GEÇTİĞİMİZ hafta Cumartesi akşamı Eyüp Belediyesinin Ramazan Etkinlikleri çerçevesinde İftar Çadırında konserimiz vardı.
Belediye adına organizasyonu yapan Zekeriya Yıldız Beyin dâveti üzerine o gün konser için Eyüp’teydik. Sanıyorum 12-13 yıldır hemen hemen her yıl bu nezih ilçemizdeki Ramazan programlarına katılıyoruz. Saat 22:30 da başladığımız tasavvuf müziği konserimiz 1 saat 10 dakika sürdü. Salon dolu, dinleyiciler gayet ilgili ve dikkatliydi. İzleyicilerin gecenin o saatinde gidecekleri yol ve sahur hazırlığını düşünerek programı sona erdirmesek kimsenin ayrılmak gibi bir niyeti yok gibiydi.
Bir konser için ortalama 20- 30 dakika ideal olanıdır. Çünkü bir süre sonra dinleyenler sıkılabiliyor, salonun ağırlaşan havası dikkati dağıtabiliyor. Oysa o gün 70 dakika süren programımız, bitirmesek belki bir 70 dakika daha sürebilirdi. Bu durum, ilgi, gözlerdeki iştiyak, sahnede ter döken bizleri en çok mutlu eden şey gerçekten. Böylece Ramazan ayı içinde ikinci kez Eyüp’e gitmek kısmet oldu.
Eyüp için İstanbul’un bir nev'î manevî merkezi denebilir. Sadece İstanbul’dan değil bütün Türkiye hatta yurtdışından pek çok kişi bu mekânı görmeye geliyorlar. Hazreti Eyüp’ün (r.a) kabrini ziyaretle duâ ediyor, camide namaz kılıp çevre mekânları geziyorlar. İftar çadırı da türbenin hemen yakınında kurulmuş. Az ötede de kitap fuarı var. Alanı sağlı sollu çevreleyen dükkânlarda ise hummalı bir alış veriş trafiği. Kimi seccade, tespih, dinî kaset alırken kimisi de ailesiyle yiyecek içecek şeyler alıyorlar. Çay bahçelerinde içilen çaylar, sahlepler, macun şekerler. Müthiş bir insan yoğunluğu… Öyle ki iftardan çok önce başlayan bu insan seli sahura doğru ancak rahatlıyor. Burası gerçekten acayip bir çekim alanı ve Türkiye mozaiği. Her kesimden, her yaştan, her ilden gelen insanımız burada harmanlanıyor. Yürümenin çoğu zaman imkânsız hal aldığı anlara rağmen koca Ramazan boyunca akın akın bu sahneler yine yaşanıyor.
Yeri gelmişken bir endişemi paylaşmak istiyorum. Bütün güzelliklerine rağmen düşünüyorum da acaba bu coşku, alış verişler, yemeler içmeler Hz. Eyüp'ün (r. a) manevî hatırasını biraz geride mi bırakıyor ne? Böyle büyük zatların huzuruna çıkarken bulunduğu mekânları gezerken satıcıların bağırışları, insanların gürültüleri, etraftan gelen uygunsuz müzik sesleri, çay, yemek telâşı sanki o manevî havayı biraz dağıtıyor. Eyüp’e yakışır herkesin daha rahat ziyaret edebileceği bir çevre düzenlemesinin zarureti fazlasıyla hissediliyor.
|