Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan çalışmak için Çukurova’ya gelen tarım işçileri, gündüz bunaltıcı sıcaklarda 11-12 saat çalıştıktan sonra iftar ve sahurlarını, geçim kaynakları olan tarlaların kenarlarında lüks ışığı altında yapıyor.
Alınanbilgiye göre, her yıl binlerce tarım işçisi geçimlerini sağlayabilmek adına yüzlerce kilometre yol gelerek Çukurova’nın 45 dereceyi bulan kavurucu sıcağında, tarlalarda ter döküyor. Kurdukları küçük bir çadırda 8-9 kişi yaşamak zorunda kalan tarım işçileri, tarla kenarında taşla çevirerek oluşturdukları ocağı, ağaç parçaları ve buğday sapları ile yaktıktan sonra yemeklerini bu ateşin üzerinde pişiriyor. İftar ve sahur sofralarını 1970’li yıllarda kırsal kesimde yaygın olarak kullanılan, günümüzde çoğu kişinin unuttuğu lüks ışığı ile aydınlatıyor. Yevmiyelerini genellikle hasat sonrası almak zorunda kalan işçiler, tarlalardan topladıkları sebze ve meyveyle karınlarını doyuruyor. Ramazanda da sofralarındaki menü değişmeyen tarım işçileri, çoğunlukla iftarda az malzemeyle yapılan sebze yemeklerini tüketiyor. Sahurlarını da sıcak ev ortamından uzak tarlada, bir kilimin üzerinde yapan işçiler, genellikle iftarda tükettikleriyle sahur yapıyor.
|