Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Eşbaşkanı Joost Lagendijk, Anayasa Mahkemesi’nin AKP hakkındaki kararına ilişkin, ‘’Şimdi AB, Türkiye’den reform gündemine dönmesini bekliyor’’ dedi.
Tatil için eşi Nevin Sungurlu’nun ailesinin Yalova’daki evine gelen Lagendijk, burada Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirdi. Eşbaşkan Joost Lagendijk, Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin, ‘’Evet, sonunda olacak. Türkiye ve AB’nin uzun vadedeki çıkarları aynı yönde olduğu için buna inanıyorum’’ dedi.
Lagendijk, ‘’Kapatma dâvâsının sonuçlanmasının ardından AB’nin hükümetten beklentisine’’ ilişkin soruyu, ‘’Hükümet dâva sebebiyle felce uğramıştı. Bu konu da kapandığına göre, şimdi AB, Türkiye’den reform gündemine dönmesini bekliyor’’ diye cevapladı. Lagendijk, gelecek yıl yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılmayacağını da ifade ederek, ‘’Yine de gelecek yıl bu konuda çalışmak istiyorum. Ama Avrupa Parlamentosu’nda değil. Bu bir üniversite veya düşünce kuruluşu olabilir. Bebeğimi bırakmayacağım. Bu konuda yazmaya, konuşmaya devam edeceğim’’ diye konuştu.
Göreve geldiğinden bu yana Türkiye’de çok şeyin değiştiğini ifade eden Lagendijk, kendisinin de Türkiye hakkındaki görüşlerinin değiştiğini kaydetti. Lagendijk, şöyle devam etti: ‘’1980’lerde Türkiye’nin üyeliğine karşıydım. Ama 2002’de görevi Daniel Cohn Bendit’ten devraldığımda hâlâ sol görüşlü, ama ılımlı bir sol görüşlü olmuştum. Türkiye olumlu yönde değişmişti. Böylece göreve başladığımda Türkiye’nin üye olmasını istedim.’’
“2004’TEN SONRA
SÜREÇ ZORLAŞTI”
Görevi Ecevit hükümetinin son aylarında aldığını hatırlatan Lagendijk, şunları belirtti: ’’Sonra AKP yönetime geçti. Sonraki iki yıl iyimserlik havasının sürdüğü, birçok reformun yapıldığı, herkesin memnun olduğu ve hatta Türkiye’ye karşı şüpheleri olan bazı Avrupalıların bile (artık müzakerelere başlamalıyız) dedikleri bir dönemdi. Ama 2004’ten sonra süreç zorlaştı. Hem Türkiye’de hem de Avrupa’da süreci durdurmaya kararlı kesimler var. Her iki taraftan da yola sürekli engel koyanlar varken bazen bu gemiyi yürütmek çok zor olabiliyor.’’
“2005’ten bu yana üyelik karşıtlarının daha da aktif olduklarını” ifade eden Lagendijk, “aynı zamanda Avrupa’da da Türkiye’nin üyeliğine karşı direnişin arttığını, çünkü Avrupa’daki bu çevrelerin üyelik müzakerelerine başlanmasını beklemediğini Müzakere tarihi verilmesinin onlar için de sürpriz olduğunu” kaydetti.
RUM KESİMİNİN AB’YE ALINMASI HATAYDI
AB sürecine desteğin azalmasının ikinci nedeninin AB’nin Kıbrıs politikası olduğunu ifade eden Lagendijk, ‘’Bence Avrupalıların yaptığı en büyük hata Kıbrıs politikası’’ dedi ve şunları söyledi: ‘’AB’nin adadaki sorun çözülmeden Kıbrıs’ı (Rum kesimi) üyeliğe almasının büyük bir hata olduğunu düşünüyorum. 2004’te referandum yapıldığında Kıbrıslı Türkler, Türkiye ‘evet’, Kıbrıslı Rumlar ‘hayır’ dediği halde Kıbrıs Rum tarafı AB’ye alındı. Türklerin gözlerinde bu AB’nin güvenilirliğini zedeledi. Ne zaman Türkler ile bir toplantıda ya da üniversitelerde bir araya gelsem, hep ‘Türkiye’nin Kıbrıs konusunda bir şeyler yapması gerektiğini söylüyorsunuz ama en büyük hataları da siz yapıyor, sorun çözülmeden Kıbrıs’ı üye yapıyorsunuz diyorlar.’’
Lagendijk, ‘’Zorlu sürecin sonunda Türkiye üye olacak mı’’ sorusu üzerine de ‘’Evet, sonunda olacak, çünkü Türkiye ve AB’nin uzun vadedeki çıkarları aynı yönde olduğu için buna inanıyorum’’ dedi. Lagendijk, AB ve Türkiye’nin güçlerini birleştirmek zorunda olduklarını ifade etti.
ÜYELİK 7-10 YIL İÇİNDE GERÇEKLEŞİR
Lagendijk, Orta Doğu’daki gelişmelerin de Avrupa için çok önemli olduğuna değinerek, şunları belirtti: ‘’Orta Doğu’da ana rol oynamak için Avrupa’nın Türkiye’nin yaklaşımına, Türkiye’nin deneyimine ihtiyacı var. Bu deneyimi şu an İsrail ve Suriye, İsrail-Filistin ve İran’da görüyoruz zaten. Türkiye, AB’nin çıkarına. Türkiye’nin oradaki deneyimini bölgesel bir güç olmak için kullanabiliriz. Kesin bir tarih bilmiyorum. İlk olarak söyleyebileceğim (üyeliğin) 7-10 yıl arasında gerçekleşebileceği. Tamamen müzakerelerin nasıl gideceği ve Türkiye’de neler olacağına bağlı. Meselâ Türkiye’de bir grup insan ‘tamam, bize bir tarih verin. O tarih de cumhuriyetin 100. yıl dönümü olan 2023 olsun’ diyor. Ama bence bu çok uzun bir süre. Çünkü böyle uzun bir tarih verilirse o zaman halk tünelin ucunda ışık göremez, güvenini kaybeder. Maksimum 7-10 yıllık bir süre.’’
|