AYRILIK ERTESİ
HAVADA kalmış bir el... Giden otobüsler... Ve bir çift gözyaşı değil vedalarımızdan arda kalan. Yokluğunuzun doldurulmaz boşluğu, yürekleri derin hasret acısı ve kopmaz halatlarla bağlanmış muhabbet bağlarıyla birlikte bi başımıza bıraktınız bizleri iç Anadolu’nun en kır şehrinde !... Hüzün, hasret ve sevgiyle yoğrulmuş yüzlerimiz ancak güzel hatıralarla tebessüm ediyor şimdilerde... Tecrübesizdik hayata karşı. Ama içerisi umut dolu bir yürekle gelmiştik bu şehre ve bütün umutlarımızı ortak beslemiştik. Hayatın en zorlu sınavlarında da en yakın bildik birbirimizi, kardeş bildik. ‘kardeşim’ dedik en samimî hislerle ve ortak olduk kardeşimizin sevincine ve acısına...
Ama şimdi maddî ayrılıklar kapımızı çaldı alacaklı gibi. Fani hayatı bakiye dönüştürebilecek muhabbetlerimiz maddî ayrılıklarla sınanıyor. Ayrılık hayatın en acı gerçeklerinden olsa gerek. Hayat devam ettikçe firak elemiyle hep karşı karşıya kalacağız. Bu dünyada severek bağlandıklarımızdan hep ayıracak hayat bizi. Hiçbir şeye tamamıyla sahip olamayacağız. Öyle ki bizim diye benimsediğimiz bedenlerimiz bile vakti geldiğinde ardına bile bakmadan bizi terk edecek. Ancak bakiye inkılâp edebilecek bir muhabbet fanilikleri bakileştirebilir.
Biz “Birimiz şarkta, birimiz garbda, birimiz cenupta, birimiz şimâlde, birimiz âhirette, birimiz dünyada olsak, biz yine birbirimizle berâberiz” diyen bir âlimin yolundan gitmeye çalışan biçareleriz. Kiminiz yurt dışına kiminiz de yurdun muhtelif illerine gittiniz. Ama bizim muhabbetimize maddî ayrılıklar engel değildir. Ayrıca bizim hizmet anlayışımızda kimin gittiği kimin geldiği önemli değildir. Yol değişir yolcu değişir ama menzil asla değişmez. Menzile ulaşmada azim sevk ve gayret duâlarımla… Bütün ayrıldıklarım sizi unutamam.
|