Aralarında New York Times gazetesinin de olduğu 70 kadar gazete, “Saplantı” adlı reklâm ve DVD’yi okuyucularına ulaştırdı.
Bu gazeteler aksi halde reklâm verenlerin “fikir özgürlüğüne” müdahale olacağını savundu. Gazetelerin bu kararı tepkileri, protestoları ve abonelik iptallerini de beraberinde getirdi. DVD’nin özellikle seçimler için çekişmeli bölgelerde dağıtılması reklâmın sahibi Clarion Vakfı’nın amacına ilişkin soru işaretleri doğurdu.
Kuzey Carolina’da yayın yapan The News & Observer adlı gazetenin editörü Ted Vaden, “Bir reklâm için ilk defa bu kadar yoğun geri dönüş oldu. Tepkilerin büyük bir kısmı olumsuzdu.” diye konuştu. Vaden, 500 kadar e-postanın ve SMS geldiğini, ayrıca 50 okuyucunun da aboneliklerini iptal ettiğini söyledi. Aynı eyalette yayın yapan The News & Record adlı gazete ise DVD’yi dağıtmayı reddetti. Gazete editörü John Robinson, “Bu karara destek veren pekçok e-posta aldım.” diye konuştu. The Detroit Free Press, The Plain Dealer of Cleveland ve The St. Louis Post-Dispatch da reklamı vermedi ve DVD’yi dağıtmadı. The News & Observer adlı gazetenin okuyucularından Margaret Lewis de “Gazete ile nefreti arttıran ve korku tacirliği yapan bir DVD’nin geldiğine inanmıyorum. Bir sonraki adımınız ne olacak? Ku Klux Klan cübbesi mi dağıtacaksınız?” diye tepkisini gösterdi. Okuyuculardan bazıları da protesto gösterileri yaptı. The Oregonian adlı gazetenin reklâma yer vermesi ve DVD’yi dağıtması ardından okuyucuları protesto gösterisi yaptı. Yayıncı Fred Stickel, reklâm verenlerin fikirlerine katılıp katılmaktan çok reklam kanallarını açık tutmaya çalıştıklarını söyledi. DVD’yi dağıtan gazetelerden New York Times sözcüsü Diane McNulty, reklamın New York dışındaki yerlerde yayınlama kararının reklâm bölümünden geldiğini söyledi. McNulty, “Sayfalarımızın olabildiğince açık olmasının okuyucularımızın yararına olacağını düşündük.” dedi.
Gazeteciliğe ilişkin düşünce kuruluşu Poynter’de Etik Fakültesi Başkanı olan Kelly McBride, gazetelerin sadece “yasadışı faaliyet ve şiddeti teşvik edebilecek” reklâmları reddettiğini kaydetti. DVD’yi dağıtan ve reklâmı veren Clarion Vakfı ise seçim sonuçlarını etkilemeye çalışmadıklarını sadece “dikkat çekmeye” hedeflediklerini kaydetti. Vakfın sözcüsü Gregory Ross, “Bu amacımızı en iyi gazeteler aracılığıyla yapacağımızı gördük.” dedi. Vakıf, kimlerin para yardımı yaptığını ya da ne kadar para yardımı aldığını belirtmedi. Tepki çeken DVD’de terör saldırılarından görüntüler ve Orta Doğu televizyonlarında çıkan ABD karşıtı mesajlar yer alıyor. DVD’de, bu mesajlarla Nazi Almanya’sı arasında paralellikler kuruluyor. DVD’ler, 28 milyon okuyucuya ulaştırıldı. Vakfın sözcüsü Ross, tepki verenlerin DVD’yi izlediğinden emin olmadığını belirterek DVD’ye görüntülerin çoğu barışçıl olan Müslümanlar hakkında olmadığı dair bir uyarı da yazıldığını vurguladı.
Yeni Asya’nın Amerikalı yazarı Robert Miranda ise her hafta Çarşamba günleri yayınlanan köşesinde konu ile ilgili olarak şu ifadeleri kullanmıştı: “Bu filmi izleyen ve filmin propaganda etkisi altında kalanların zihinlerinde Müslüman toplum içinde teröristlerin ve teröre sıcak bakanların büyük bir çoğunluğu teşkil ettiği ve ABD’nin Müslümanlar ile mücadelesinde daha fazla çaba harcaması gerektiği gibi yalan yanlış izlenimler oluştu. Bu son anti-İslâm propagandanın en temel ve ciddî amaçlarından birisi Amerikan (ve Uluslar arası) İslâm toplumunu marjinalize etmek ve onları bütük kötülüklerin kaynağı ve sorumlusu olarak göstermektir. Çok açık bir şekilde anlaşılıyor ki; bu tezgâh Amerikan seçmenini korkutarak John McCain’e oy verdirmeye zorlamak ve Amerikan yönetiminin İslâm karşıtı Bush doktrinlerinin çizgisinden ayrılmamasını temin etmek için planlanmıştır. Neoconlar ve Siyonistler, hâlâ İslâm tanımlaması içinde “radikal İslâm, ılımlı İslâm ve faşist İslâm” gibi tanımlamaların da yer aldığı gibi gülünç bir fikri yaymaya çalışmaktadırlar. Hasılı kelâm, bu DVD’ler ancak Müslümanlar üzerinde şüphe oluşturmaya yaramaktadır ve başka bir amaca da hizmet etmemektedir.”
|