Ergenekon’la ilgili son gözaltı operasyonlarıyla birlikte bazı çevreler, demokrasi, insan hakları ve hukuk ilkelerini anımsadılar.
Duyarlık elbette gösterilmeli.
Gözaltına alınan, tutuklanan, mahkum olarak cezaevine atılan kim olursa olsun hukuk ve insan hakları şemsiyesiyle korunmalıdır.
Bunun istisnası olamaz.
Ama bu pencereden bakınca, ülkemizde ne yazık ki çok fazla çifte standart örnekleri yaşadık, yaşıyoruz.
Son Ergenekon operasyonuyla birlikte ayağa kalkan ve tepki gösterenlerin bu noktayı da düşünmelerinde yarar var.
Ergenekon sıradan bir olay değil.
Ergenekon operasyonlarına tepki gösterenler bir noktayı, ‘2003-2004 darbe tertipleri‘ni hiç unutmasınlar.
Nokta dergisinde yayımlanan ve gerçek olduğu kanıtlanan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’in günlüklerini hatırlasınlar.
Okumadılarsa, okusunlar.
Örneğin bir yeri şöyledir:
“20 Ocak 2004...
Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda yapılacak kuvvet komutanları toplantısına katıldım. MGK ön toplantısı perşembe günü yerine yarına alındığı için bir koordinasyon ihtiyacı doğmuştu. (...) Konuşmalar sırasında Jandarma Genel Komutanı (Şener Eruygur) daima bir ihtilal özlemi içersinde, bir an önce bu işi yapalım şeklinde konuşuyordu. Bugün de defalarca tekrar etti...”
“6 Şubat 2004...
Sabah doğruca Jandarma Genel Komutanlığı’na gittim ve orada üçümüz buluştuk. Durumu tekrar gözden geçirdik. Jandarma Genel Komutanı hala darbe yapalım diye inat ediyordu... Sabah toplanmamızın esas gayesi Kıbrıs konusunda neler yapılabileceği konusunda seçenekleri gözden geçirmek. Ancak biz bu konuyu bırakıp darbe yapacak mıyız yoksa yapmayacak mıyız konusuna girdik. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur‘u ikna etmek oldukça güç. Bir netice alamayacağımı bildiğim halde yine de onu ikna etmeyi denedim. Pek ikna olduğunu söyleyemem..
6 Aralık 2003...
... Kendimize göre bir eylem planı yapmaya karar verdik.
-Önce basını ele geçirmeye çalışacaktık...
-Sonra rektörler ile temas edip öğrencileri sokağa dökecektik.
-Sendikalar ile aynı şekilde hareket edecektik.
-Sokaklara afiş astıracaktık.
-Derneklerle temas edip onları da hükümet aleyhine teşvik edecektik.
-Bütün bu olayları yurt çapında yapacaktık.
Yukarıdakiler SARIKIZ olarak anılacaktı...”
Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın günlüğünden kısa bir bölüm aynen böyle.
Ergenekon da bu çerçevenin dışında değil. Birçok bağlantısıyla bu çerçeveye oturuyor.
Elbette insan hakları, hukuk...
Elbette demokrasi...
Ama şunu da unutmayın:
Bu ülkede demokratik hukuk devletinin kolunu kanadını kıran, insan haklarının canına okuyan birçok darbe oldu.
Bu yüzden Ergenekon’la ilgili gelişmeleri, operasyonları ciddiye almakta yarar var, eğer bu topraklarda demokrasiyi, hukuku ve insan haklarını gerçekten önemsiyorsak...
Milliyet, 4 Temmuz 2008
|