AK Parti kapatılmayınca, İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu, partililere şöyle bir mesaj çekti: “Sevgili kardeşim. Bugün akıttığın terin, yaşadığın hüzünlerin, samimiyet dolu duygularının ve davanda haklılığının hukuk tarafından da tescil edildiği gündür. Kutlu olsun.”
Partinin kapatılmaması, ülkemizin istikrarı açısından olumlu bir gelişme. Buna mukabil, AK Parti için kararın müspet olduğu söylenemez. Hele de, “Mahkeme, haklılığımızı tescil etmiştir” hiç denilemez. Aksine, AK Parti’nin laiklik karşıtı eylemlerin içinde bulunduğu ilân edilmekle birlikte, daha hafif bir ceza olan, Hazine yardımının kesilmesi benimsenmiştir.
Buna rağmen, Tayyip Erdoğan, derin bir nefes almıştır. Çünkü, hem partisi kapatılmadı, hem kendisi siyasi yasak kapsamına girmedi. Çok zorlu bir mücadeleden kurtuldu. “Laiklik karşıtı” olma konusu ise siyasi bir mesele. Gerekçeli karar açıklanınca, hangi davranışların laiklik karşıtı olarak mütalaa edildiğini göreceğiz. Ama bugünden şunu söyleyebiliriz: Söz ve eylemleri, önümüzdeki yıllarda da, rejim açısından tartışma yaratmaya devam edecektir.
Muhalefet, AK Parti’ye, “laiklik karşıtlığı mahkemeden tescilli” muamelesi yapacaktır. Üstelik, artık partinin tepesine, “Demokles’in kılıcı” asılmıştır. Diyelim ki AK Parti programında söz verdiği gibi İmam Hatip mezunlarının üniversiteye gitmesini zorlaştıran katsayı adaletsizliğini gidermeye çalıştı ya da başörtülü kızların üniversitede okuyabilmesi için harekete geçti. Hemen, Anayasa Mahkemesi’nin kararına atıfta bulunanlar çıkacaktır.
Bakalım Tayyip Erdoğan bu çemberi kırabilecek mi?
Sabah, 1 Ağustos 2008
|