriyetin ilk yıllarının modern yapıları ile Roma ve Bizans şehir kalıntıları yanında, pek fazla bilinmese de Selçuklu döneminden kalma 16 mimarî yapı bulunuyor.
‘’Anadolu Selçuklu Eserleri-Fotoğraf Albümü’’nden derlenen bilgiye göre, Ankara’nın sembollerinden Ankara Kalesi’nin kuruluş tarihi Roma ve Bizans dönemine kadar uzansa da Selçuklu mimarisinin özelliklerini yansıtıyor. Selçukluların kaleyi ele geçirdikten sonra tamir ettirdiği ve önemli eklemeler yapıldığı belirtiliyor.
Yanındaki karayolu sebebiyle görülemeyen Ankara çayı üzerine inşa edilmiş ‘’Akköprü’’, günümüze kadar ulaşan Selçuklu miraslarından... Aynı zamanda Ankara’nın en eski köprüsü niteliğine sahip Akköprü, 1222’de Selçuklu hükümdarı I. Alaeddin Keykubat zamanında Ankara Valisi Kızılbey tarafından yapıldı.
Selçuklu mirasının yoğun olduğu mahalle ise Cumhuriyetin ilk yıllarının modern binalarına ev sahipliği yapan Altındağ. Samanpazarı semtindeki Ahi Şerafeddin (Aslanhane) Camii 13. yüzyılın başında yapılmış. ‘’Aslanhane’’ olarak da bilinen cami, bu adı, türbe duvarına antik bir aslan heykelinin gömülü olmasından almış. Ahşap 24 direkle taşınan, tavanı ahşap caminin, çini mihrabı ve çok iyi korunmuş ahşap minberi Selçuklu sanatının iyi örneklerini sunuyor. Ankara Kalesi yakınlarındaki 14. yüzyıla ait Ahi Elvan Camii, Selçuklu döneminin ahşap direkli camilerinden bir diğer mimarî örneği temsil ediyor. Bunun yanında, Alaaddin, Molla Büyük, Şeyh İzzettin ve Yeşil Ahi camileri Selçuklu döneminde yapılmış ama tamirat ve tadilatlarla bugünkü halini almış. Ayrıca, başkentteki Saraç Sinan, Sabuni ve Geneği mescitleri ile Ahi Şerafeddin, Kesikbaş türbeleri ve Yörük Dede Kümbeti önemli Selçuklu mimarileri arasında bulunuyor. Ankara’nın ilçelerinde de Selçuklu eserlerine rastlanıyor. Beypazarı Alaeddin Camii ve Kalecik Köprüsü Selçuklunun mimarisini günümüze ulaşmış yapılar.
|
14.10.2008
|
|
|
Google’dan KOBİ’lere internet servis kanalı |
DünyanIn önde gelen arama motoru Google, reklâm ajansları, web tasarımcıları, teknoloji ve KOBİ danışmanları ile internet dünyasında kariyer yapmak isteyen yeni mezunlara, internette etkin yer alma ve internet reklâmcılığı konularında sertifikalı eğitim verecek.
Google Türkiye Pazarlama Direktörü Mustafa İçil, Google olarak işletmelerin teknolojiyi daha fazla kullanarak rekabet güçlerini arttırmalarına destek olmak istediklerini ifade etti.
KOBİ’lerin internet reklamcılığını etkin kullanmaları konusunda OSTİM ve Ege İhracatçı Birlikleri ile işbirliği yaptıklarını hatırlatan İçil, Bursa’nın da aralarında bulunduğu bazı şehirlerdeki sanayi bölgeleri ile de işbirliği anlaşmaları yapacaklarını anlattı.
Google’ın projenin ikinci basamağı olarak bir süre önce “Google İnternet Reklâmcılığı Programı”nı başlattığını bildiren İçil, bu kapsamda reklâm, web tasarımı, teknoloji ve KOBİ danışmanları ile internet dünyasında kariyer yapmak isteyen yeni mezunları, internette etkin yer alma ve internet reklâmcılığı konularındaki özel eğitim programlarına dâvet ettiklerini kaydetti.
|
14.10.2008
|
|
|
‘Mercan’ keçinin otomobil keyfi |
Rİze’de Fikriye Yılmaz’ın yavru olarak aldığı ve diğer hayvanlarının zarar vermemesi için kullanılmayan eski bir otomobilde büyüttüğü keçi, 7 aylık olmasına rağmen ahıra girmeyi reddedip, otomobilde yaşamaya devam ediyor.
Eşi vefat ettiği için tek başına yaşayan 65 yaşındaki Fikriye Yılmaz, yaklaşık 7 ay önce 1 günlükken aldığı keçinin adını ‘Mercan’ koyduğunu söyledi. Torununun yaklaşık 3 yıl önce aldığı eski model otomobilini askere giderken evinin yanına bıraktığını, daha sonra da arıza yapması ve çok fazla masrafı olması sebebiyle buradan almadığını belirten Yılmaz, ‘’Ben de keçimi küçük olması ve ahırda bulunan ineğimin ezmemesi için otomobilde beslemeye başladım’’ dedi. Zaman zaman keçisini ineğin yanına ahıra koymak istediğini, ancak keçinin sürekli bağırdığını, huysuzluk yaptığını söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti: ‘’Sanırım artık otomobilde yaşamaya alıştı. Otomobilde dururken yoldan geçen arabalara bakıyor. Bu nedenle de ahırda durmak istemiyor. Ben de çok sevdiğimden dolayı ona kıyamıyorum. Otomobilde beslemeye devam ediyorum.’’Yılmaz, keçinin kendisine oldukça düşkün olduğunu, dışarıya çıktığında peşinden ayrılmadığını ifade ederek, ‘’Ben de ona çok düşkünüm. Hâlâ keçime biberonla su içiriyorum. Ona çok alıştım’’ diye konuştu.
|
14.10.2008
|
|
|
Pandanın gen haritası çıkarıldı |
Çİn’de bilim adamları, pandanın gen haritasını genel hatlarıyla çıkarmayı başardı.
Çin Genomics Enstitüsü’nden Vang Cun, China Daily gazetesine yaptığı açıklamada, bu gelişmenin pandanın biyolojik ve genetik yapısını daha iyi anlamaya yardımcı olacağını belirtti. Vang, bu sayede, pandanın üreme becerisinin neden az olduğunu anlamayı umduklarını söyledi. İngiliz, Amerikalı, Danimarkalı ve Kanadalı meslektaşlarından da yardım alan Çinli bilim adamlarının sene sonuna dek pandanın gen haritasını tamamlaması bekleniyor. İlk sonuçlar, pandanın ayının alt türü olduğunu doğruladı. Çin’de yaklaşık 1600 kadar yabanî panda kaldığı tahmin ediliyor.
|
14.10.2008
|
|
|
O, Türkiye’nin en akıllı köpeği |
Türkİye’nİn çeşitli illerinde katıldığı yarışmalarda aralarında ‘’Türkiye’nin En Akıllı Köpeği’’ unvanı da bulunan 3 kupayı elde eden Alman Çoban Köpeği ‘’Cindy’’ yetenekleriyle dikkati çekiyor.
Cindy’i Rusya’dan Türkiye’ye getiren ve aynı zamanda köpek eğitmeni olan Rahmi Karagöl, Rusya’dan 11 yıl önce henüz 3 aylıkken Türkiye’ye getirdiği köpeği, eğitimlere tabi tutarak, çok sayıda yetenek kazandırdığını söyledi. Birçok köpeğin ‘’otur, kalk, yat ve gel’’ gibi komutları yerine getirmesinin bile sahiplerini mutlu etmeye yettiğini ifade eden Karagöl, ‘’Köpeğimizle tanışmamızdan kısa bir süre sonra, bu gibi komutları yerine getirmeye başladı ve ilerleyen süreçte ise bizi bile şaşırtan tepkiler vermeye başladı’’ dedi. Köpeğin şu an çevreye çöp atanlara havlayıp, yerden çöpü topladığını, ardından da onu çöp kutusuna attığını belirten Karagöl, Cindy’nin hazırlanan engelleri başarıyla geçtiğini, gösteri amaçlı hazırlanan kapkaç senaryolarında da çalınan çantayı yakalayıp, sahibine ulaştırdığını kaydetti. Rahmi Karagöl, köpeğiyle ilgili şu bilgileri verdi: ‘’Ayrıca enkaz altından ceset ve canlı bulabilme yeteneği de kazanan Cindy’i Ankara’da düzenlenen bazı yarışmalara gönderdik. Bu yarışmalardan, güzellik, fizik birincilikleri elde etti. Ayrıca geçtiğimiz yıl yine Ankara’da düzenlenen verilen komutları yerine getirme becerisine ilişkin düzenlenen yarışmada ise (Türkiye’nin en akıllı köpeği) unvanını aldı.’’
|
14.10.2008
|
|
|
Sihirli diziler olumsuz etkiliyor |
Uzman Psikolog Hakan Akıner, gerçek üstü güçlere sahip kahramanların yer aldığı ‘’sihirli dizilerden’’ ergen ve çocukların olumlu etki almalarının mümkün görünmediğini bildirdi.
Çocuk ve ergenlerin hayattaki tecrübesizlikleri ve fazlaca meraklarının, filmlerde gördüklerini gerçek hayatta denemelerine yol açacağını ifade eden Akıner, ‘’Örneğin kendisini pencereden boşluğa bırakıp, uçacağını düşünmek gibi. Kaldı ki okul öncesi dönemde çocuklar soyut kavramları anlayamazlar. Bu yaştaki çocukların düşünsel dünyası son derece bakir ve masum olduğu için psikolojik yönlendirmelere çok açıktır’’ diye konuştu. Çocukların görmedikleri şeylere ‘inanmama’ gibi sorunları olmadığını belirten Akıner, bütünüyle içinde bulundukları anı yaşamak gibi özellikleri bulunduğunu söyledi. Ergen ve çocuklarda merak düzeylerinin inanılmaz boyutlara ulaştığını kaydeden Akıner, ‘’Bu da onları bu tür dizilerin olumsuz etkileri karşısında korunmasız hale getirebilir. Bu dizilerin içeriklerinin hiçbir şekilde gerçeği ifade etmediği; tamamen kurgulama ve abartıya dayalı kahramanlara yer verdiği için bu dizilerden ergen ve çocukların olumlu etki almaları mümkün görünmemektedir’’ dedi.
|
14.10.2008
|
|
|
KRİZİN FATURASI FAKİRLERE |
Bazı sivil toplum kuruluşları, gelişmiş ülkelerdeki finans krizi nedeniyle fakir ülkelere yardımın geri plana atıldığını bildirdiler. Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, yayınladığı bildiride, IMF ve Dünya Bankasının son toplantılarında fakir ülkeler için "utanılacak kadar az çözüm sunulduğunu" belirtti. Bildiride, yoksul ülkelerin ikinci plana atıldığı, bu ülkelere krizin üstesinden gelebilmeleri için hangi yardımlarda bulunulacağının bilinmediği vurgulandı.
AÇ OLANLAR DA UNUTULMASIN
Oxfam, "Gelişmiş ülkelerin, bankalarının iflâs etmesini önlemek amacıyla birkaç haftada 1 trilyon dolardan fazla yardımda bulunduğunu, ancak yoksul ülkelerin gıda krizinin üstesinden gelmesine yardım için bu miktarın yüzde 1'ini bile bulmaya yanaşmadığını" ifade ederek eleştirirken, "One" adlı sivil toplum örgütü de "dünya bankaları sermayeyle beslenirken dünyada aç olanları beslemenin de unutulmaması gerektiğini" vurguladı.
Bazı sivil toplum kuruluşları, gelişmiş ülkelerdeki malî kriz sebebiyle yoksul ülkelere yardımın geri plana atıldığını bildirdi.
Uluslar arası yardım kuruluşu Oxfam, yayımladığı bildiride, IMF ve Dünya Bankası’nın bu haftaki toplantılarında yoksul ülkeler için “utanılacak kadar az çözüm sunulduğunu” belirtti.
Bildiride, yoksul ülkelerin ikinci plana atıldığına dikkati çekilerek, bu ülkelerin krizin üstesinden gelebilmesi için hangi yardımlarda bulunulacağının halen bilinmediği vurgulandı.
Oxfam, “Gelişmiş ülkelerin, bankalarının iflâs etmesini önlemek amacıyla birkaç haftada 1 trilyon dolardan fazla yardımda bulunduğunu, ancak yoksul ülkelerin gıda krizinin üstesinden gelmesine yardım için bu miktarın yüzde 1’ini bile bulmaya yanaşmadığını” bildirdi.
Dünya Bankası’nda yoksul ülkelerin, gelişmiş ülkelerle aynı ağırlığa sahip olmaya ihtiyacı olduğunu belirten örgüt, 24 üyeli yönetim kurulunda Afrika’nın sadece 2 üyesi bulunduğunu ve bunun da kurumun ihtiyacı olan atılım reformunu göstermesi için yeterli olmadığını kaydetti.
“One” adlı sivil toplum örgütü de “Dünya bankaları sermayeyle beslenirken dünyada aç olanları beslemenin de unutulmaması gerektiğini” vurguladı.
Örgüt, çocuk ölümleri, AİDS, sıtma ile mücadele, eğitim gibi alanlarda son yıllarda kaydedilen ilerlemelerin şimdi “tehlike altında” olduğuna dikkati çekti.
DÜNYA BANKASI, YOKSUL ÜLKELERE
YARDIM EDECEK
Bu arada Dünya Bankası’nın politika belirleyen makamı olan Kalkınma Komitesi, bankanın, gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerini ve finans sistemlerini destekleyeceğini ve yoksul ülkelere yardım edeceğini açıkladı.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn, Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick ile düzenlediği basın toplantısında, Avro bölgesi planının kapsamlı olduğunu ve bu plandaki unsurların sonuçta bütün Avrupa tarafından kabul edilebileceğini söyledi. IMF Başkanı, ABD’nin de devletin bankalardan hisse satın alması ve sıkıntıdaki kredileri üstlenmesi planlarını çabuk şekilde uygulaması gerektiğini kaydetti. Strauss-Kahn, IMF ve Dünya Bankası’nın Güz Toplantıları çerçevesinde finans krizine karşı hafta sonunda aldığı kararların olumlu olduğunu vurgulayarak, “Bu kararların işe yarayacağına güvenim var. Sonuçta iyi bir yöndeyiz” dedi.
Bu arada Dünya Bankası’nın politika belirleyen makamı olan Kalkınma Komitesi, bankanın, gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerini ve finans sistemlerini destekleyeceğini ve yoksul ülkelere yardım edeceğini açıkladı. Dünya Bankası Başkanı Zoellick, bu krizden dolayı hiç hak etmedikleri halde yoksul ve gelişmekte olan ülkelerin ağır şekilde etkileneceğini hatırlatarak, “En yoksul ve en zayıf gruplar, en ciddî risklerle karşı karşıya. Bazı durumlarda görülecek zarar kalıcı olabilir. Bu krizle şimdi koordinasyon içinde mücadele etmeliyiz” dedi.
Zoellick, “Küresel finans krizi, insan yapısı bir felâket ve bunu aşmamızı sağlayacak önlemler bizim elimizde” diye konuştu.
Devam eden küresel finans krizine Batı’da gösterilen tepkinin önce kafa karışıklığı, sonra öfke, ardından da korku olarak geliştiğini anlatan Zoellick, “Kriz yayıldıkça bu doğal tepkiler de yayılacak. Bunu dikkate almalıyız” dedi.
|
14.10.2008
|
|
|
Rektörden özgürlükçü üniversite sözü |
ÇANKIRI Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali İbrahim Savaş, üniversitenin demokratik, katılımcı ve özgürlükçü bir üniversite olacağını belirterek, ‘’Siyasî düşüncelerin cirit attığı bir üniversite olmayacağız’’ dedi.
Rektör Prof. Dr. Savaş, yaptığı açıklamada, Karatekin Üniversitesinin rektör ve yandaşlarından oluşan oligarşik bir üniversite haline gelmeyeceklerini söyledi. Prof. Dr. Savaş, şöyle konuştu: ‘’İdeolojk ve siyasî düşüncelerin cirit attığı bir üniversite olmayacağız. Akademik kadroların geleceğinin, rektörün iki dudağının arasında bulunmadığı bir üniversite oluşturacağız. Şehirle birlikte yürüyen, koşan, büyüyen, şehri yüreğinde büyüten ve hisseden bir üniversite olacağız.’’ Üniversitenin bir an önce gelişmesi için iş adamlarından destek isteyen Rektör Savaş, ‘’Şehir, üniversite konusunda heyecanlı. Çankırılı iş adamlarının desteğiyle kaliteli ve farklı bir üniversite oluşturacağız’’ dedi. Prof. Dr. Savaş, üniversitede kadro sıkıntılarının bulunmadığını vurguladı.
|
14.10.2008
|
|
|
Avcı: Eğitimle alâkalı her türlü affı destekliyorum |
BAĞIMSIZ Eğitimciler Sendikası (BES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, eğitimle alakalı her türlü affı desteklediğini ve eğitimlerini tamamlamak isteyen gençleri affetmeyi Türkiye Cumhuriyeti devleti için bir vecibe olarak gördüğünü bildirdi.
Avcı, yaptığı yazılı açıklamada, af bekleyen öğrenciler adına TBMM Millî Eğitim Komisyonu başta olmak üzere siyasî parti temsilcileriyle görüşmeler yapacağını ve öğrenciler adına lobi faaliyeti yürüteceğini belirtti. Devletin, şefkatli yüzünü af bekleyen bir milyona yakın öğrenci adayına bir an önce göstermesi gerektiğini ifade eden Avcı, şunları kaydetti: ‘’Eğitimle alâkalı her türlü affı destekliyorum. Eğitimlerini tamamlamak isteyen gençleri affetmeyi Türkiye Cumhuriyeti devleti için bir vecibe olarak görüyorum. Mağduriyetlerin giderilmesi şart. Bu nedenle affın süre ve kapsam açısından daha geniş tutulması gerekmektedir. Bu yüzden öğrenci affının son 8 yılı kapsaması yerine, 1980 ve sonrasını kapsaması gerekmektedir. Eğitim hakkı konusunda ciddî sorunları bulunan Türkiye’nin eğitim almak isteyen insanların önündeki tüm engelleri kaldırması gerekmektedir.’’
|
14.10.2008
|
|
|
13 bebeğin öldüğü klinik,1 haftada tamamen doldu |
İZMİR İl Sağlık Müdürü Mehmet Özkan, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yeni Doğan ve Prematüre Kliniğine geçen hafta kontrollü şekilde bebek alımına başladıklarını, kliniğin şu anda dolu olduğunu bildirdi.
Özkan, yaptığı açıklamada, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki bebek ölümlerini araştırmak üzere Sağlık Bakanlığı’nca oluşturulan Bilim Kurulu’nun hastanede yürüttüğü çalışmaları tamamladığını, resmî raporun önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacağını kaydetti. Geçtiğimiz ay klinikte tedavi gören 13 bebeğin hayatını kaybetmesinin ardından şu ana kadar herhangi bir olağan dışı durumun yaşanmadığını belirten Özkan, ‘’Geçtiğimiz hafta kliniğe bebek alımına başlamıştık. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yeni Doğan ve Prematüre Kliniği şu anda tam kapasiteyle hizmet veriyor. Kliniğimiz tamamen dolu’’ dedi.
|
14.10.2008
|
|
|
Başbakanlıkta terörle mücadele toplantısı |
TERÖRLE Mücadele Değerlendirme Toplantısı, bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yapılacak.
Başbakanlık Merkez Bina’da 9 Ekim Perşembe günü gerçekleştirilen toplantının ilki 6 saat sürmüş, toplantı sonrasında yapılan yazılı açıklamada, çalışmalara 14 Ekim Salı günü devam edileceği bildirilmişti. Toplantıya, Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, MİT Müsteşarı Emre Taner, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal ve öteki ilgililerin katılması bekleniyor.
|
14.10.2008
|
|
|
Kaçaklar, karakolda isyan çıkardı |
TÜRKİYE'DE kaçak konumunda oldukları için polisce yakalanarak Kumkapı’daki misafirhanede tutulan yabancı uyruklular olay çıkarttı.
Alınan bilgiye göre, idarî işlemler için İstanbul Yabancılar Şube Müdürlüğü’nün Kumkapı’daki 4 katlı misafirhanesinde tutulan çok sayıda yabancı uyruklu, demir parmaklıklı pencerelerden yatak, battaniye, süpürge ve plastik yemek tabaklarını dışarı fırlattı. Sürekli bağıran bu kişiler, yemek tabaklarına Türkçe ve İngilizce yazdıkları mesajları da olay yerindeki gazetecilere ulaştırmaya çalıştı.
|
14.10.2008
|
|
|
AKP’li başkan hakkında takipsizlik kararı |
BATMAN Cumhuriyet Başsavcılığı, AKP İl Başkanı Ömer El hakkında takipsizlik kararı verdi.
Başsavcılığın 2008-486 nolu soruşturması kapsamında ifadesi alınan F.Ö. ile yaptığı telefon görüşmesi sebebiyle hakkında soruşturma başlatılan AKP İl Başkanı Ömer El ile Ahmet Faruk Işık ve Aydın Göksel Kurtul hakkında takipsizlik kararı verildi. “Ek kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar veren Cumhuriyet Başsavcılığı, AKP İl Başkanı Ömer El’in F.E. ile görüşme yaptığını, ancak bu görüşmelerde Ömer El hakkında alınmış iletişimin tespiti kararının bulunmadığını, keza Ömer El’in ihaleye fesat karıştırma suçu arasında irtibat kurulamadığını belirledi.
|
14.10.2008
|
|
|
Cudi ve Gabar'da operasyonlar sürüyor |
GÜVENLİK güçlerinin terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonları aralıksız devam ediyor.
Cudi ve Gabar dağlarındaki operasyonlar başarıyla sürdürülürken, gece ve sabah erken saatlerde Şırnak’tan kalkan çok sayıda helikopter de operasyonlara havadan destek verdi. Öte yandan, sınır kesimindeki birliklere mühimmat sevkıyatı da sürüyor.
|
14.10.2008
|
|
|
AYM’de“gerekçe”mesaisi |
Anayasa Mahkemesi heyeti, AKP’nin kapatılması talebiyle açılan dâvâda, partinin 2008’de aldığı Hazine yardımından 1/2 oranında yoksun bırakılmasına ilişkin kararın taslağını bugün okumaya başlayacak. Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç, geçen hafta yaptığı açıklamada, bu hafta karar taslağı üzerinde çalışacaklarını ve bitmesi halinde hafta sonu gerekçeli kararı, yayınlanmak üzere Resmî Gazete’ye göndereceklerini belirtmişti.
Anayasa Mahkemesi heyeti, AKP’nin kapatılması açılan davada, partinin 2008’de aldığı Hazine yardımından 1/2 oranında yoksun bırakılmasına ilişkin kararın taslağını bugün okumaya başlayacak. Alınan bilgiye göre, heyet, karar taslağını yarın okumaya başlayacak ve taslak üzerinde gerekli redaksiyonları yapacak. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, geçen hafta yaptığı açıklamada, bu hafta karar taslağı üzerinde çalışacaklarını ve bitmesi halinde hafta sonu gerekçeli kararı, yayımlanmak üzere Resmi Gazete’ye göndereceklerini belirtmişti. Anayasa Mahkemesi, Anayasa’da kapatma için aranan nitelikli çoğunluk olan 7 üyenin oyuna ulaşamamıştı. Yüksek mahkeme, AKP’nin 2008’de aldığı Hazine yardımından 1/2 oranında yoksun bırakılmasına karar vermişti.
|
14.10.2008
|
|
|
Hrant’ın arkadaşları adalet istedi |
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 8’i tutuklu 19 sanığın yargılandığı dâvânın 7. duruşması dün görüldü. Duruşmaya, cinayet zanlısı Ogün Samast katılmazken, Beşiktaş Barbaros Hayrettin Paşa heykelinin bulunduğu meydanda toplanan bir grup, ‘’Hepimiz tanığız, adalet istiyoruz’’ yazılı, ‘’Hrant Dink Dâvâsını İzleme Koordinasyonu’’ imzalı pankart açtı.
“Hrant Dink Davasını İzleme Koordinasyonu’’ Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davanın 7’nci duruşması öncesinde yaptığı eylemde, ‘’Hepimiz tanığız adalet istiyoruz’’ yazılı pankart açtı. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 8’i tutuklu 19 sanığın yargılandığı davanın 7’nci duruşması dün görüldü.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, 8 tutuklu sanıktan 7’si ile 11 tutuksuz sanıktan biri katıldı. Mahkeme Heyeti Başkanı Erkan Canak, Ogün Samast’ın duruşmaya getirilmediğini, cezaevi araç sorumlusunun sanığın rahatsız olduğunu ve raporunun faksla mahkemeye bildirileceğini söylediğini kaydetti.
Bu arada Beşiktaş Barbaros Hayrettin Paşa heykelinin bulunduğu meydanda toplanan bir grup, ‘’Hepimiz tanığız adalet istiyoruz’’ yazılı ‘’Hrant Dink Davasını İzleme Koordinasyonu’’ imzalı pankart açtı. Ellerinde Hrant Dink’in fotoğrafları ve çeşitli dövizler bulunan grup adına Görkem Yeltan tarafından ‘’Hrant’ın Arkadaşları’’ imzalı bir basın açıklaması okundu. Açıklamada, Hrant Dink’in ölümünün ardından 2 yıla yakın bir sürenin geçtiği hatırlatılarak, ‘’Bugün, Hrant Dink’i katledenlerin yargılandığı davada gene buradayız. Gene mağduruz, gene tanık. Bu kaçıncı duruşma? Ne kadar yol alındı? Tetiği çeken ve cinayeti planlayanlar bugün 7’inci kez hakim karşısına çıkacak. Tetiği çekenin yaşı bu süre zarfında büyüdü. Bir önceki davada tutuklu sanıkların rahatlığına, pervasızlığına bütün Türkiye tanıklık etti. Bu kez de öyle mi olacak?’’ denildi.
Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde 2 jandarma subayının yargılandığı dava ile görülmekte olan bu davanın birleştirilmesi yönündeki taleplerin her seferinde reddedildiği belirtilen açıklamada, ‘’Hrant, bu toprakların çok kıymetli evlatlarından biriydi. Bu topraklar geçtiğimiz yıllar içinde Hrant gibi onlarca değerini yitirdi. Türkiye’nin son günlerde içinde bulunduğu ruh hali bizi ürkütüyor. Artık korkmak istemiyoruz. Bir önceki davayı izlemeye geldiğimizde demiştik ki başımızı eğeceksek, Hrant gibi bir insanı kaybettiğiniz için üzüntümüzden eğelim, hukuksuzluk ve adaletsizliğin utancından değil. Gene adalet istiyoruz. Bu aslında pek basit bir istektir. Suçluları kollamayı bırakırsanız adaletin yolu açılır. Gene Hrant için, adalet için buradayız. Gene Hrant’ız’’ ifadelerine yer verildi. Basın açıklamasının ardından grup olaysız dağıldı.
|
14.10.2008
|
|
|
Ergenekon’un asker sanıklarına kötü haber |
AskerÎ Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM), aralarında terör örgütü Ergenekon davasında tutuklu muvazzaf subayların da bulunduğu pek çok sanığı ilgilendirecek emsal bir karara imza attı.
AYİM, bir suç örgütüne yardım ettiği iddiasıyla hakkında dava açılan bir uzman çavuşun meslekten ihraç edilmesi üzerine açtığı davayı reddetti.
Haber7.com’un haberine göre, Bursa İl Jandarma Komutanlığında uzman çavuş olarak görev yapan davacı, sicil üstlerince “Türk Silahlı Kuvvetleri’nde kalması uygun değildir” sicili tanzim edilmesinin ardından meslekten ihraç edildi. Meslekten ihraç edilen uzman çavuş, ayırma işleminin iptali talebiyle AYİM’e dava açtı. AYİM 1. Dairesi, ayırma işleminin hukuka aykırı olmadığını belirterek şu kararı verdi:
“Davacının, 03.03.2006 tarihinde kamuoyu tarafından iyi bilinmeyen şahıslarla görüşmesi ve irtibatını devam ettirmesi suçundan İl Jandarma Komutanlığınca 7 gün oda hapsi cezası ile cezalandırıldığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesi ile suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek suçunu işlediğinden bahisle TCK’nın 220/7 delaletiyle 220/2-3. maddesi gereğince cezalandırılması talebiyle hakkında kamu davası açıldığı ve yargılamasının İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ettiği görülmektedir. Davacının, bulunduğu rütbesinde disiplin ve mahkeme safahatına göre sicil üstlerince cezalandırıldığı, Dairemizin ara kararı ile getirtilen ve iddianameye esas olan telefon dinleme tutanaklarından davacının suç örgütü elemanları ile içerisinde bulunduğu ilişkilerin mahiyeti ve şeklinin artık TSK’da görev yapmasını engelleyici vehamet derecesine ulaştığı, bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının disiplin bozucu hareketlerde bulunduğu, ikaz ve cezalara rağmen ıslah olmadığı, tavır ve hareketlerini ikazlara rağmen düzenleyemediği görülmekle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” Yargı çevreleri, AYİM’in verdiği bu kararın ardından, hakkında kesinleşmiş mahkumiyet hükmü bulunmayan askeri personelin meslekten ihraç edilmesine onay verilmesi anlamına geleceğini belirterek, “Ergenekon soruşturması çerçevesinde gözaltına alınan muvazzaf subayların da, dava sonuçlanmadan meslekten ihraç edilmesine neden olabilecek” yorumunu yaptılar.
|
14.10.2008
|
|
|
Tampon bölgeye gerek yok |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tampon bölge gibi bir şeye şu anda zaten gerek olmadığını, olması gerekenlerin ise yapıldığını söyledi.
‘’11. Dış Ticaret Haftası’’ sebebiyle Sheraton Oteli’nde düzenlenen törenden ayrılışında gazetecilerin sorularını cevaplandıran Başbakan Erdoğan, ‘’Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin Türkiye’ye dâvet edildiği’’ yönündeki haberleri soran gazetecilere, şu cevabı verdi:
‘’Ankara’ya davet diye bir şey yoktur. Şu anda alt düzeyde yürütülen çalışmalar var. Alt düzeyde yapılan çalışmalar var. Bizler 5 Kasım sürecinde başlattığımız ABD, Türkiye, Irak üçlü mekanizmasını daha yoğun bir şekilde, anlık istihbaratla yürütüyoruz. Bu stratejimizin bir gereğidir. Ve bu adımın gereğini yapmak için bazı çalışmalar yürütülüyor. Bu ulusal bir mesele değil, ulusal bir mesele olmanın ötesinde uluslar arası boyutu olan bir meseledir. Sadece olay Kuzey Irak’la da sınırlı değil. Bizim Avrupa parkuru üzerinde de yoğunlaşan çalışmalarımız var. Bu çalışmaların hepsini devam ettiriyoruz. Ama şunu peşinen söylemeliyim ki uzun soluklu bir yolculuğun içerisindeyiz, uzun soluklu bir mücadelenin içerisindeyiz. Bu mücadelede gerekli olan neyse bunu yapacağız. Bunu yapmanın gayreti içinde olacağız. ‘’Bu terör belâsıyla mücadeleyi hep birlikte yapacağız. Gerek siyasî iktidar olarak, gerek devletimiz olarak, güvenlik güçlerimizle, sivil toplum örgütlerimizle, milletimizle dayanışma içerisinde, birlik ve beraberlik içerisinde bunu götüreceğiz.’’
“AĞZI OLAN KONUŞUYOR,BİLEN KONUŞSUN”
Son haftalarda üç üst düzey güvenlik toplantısı gerçekleştirildiğini, bugün de dördüncüsünün yapılacağını hatırlatan Başbakan Erdoğan, ‘’Ne gibi adımları daha yoğun bir şekilde atmamız gerekiyor. Bunların da şu anda planlaması içerisindeyiz’’ dedi. Erdoğan, bir gazetecinin ‘’Tampon bölgeyi konuşacak mısınız? Genelkurmay Başkanı ‘Hükümetin takdiridir’ dedi’’ şeklindeki sözleri üzerine ise şunları kaydetti: ‘’Genelkurmay Başkanımız tam aksini söyledi. Burada tampon bölge gibi bir şeye şu anda zaten gerek yok, olması gerekenler de yapılıyor. Yani bunlar atılıyor ortaya. Bilen de konuşuyor, bilmeyen de konuşuyor. Bir zamanlar gündemdeydi. Ağzı olan konuşuyor, bilen konuşsun. Bu konuda Genelkurmayımız ne yapılması gerekiyorsa zaten bizlerden bunu hep talep eder, biz de bu konuya hep uymuşuzdur, bundan sonra da uyarız. Aynı şekilde karakollarla ilgili söylenen şeyler oldu. Bunlar da yine bilerek bilmeyerek konuşuluyor. Bizler bu konuyu da Genelkurmayımızla görüştük. Yoğunlaşarak bu alanda da çok ciddi yatırımlarımızı hemen şu andan itibaren başlayıp 2009 sonuna kadar yoğun bir şekilde sürdüreceğiz.’’
Başbakan Erdoğan, ‘’Bu karakollar için bir rakam var mı?’’ sorusunu ise ‘’İlk etapta 167 karakol yapımı var, devam ediyor’’ şeklinde cevapladı. Erdoğan, bu karakolların maliyetinin 250-300 trilyon Türk Lirası olarak tahmin edildiğini, 2009 yılı sonuna kadar tamamlanmasının hedeflendiğini bildirdi. ‘’Kuzey Irak’taki oluşumlara verilecek mesajın çerçevesi’’ne ilişkin soru üzerine ise Başbakan Erdoğan, ‘’Bu mesajın çerçevesini bırakalım şimdi, özel olarak devam etsin’’ karşılığını verdi. Erdoğan, ‘’Yurtdışında yaşayanların mevduatlarının Türkiye’ye getirilmesine’’ ilişkin soru üzerine de ‘’Onun üzerinde arkadaşlarımız çalışmaya devam ediyor’’ diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, ‘’Bunun kara paranın aklanması ve kötü amaçlı kullanıma yol açacağı’’ konusundaki soruyu da ‘’Biz riski neyse bütün riski alıyoruz. Yeter ki bu paralar ülkemize girsin’’ şeklinde cevapladı.
|
14.10.2008
|
|
|
CHP’li Eryılmaz hakkında “rüşvet” soruşturması |
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bazı basın yayın organlarında yayımlanan ve kendisine ait olduğu iddia edilen ses kaydı sebebiyle Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz hakkında soruşturma başlattı.
Alınan bilgiye göre, Memur Suçları Soruşturma Bürosunca yürütülecek soruşturma kapsamında, söz konusu ses kaydı incelenecek, Eryılmaz’ın ifadesine başvurulacak. AKP Çankaya İlçe Başkanı Alaaddin Varol, Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz’a ait olduğu öne sürülen ve basın-yayın organlarında yayımlanan ses kaydı üzerine, Eryılmaz ile Çankaya Belediye Meclisinin CHP’li üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
|
14.10.2008
|
|
|
Ek yerleştirmede başvuru süresi 1 gün uzatıldı |
ÜNİVERSİTELERE ek yerleştirme için dün sona erecek başvuru süresi, bugün saat 17.00'ye kadar uzatıldı. ÖSYM'den yapılan açıklamada, 2008 ÖSYS Ek Yerleştirme tercih işlemlerinin süresinin bugün saat 17.00'ye kadar uzatıldığı bildirildi.
Açıklamada, "İşlemler salı günü saat 17.00'de kesin olarak sona erecektir" denildi. ÖSYM, başvuru süresini 8-13 Ekim olarak belirlemişti. Adaylar, ek yerleştirme için hazırlanan kılavuza, ÖSYM'nin "www.osym.gov.tr" internet adresinden ulaşabilecekler.
|
14.10.2008
|
|
|
İzmir Limanının devrine onay |
DanIştay 13. Dairesi, TCDD Genel Müdürlüğüne ait İzmir Limanı’nın işletme hakkının 49 yıllığına özelleştirilmesine ilişkin ihalenin iptal talebini reddetti.
Alınan bilgiye göre, Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Vakfı Merkezi’nin (KİGEM) TCDD Genel Müdürlüğüne ait İzmir Limanı’nın 49 yıllığına işletme hakkının verilmesi yöntemiyle özelleştirmesi amacıyla 3 Mayıs 2007 tarihinde yapılan ihalenin iptali talebiyle açtığı dava, karar bağlandı. Danıştay 13. Dairesi, söz konusu ihalenin iptali talebini reddetti. KİGEM’in bu ihalenin onaylanmasına yönündeki Özelleştirme Yüksek Kurulunun kararının iptali talebiyle açtığı davada da Danıştay 13. Dairesi, iptal talebinin reddine karar verdi. Dairenin gerekçeli kararları daha sonra taraflara tebliğ edilecek. Davacı KİGEM, kararları temyiz ederse, dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna gidecek. Limanının işletme hakkını 1 milyar 275 milyon dolarla Global-Hutchison-EİB Ortak Girişim Grubu almıştı.
|
14.10.2008
|
|
|
ÇİFTÇİ HÂLÂ TEDİRGİN |
Kurak geçen bir yılın ardından Eylül ayında yağan yağmurlar, tarımsal üretim için umut verse de geçen yılın etkilerinin henüz ortadan kalkmamış olması sebebiyle çiftçinin tedirginliği devam ediyor.
İzmir Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, şehirde Eylül ayında uzun yıllar ortalaması 3,7 olan yağışlı gün sayısı 5 olarak, yağış miktarıysa 13,4 kilogram olan ortalamanın 41,6 kilogram üzerinde gerçekleşti ve metre kareye toplam 55 kilogram yağış düştü. Geçen yıl oldukça kurak bir yıl yaşayan İzmir’de meydana gelen yağış düzeyi, son derece sıkıntı yaşanan tarımsal üretim açısından umut olmakla birlikte, geçen yılın etkileri tamamıyla ortadan kalkmaması sebebiyle bölge çiftçisinin endişelerinin devam ettiği bildirildi. İzmir Ziraat Odası Başkanı Sedat Köse, yaptığı açıklamada, 2007 yılında bölgede had safhada kuraklık yaşandığını ve bunun sonucunda büyük sıkıntılar ortaya çıktığını söyledi.
Bölgede kuraklık sonucu özellikle buğday gibi tahıl üretiminde yok denecek düzeyde ürün kayıpları oluştuğunu, bunun yanında zeytin, incir gibi bölgenin simgesel ürünlerinde ciddî verim düşüşleri yaşandığını anlatan Köse, Eylül ayında meydana gelen yağışların çiftçi için umut olduğunu ifade etti.
“SIKINTILAR TÜMÜYLE GEÇMEDİ”
Köse, bununla birlikte, meydana gelen yağışların geçen yıl yaşanan kuraklığın etkilerini tamamıyla ortadan kaldırmasının mümkün olmadığına işaret ederek, şunları kaydetti:
‘’Geçen yıl bu mevsimde İzmir’deki baraj doluluk oranı yüzde 19-20’lerde seyrederken, kış mevsiminde yeterli yağışların olmaması ve geçen bir yıllık süre içinde kullanım ve buharlaşmayla bu oran bugünlerde yüzde 6 civarında bulunuyor. Yağan bu sevindirici yağışların ardından da durumun değişmesi söz konusu değil. Bununla birlikte yer altı su kaynakları da henüz yeterince beslenmiş değil. Yağış miktarı elbette geçen yıla göre artmış durumda ve bu son derece sevindirici ama bu yağışlar tarımsal üretimimiz açısından umut verici olsa da sonbahar ve kış dönemine girerken geçen yılın sıkıntısı dikkate alındığında, çiftçinin tedirginliği devam ediyor. Umudumuz ve beklentimiz yağışların devam etmesi.’’
EN ÇOK UZUN YILLI MEYVE ÜRETİMİ FAYDALANACAK
Köse, meydana gelen yağışların, tek yıllık bitki
üretimi noktasında karar arifesinde olan çiftçi için cesaret verici olduğunu belirtti. Bölgede tahıl üretimi yapacak çiftçinin, yağışlarla birlikte geçen yıl yaşadığı talihsizliği bir kenara bırakarak yeniden üretim için hazırlıklara başladığını ifade eden Köse, Eylül ayında meydana gelen yağışların somut olarak en büyük faydayı ise uzun yıllı meyve veren zeytin, narenciye gibi ağaçların göreceğini kaydetti. Sedat Köse, bu mevsimde yağan yağışların, uzun yıllı meyve üretimi yapılan bahçelerde verimliliğin artması açısından son derece faydalı olduğunu sözlerine ekledi.
|
14.10.2008
|
|
|
“Uluslar arası engelsiz medya buluşması” |
“Uluslar arası engelsiz medya buluşması” “UluslararasI Engelsiz Medya Buluşması’’ faaliyetleri kapsamında, engellilerin sorunlarını dile getirdikleri ve çözüm için gösterdikleri çaba sebebiyle TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın eşi Saime Toptan’ın da aralarında bulunduğu medya mensuplarına ödülleri törenle verildi.
Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (TOFD) tarafından İstanbul Bilgi Üniversitesi desteğiyle ‘’Medyanın Farklılığa Bakışı ve Sosyal Yansımaları’’ temasıyla başlayan ‘’Uluslararası Engelsiz Medya Buluşması’’ kapsamında, engellerin sorunlarına duyarlılık gösteren yazılı ve görsel basın ile internet sitesi mensuplarına lâyık görülen ödüller sahiplerini buldu. Törende, TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın eşi Saime Toptan’a, Sabah gazetesindeki yazıları sebebiyle ‘’Engellilerle ilgili sürekli yazılar yazan köşe yazarları’’ kategorisinde değer görülen ödülü, TOFD Genel Başkanı Ramazan Baş tarafından sunuldu. Downsendromlu çocuklar tarafından semah gösterisinin yapıldığı törene, İstanbul Vali Yardımcısı Mustafa Altıntaş ile sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. ‘’Uluslararası Engelsiz Medya Buluşması’’ sonuç bildirgesinde de ayrımcı ifade ve tutumları ortadan kaldırmak, hizmet erişilebilirliğini geliştirmek, ayrımcılığa sebep olabilecek tutum ve davranışlardan vazgeçmek amacıyla medyada engelli istihdamının arttırılması gerektiği belirtildi.
|
14.10.2008
|
|
|
Yol çöktü, çevredeki binalar boşaltıldı |
ŞİŞLİ’de, bir inşaatın temel kazısı sebebiyle inşaat alanının yakınındaki yolun 50 metrelik bölümü çöktü.
Mecidiyeköy Gülbahar mahallesi Dereiçi sokakta yapımına başlanan bir binanın iş makineleriyle gündüz saatlerinde yapılan temel kazısı sırasında İSKİ’ye ait su borusu patlarken, akşam saatlerinde temel çukuru ile yan tarafındaki apartman arasında bulunan yolun yaklaşık 50 metrelik bölümünde çökme meydana geldi. Olay yerine gelen itfaiye ve Şişli Belediyesi ekipleri, çevrede tedbir alarak yolu trafiğe kapattılar. Dereiçi sokakta çöken kısma yakın kimi apartmanlarda oturan yaklaşık 30 kişi de belediye ekiplerince tahliye edildi. Bu sırada kimi vatandaşlarla belediye zabıta görevlileri arasında tartışma yaşandı.
|
14.10.2008
|
|
|
Engelliler hasta ve yaşlılara bakmayı öğreniyor |
Konya Millî Eğitim Müdürlüğü, İş Kurumu İl Müdürlüğü (İş-Kur), Millî Prodüktivite Merkezi ve Konya Engelliler Derneğince ortak yürütülen proje kapsamında 20 engelliye Konya Atatürk Sağlık Meslek Lisesinde hasta ve yaşlılara bakım kursu veriliyor.
Atatürk Sağlık Meslek Lisesi Müdürü Kabalak, yaptığı açıklamada, engellileri topluma kazandırmak amacıyla onlara kurs verdiklerini belirterek, okulda öğretmen ve öğrencilerin engelli kursiyerlere hassasiyetle yaklaştığını ifade etti. 400 saatlik kursun branşlarına göre 10 meslek öğretmeni tarafından verildiğini ifade eden Kabalak, ‘’Engelli kursiyerlerimiz, önce kendi bakımlarını, sonra hasta ve yaşlı bakımını öğreniyor. Bu kurs sonunda onlar da toplumda var olduklarını hissedecek. Engellilerin neler yapabileceğini herkes görsün. Herkesin yapabileceği bir iş olmalı’’
|
14.10.2008
|
|
|
Cerrah, kendini canlandırdı |
İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, emniyette çekimi yapılan bir televizyon dizisinde kendisini canlandırdı.
Çekimleri İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Vatan Caddesi’ndeki yerleşkesinde yapılan ve bir televizyon kanalında yayınlanan ‘’Kollama’’ isimli dizide rol alan Celalettin Cerrah, dizide, şehit olan bir kadın polis memuru için düzenlenen cenaze töreninde kendisini canlandırarak, terörü lanetleyen bir konuşma yaptı. Bu arada dizinin çekimleri sırasında, ayakta durmaktan halsiz düşen polis kostümlü oyuncu Candan Ela Tuna bayıldı. Oyuncu Tuna’ya ilk müdahaleyi Cerrah gerçekleştirdi. Tuna’nın nabzını ölçen Cerrah, oyuncunun kendisine gelmesi için su içirip şeker yedirdi. Candan Ela Tuna daha sonra bir otomobille hastaneye götürülerek tedavi altına alındı.
|
14.10.2008
|
|
|
Anız yangınları ciğerlerimizi karartıyor |
Zonguldak, Bartın ve Karabük’te, 2005’ten bu yılın Eylül ayına kadar, anız yakılmasından 105, insan kaynaklı diğer ihmallerden ise 79 yangın çıktı.
Alınan bilgiye göre, Zonguldak Orman Bölge Müdürlüğü sorumluluğundaki bu illerde 2005’ten itibaren çıkan orman yangınlarında, 582 hektar alan zarar gördü. Anız yakılmasının yol açtığı yangınların en büyüğü 2007’de Karabük’te çıktı, 85 hektar alanın zarar gördü. Anız yakılması sebebiyle çıkan 105 orman yangınına yol açanlardan 11’i dışındakiler bulunarak hakkında yasal işlem yapıldı.
Zonguldak, Bartın ve Karabük’te cam kırığı, avcı ateşi, piknik ve ormana sigara atılması gibi insan ihmali bulunan sebeplerden de 2005’ten itibaren çıkan 79 yangın da önemli zarara yol açtı.
Zonguldak Orman Bölge Müdürlüğü Koruma Şube Müdürü Turgut Gül, yaptığı açıklamada, orman yangınlarıyla mücadele için her türlü tedbiri aldıklarını, Ukrayna’dan 130 saat kullanılmak için kiralanan helikopterin de 28 Ekime kadar görev yapacağını söyledi.
Orman yangınlarının önemli bölümünün insan kaynaklı olduğunu, şüpheliler hakkında da suç duyurusunda bulunarak gerekli yasal işlemleri yerine getirdiklerini belirten Gül, şöyle konuştu: ‘’Orman yangınlarıyla mücadelede iyi organize olmuş hava ve yer ekipleriyle makine gücünün yerinde kullanılmasının gerekli. Yangınların yayılmasında bitki ve flora yapısı, kuraklık, düşük nem, iklim faktörleri ve rüzgâr etkili olmaktadır. Ormanların alt tabakasındaki kolay tutuşan bitkilerin yanı sıra yüksek boylu kuru otlar alevlerin yayılmasına ve büyümesine yol açıyor. Bunu önlemek amacıyla 4 yıl içinde 75 kilometre emniyet şeridi yaptık. Yangın emniyet cepheleri oluşturarak ormanlarımızı koruyoruz.’’ Turgut Gül, yangınla mücadelede bölgede 160 personelin yanı sıra 5 dozer, 19 arazöz, 2 adet su ikmal aracı ve 1 adet treylerin kullanıldığını bildirdi.
|
14.10.2008
|
|
|
BİLECİK’TE TREN KAZASI |
Bilecik’te, motorin yüklü trenin, önünde seyreden ve arızalandığı için duran yük trenine çarpması sonucu meydana gelen kazada, kimi vagonlar raydan çıktı.
ALINAN bilgiye göre, 13008 sefer sayılı, içinde motorin bulunan tanker yüklü tren, Bilecik’e 2 kilometre mesafedeki İstasyon mevkiinde, önünde seyreden ve arızalandığı için duran 13003 sefer sayılı kömür yüklü trene çarptı. Kazada ölen ya da yaralanan olmazken, tankerlerin bulunduğu kimi vagonlar raydan çıktı. Bu sebeple Ankara-İstanbul demiryolu, Bilecik yakınlarında ulaşıma kapandı. Olay yerine gelen TCDD Genel Müdür Yardımcısı Veysi Kurt, yaptığı açıklamada, TÜPRAŞ’tan akaryakıt yükleyen trenin, önünde seyreden ve arıza sebebiyle duran kömür yüklü trene çarptığını belirtti. Öte yandan, Ankara’dan İstanbul’a, İstanbul’dan da Ankara yönüne karşılıklı sefer yapan Cumhuriyet Ekspreslerindeki yolcular ile merkez Vezirhan beldesinde bekletilen Boğaziçi Ekspresi ve Doğu Ekspresi’nde bulunan toplam 1400 yolcu, Bilecik, Osmaneli ilçesi ve Vezirhan beldesinden otobüslerle alınarak, kaza yerinden sonraki istasyonlara götürülüp, buradaki trenlerle ulaşımları sağlandı.
|
14.10.2008
|
|
|
Otomobil koyun sürüsüne daldı |
KARAMAN’DA otomobilin koyun sürüsüne dalması sonucu 4 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, Serdar Gök (26) yönetimindeki 34 AS 1263 plâkalı otomobil, Karaman-Ereğli kara yolunun 17. kilometresinde, yolun karşısına geçirilmeye çalışan koyun sürüsüne daldı.
Kazada, sürücü Gök ile araçtaki Halil Çetinkaya (33), Selçuk (26) ve Yavuz Temiz (25) yaralandı. Yaralılar, Karaman Devlet Hastanesine kaldırıldı.
Öte yandan, kazada 32 koyun telef oldu. Kaza sebebiyle yaklaşık 1 saat trafiğe kapanan yol, telef olan koyunların yol kenarına çekilmesinden sonra açıldı.
|
14.10.2008
|
|
|
Kan dâvâsı barışla noktalandı |
MUŞ’TA yaklaşık bir buçuk ay önce 4 kişinin öldüğü kavgayla başlayan kan davası barışla sonuçlandı.
Muş’un Bulanık ilçesi Yokuşbaşı Köyü Camii’nde düzenlenen barış törenine Bulanık Kaymakamı Fatih Aksoy, İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Tarık Ugay, eski Muş Milletvekili Mehmet Emin Seydagil ile yöredeki bazı din adamları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Bulanık Kaymakamı Fatih Aksoy, barışın her zaman kavgadan iyi olduğunu belirterek, “Hiç kimse böyle bir olayın yaşanmasını istemezdi. Bunun barışla noktalanması sevindirici oldu” dedi. Ailelerin barıştırılmasında önemli katkısı olan eski milletvekillerinden Mehmet Emin Seydagil de ailelerin arasındaki husûmetin noktalanmasından ötürü mutluluk duyduklarını söyledi. Öner ve Aşar aileleri, Kur’ân-ı Kerim’e el basarak, bir daha üzücü olaya karışmamak üzere yemin etti. Mehmet Öner’in, eşi Güldane Öner ile Şahin, Rauf ve Gülten Aşar’ı öldürmesi sonucu iki aile arasında kan dâvâsı başlamıştı.
|
14.10.2008
|
|
|
Şehit ailesinin ev sevinci |
HAKKÂRİ’DE 2007 yılında vatanî görevini yaparken şehit düşen Tarık Emeket’in Kars’ta yaşayan ailesine, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfınca (SYDV) ev yaptırıldı.
Sarıkamış Kaymakamlığı SYDV tarafından Yüksekova ilçesinde 21 Ekim 2007 tarihinde teröristlerle girdiği çatışmada şehit düşen Piyade Er Emeket’in ailesi için Aşağı Sallıpınar Köyünde ev yaptırdı. Sarıkamış Kaymakamı Ahmet Altunbaş, yaptığı açıklamada, imkânlar dahilinde şehidin ailesine ellerinden geldiğince yardımda bulunduklarını söyledi. Bir süre önce yaptıkları incelemede Emeket ailesinin eve ihtiyaçları olduğunu gördüklerini ifade eden Altunbaş, ‘’Aileye gerek Tugay Komutanlığı gerekse Belediye ve Kaymakamlık olarak yardımcı olmaya çalıştık. Vatan için canını veren şehidimizin ailesine bakmak bizim boynumuzun borcudur’’ diye konuştu. Şehit ailesinin söz konusu eve taşınma işlerinin devam ettiğini kaydeden Altunbaş, yaklaşık 50 bin YTL’ye mal edilen evin 85 metrekare olduğunu sözlerine ekledi.
|
14.10.2008
|
|
|
Firma iflas edince otogar inşaatı yarım kaldı |
BİTLİS Belediye Başkanı Cevdet Özdemir, yapımına 2006 yılında başlanan otogarın, müteahhit firmanın iflas etmesinden dolayı tamamlanamadığını söyledi.
Belediye Başkanı Özdemir, yaptığı açıklamada, yapımı 2 yılı aşkın süredir devam eden otogardaki inşaat çalışmasının, müteahhit firmanın iflas etmesi nedeniyle durdurulduğunu, belediye ile söz konusu firma arasında imzalanan anlaşmayı feshedeceklerini bildirdi.Otogar için yeni bir ihale açacaklarını ve inşaatın kaldığı yerden devam edeceğini belirten Özdemir, şöyle konuştu:‘’Yapımına 2006 yılında başlanan otogar, müteahhit firma iflas ettiği için tamamlanamıyor. Otogarın yapım sürecinde başımız bayağı ağrıdı. Otogarda şu anda hiçbir çalışma yapılmadığı için anlaşmayı feshedip, yeni bir ihale açacağız. Yeni ihalenin ardından çalışmalar kaldığı yerden devam edecek ve kısa süre sonra otogarı hizmete sokacağız.’’
|
14.10.2008
|
|
|
|