İnançsızlık, manevî değerlerden uzaklaşma ve yalnızlık modern toplumlarda intiharı tetikleyici etki meydana getiriyor. Dumlupınar Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Musa Şahin, modern hayatın insanın çevresini ekonomik alana dönüştürdüğünü belirterek, hava kirliliği, trafik, nesiller arası saygı ve sevgi ilişkilerinin azalması gibi sebeplerin şehir hayatında insanı mutsuz hale getirdiğini ve intihara sürüklediğini anlattı. Şahin, insanın var olup hayatını sürdürdüğü aile kurumunun kuruluş biçimi, işleyişi ve anlayışlarının değişmesinden olumsuz etkilendiğini belirtti.
Modernleşme intihara sürüklüyor
DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ (DPÜ) FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ ÖĞRETİM ÜYESİ YRD. DOÇ. DR. MUSA ŞAHİN, “İNTİHAR, SANAYİ KENTLERİNİN, MODERN HAYATIN GETİRDİĞİ BİR SORUNDUR. ONUN İÇİN SANAYİLEŞMEYİ DAVUL ZURNAYLA KARŞILAMANIN GEREĞİ YOK.” DEDİ.
Yrd. Doç. Dr. Şahin, yaptığı açıklamada, dünyada 42 saniyede bir, günde de ortalama 1000 kişinin intihar ederek hayatına son verdiğini söyledi. İntihar girişiminde bulunanların yüzde 10-15’inin yeniden girişimde bulunarak hayatını sonlandırdığını belirten Yrd. Doç. Dr. Şahin, intiharın negatif içeriğe sahip bir davranış ve bireyin anlatım biçimi olduğunu anlattı. Yrd. Doç. Dr. Şahin, dünyada intihar olaylarının son yıllarda arttığına dikkati çekerek, hayat çemberini tehdit eden faktörler ortaya çıktıkça bireyin yavaş yavaş yaşamdan uzaklaşarak intihara yönelebildiğini bildirdi. Öğrenmenin de bir intihar sebebi olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Şahin, ‘’Ölme ve öldürmenin öğrenme boyutu var. Öldürmeyi bilmeyen kişi, intihar eylemine kalkışamaz. Modern toplumlarda öğrenmenin artması ve bunu sağlayan araçların yaygınlaşması, intihar olaylarının sayısını çoğalttı’’ diye konuştu. ‘’İklim değişimleri, bahar ayları, yaz sıcakları, sınav ve işçi çıkarma dönemlerinde, evlilik karar ve uygulama süreçlerinde intiharlara daha sık rastlanıyor’’ diyen Yrd. Doç. Dr. Şahin, iklimin de intihar davranışında belirleyici faktörlerden biri olduğunu, ancak bunun tek başına bir intihar sebebi sayılamayacağını kaydetti.
ÇEVRESEL ETKİ DE VAR
Yrd. Doç. Dr. Şahin, insanın var olup yaşamını sürdürdüğü aile kurumunun kuruluş biçimi, işleyişi ve anlayışlarının değişmesinden olumsuz etkilendiğini belirtti. Apartmanların insanları birbirlerinden yalıtarak komşuluk ilişkilerini bitirme noktasına getirdiğine değinen Yrd. Doç. Dr. Şahin, şöyle konuştu: ‘’Sanayi toplumunun en büyük özelliklerinden biri de akrabalık ilişkilerinin azalmasıdır. Eskiden erkekler arasında kan kardeşliği, kadınlar arasında ahretlik gibi kurumsallaşmış arkadaşlık ilişkileri vardı. Askerlik arkadaşlığı yetişkin erkeklerin hayatında önemli bir yer tutardı. Şimdi bu tür arkadaşlık ilişkilerine çok az rastlanıyor. Özellikle çocuklarda ergen dönemde beğenilme beklentisi vardır. Bu dönemdeki itici ve reddedici yaklaşımlar çocukta öz güven eksikliği oluşturur. Beğenilmeme duygusu gelişmeye başlar. Çocuğun sosyal ve ruhsal dünyası bozulur. Bu bakımdan eğitim önemlidir. Ancak eğitim arttıkça intihar da artıyor.’’
Kişilerin beklentilerini gerçekleştiremeyeceğine yönelik inançları azaldığı oranda hayattan korkmaya başladıklarını, bunun sonucu olarak intihar eğilimlerinin ortaya çıkabileceğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Şahin, ‘’Genelde kendini toplumun kabul ettiği araçlarla ifade edemeyen, kendini gerçekleştiremeyen bireyler intihara yöneliyor. En basit kendini ifade aracı dildir. Sorunlarını dile getiremiyorsa beden dilini kullanır. Bu imkânı bulamayanlar son çareyi intiharda görürler’’ dedi. Yrd. Doç. Dr. Şahin, basın ve yayın organlarında intihar olaylarına ilişkin yer verilen haberlerin, bu negatif davranışı teşvik edip kaygı uyandırmaması, bireylerde geleceğe, beklentilere, umuda yönelik alan daralmasına yol açmaması gerektiğini söyledi.
SANAYİLEŞMENİN OLUMSUZ SONUÇLARI
Yrd. Doç. Dr. Musa Şahin, klâsik toplumlarda silâh, iple asma ve kesici aletlerle intihar olaylarının görüldüğünü, sanayileşmeyle birlikte bunlara ilâç kullanma, eroinle altın vuruş gibi yöntemlerin eklendiğini söyledi. Türkiye’de yaşayanların geç modern bir toplumu oluşturduğu için sanayileşmenin getirdiği sıkıntı dalgasına yeni girmeye başladığına işaret eden Yrd. Doç. Dr. Şahin, şunları kaydetti: ‘’İntihar, sanayi kentlerinin, modern hayatın getirdiği bir sorundur. Onun için sanayileşmeyi davul zurnayla karşılamanın gereği yok. Biz sanayileşmede geriden geldiğimiz için avantaj ve dezavantajlarını yaşıyoruz. Dezavantajımız, refah düzeyimizin daha geride olması, avantajımız ise sanayi toplumlarının intihar, yüksek boşanma oranı, erken gebelik, kural dışı birliktelik, obezite gibi problemlerini daha düşük düzeyde yaşamamızdır.’’ Yrd. Doç. Dr. Şahin, modern hayatın insanın çevresini ekonomik alana dönüştürdüğünü belirterek, hava kirliliği, trafik, kuşaklar arası saygı ve sevgi ilişkilerinin azalması gibi etmenlerin şehir hayatında insanı mutsuz hale getirdiğini anlattı. Sanayileşmeyle birlikte şehir hayatını oluşturan mekânsal araçların, insanın hayatını destekleyici olmaktan çok engelleyici rol oynamaya başladığını ifade eden Şahin, bu doğrultuda insanların tehdit altına girdiğini bildirdi.
|