OKS, ÖSS, SBS, KPSS, ÜDS….. sonunda ne kadar sınavın “S” si varsa yine “S” ile başlayan “SONUÇ” ları belli oldu.
Yukarıda adı geçen sonu “S” ile başlayan ve başı da “S” ile başlayan sonuçların hepsi belli oldu. Bu “S” ler direkt veya dolaylı milyonlarca insanımız ilgilendi. Heyecanlandılar, kimileri sevindi, kimileri üzüldü. Kimileri de beklentilerini bir sonraki bahara erteledi.
Beklentileri satın alanlar ve satanlar da oldu bu arada. Borsacıların tabiri olan “Beklentileri satın almak” tabirini dikkate değer buluyorum.
Malûm kapatma dâvâsı, iç ve dış siyasî gelişmeler, iklim, küresel ısınma, petrol fiyatları, buğday ve mercimek mafyası, iç ve dış siyasî gelişmelere bakarak beklenti satın alıp satanlar oluyor.
Ticarî kuruluşların, işletmelerin hisse değerlerini, işletmecilik performansları, ürün kalitesi, ürüne olan ihtiyaç derecesi belirlerken borsayı meşhurlardan birinin nezle olması etkiliyor.
Keza iç siyasî olayların akışında pozitif veya negatif gelişmeler borsada yüzlerce kuruluşun hisse değerini kuyunun dibine veya minarenin doruğuna çıkarıyor.
Tamamen dedikodu, çoğu zaman yalan, dolan, spekülasyona bağlı olarak ihya olanlarla imha olanlar dünyası…. “Sen çalış ben yiyeyim, ben tok olduktan sonra başkası açlıktan ölsün” anlayışının alın terine dayalı çalışan kuruluşlar üzerinden, oturduğu yerden değişen sermaye hareketi. Tuhaf bir durum ama ekonomistleri daha fazla kızdırmadan sadede dönelim.
Beklenti gelecek demektir. Hayaldir demektir, istikbal demektir, yarın demektir. Beklentiler satın alınmaz. Beklenti geleceğe hazır olmak, tedbir almak demektir.
Beklenti istemek demek, beklenti duâ demektir.
İnsanın değeri beklentisine göre anlaşılabilir.
Üstad Bediüzzaman, “İnsanın kıymeti hedef ittihaz ettiği şeyin kıymeti nispetindedir” diyor. Bir insan gelecekte neyi elde etmek istiyor? Hayallerini, nerede olmak süslüyor? Beklentilerinin, boyu, çapı, değeri nedir? Kıymeti, değeri de odur.
İhtiyaç duyulan şey beklentidir. “Hayal nereye uzanırsa ihtiyaç oradadır. Elde her ne yoksa ihtiyaçtır”
Moda deyimle vizyon sahibi insanlara beklentileri, hedefi büyük insanlar diyorlar.
Vizyon sahibi gelecekte olmak istenilen, yapmak, gerçekleştirmek istenilen şeydir.
Vizyona örnek, Hz. Ebubekir (r.a.) “Yâ Rab! Vücudumu o kadar genişlet ki, Müslümanlara cehennemde yer kalmasın” duâsıdır. Yine Bediüzzaman’ın, “Gözümde ne cennet sevdası var ne cehennem korkusu, milletimin imanını selâmette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım, vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur” dilekleri vizyonun nihaî zirvesidir. Nefsini aşmak, imanı ve dâvâsı için değil dünyasını ahiretine de feda edebilmektir. Tahayyül etmek bile çok zor.
Borsacıların bir iki günlük dünyevî helâl haram karışık belli olmayan beklentileri nerede, cenneti de maksadına gaye yapmayan beklenti nerede…
Beklenti satın alınmaz ama beklenti içinde olunur.
Beklenti madem istemektir ve duâdır. O halde beklentilerimizi doğru tesbit etmek ve doğru tanımlamaktır esas olan.
“İnsanı canlandıran emeldir, öldüren yeis (ümitsizlik)tir”. Ümit etmek beklentidir.
İnsan sürekli beklenti içinde olmalıdır. Canlılığın âlâmetidir. “En çok sıkıntı çekme insan istirahat döşeğindeki adamdır”. “Sıkıntı sefahatin pederidir.”
Büyük insan, büyük düşünen insandır,
Büyük insan dâvâsı büyük olan insandır, büyüklük dâvâsı olan insan değildir…
Büyük düşünmek, büyüklerin en büyüğü kim ise O’nu tanımaktır, O’nu düşünmektir. Beklentinin en büyük fiyatı da “Cennet gibi bir fiyat …” sırrını anlamaktır. Gereğini yapmaktır.
|