Yazının başlığını açayım... Televizyon ekranında Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili kravatını yiyor...
Boynundaki kravatın önce en alttaki uçlarını avucunda buruşturup ağzına sokuyor. Sonra yavaş yavaş kravatın yukarı kısımlarını da ağzına tıkıyor. Bu görüntüler TV ekranında yayımlandı. (*)
O hareketli görüntülerden bir fotoğraf karesini yansıtıyorum. Dünya ölçeğindeki oyunda gaza gelerek yanlış hamle yapana işte böyle kravat yedirirler.
Saakaşvili de o vahim yanlışı yaptı. Rusya’yla silahlı çatışmayı göze aldı. Bunu yaparken arkasında sandığı ABD’ye güveniyordu.
Ne var ki... Güvendiği dağlara kar yağdı. Rusya’yla karşı karşıya kalıverdi.
Hep aynı tiyatro
ABD arkasından itmeseydi, Saakaşvili bu maceraya kalkışır mıydı? Hiç sanmıyorum.
Ama o da ABD tiyatrosunun sahnesinde buluverdi kendini.
Birinci Körfez Harekâtı’na neden olan Kuveyt’in işgali öncesini hatırlayın. Saddam ABD’nin Bağdat Büyükelçisi’yle konuşmuştu. Dış siyaset uzmanlarına göre, ABD Büyükelçisi o görüşmede “Kuveyt’i işgal etmesi halinde, ABD müdahalesiyle karşılaşmayacağı” izlenimini vermişti. Sonrası malum...
Saddam o gazla Kuveyt’e girdi. ABD liderliğinde Avrupa ve hatta İslam ülkelerinden oluşan koalisyon kuvvetleri Saddam’a karışı Birinci Körfez Savaşını başlattılar. ABD, Bağdat varoşlarına kadar ilerledi. Saddam’ı yıllarca kalacağı kapana sıkıştırdı.
Petrol politikasına endeksli “Kuzey Irak’a müdahale senaryosunun gerekçesini” ABD, dünyaya “saldırgan Saddam” imajı çizdirerek oluşturmuştu.
Saakaşvili’ye verilen rol ise “Rusya’nın nasırına basarak Putin’in Gürcistan’a saldırısına çanak tutturmak” olabilir. Peki ABD’nin kazancı?
Kafkaslar’a, Avrupa’ya “Putin tehdidini” vurgulaya vurgulaya tüm dünyaya göstermekti.
Sonra... Gürcistan’ı ve büyük olasılıkla Ukrayna’yı Rus tehdidine karşı korumak üzere NATO’ya almak, böylece Kafkaslar ve petrol yolunda Rus egemenliğini kırmak. ABD gene petrol endeksli büyük oynuyor. Hatta Karadeniz’i güvenceye almayı hedefliyor. Montreux Anlaşması’nın çetin hükümlerini aşarak donanmasını Karadeniz’e çıkarmak çabasında. Türkiye’ye bastırıyor, zorluyor.
Türkiye’nin önünde bir Saakaşvili örneği önemlidir.
Ankara gaza gelmemeli. Sonunda “kravatını yemek” de var.
(*) Bu görüntüler Habertürk’te yayımlandı. Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan Aktaş’a “Gerçek mi, kurgu mu?” diye sordum, “gerçek” olduğunu, “BBC’den aldıklarını” söyledi.
Milliyet, 21.8.2008
|