Bosna’daki savaş 10 yıl önce bitti. Ama Bosna’nın da tamamlaması gereken işleri var. Bosnalı Sırpların eski lideri Radovan Karadziç hâlâ aranıyor.
Karadziç hâlâ nasıl kaçabiliyor?
"BAK, ŞU ARKADAŞIN DEĞİL Mİ?"
Hollandalı gazetecinin eşi, camdan, lokantanın önündeki masalardan birinde oturan adamı işaret ediyordu.
Kafasının şeklinden, yarı ağarmış saçlarından, arkasından bile, dünyada en fazla arananlar arasında bulunan bu kişi kolayca tanınabiliyordu. Yüzünü döndüğünde gazeteci artık daha bir emin oldu. Radovan Karadziç, Bosna’nın güneyindeki Foca to Gacko caddesindeki bir lokantada yemek yiyordu.
Nisan 2005’ti. Gergin görünen Karadziç ve yanındaki kadın biraz sonra masadan kalktı ve kırmızı bir Mercedes ile ayrıldı.
'CANINI SEVİYORSAN'
Adaleti, kazanacağı şöhret ve paranın yerine koyan gazeteci, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi ile temasa geçti. Daha sonra haber sızdırıldı. Mahkeme, polisi suçladı. Polis, haberin sızdırılmasından uluslar arası toplumun Bosna’daki yüksek temsilcisi Paddy Ashdown’ı sorumlu tuttu. Daha sonra gazeteci, başka bir adla, gördüklerini yazmaya karar verdi.
Ama haberini yazmadan önce bir gelişme olup olmadığını öğrenmek için Hollanda istihbaratını aradı. “Canını seviyorsan yazma” diye bir cevap aldı. Gazeteci şaşırmıştı: “Bazı ajanlarımız birkaç kez o lokantaya gittiler. Hollanda’ya döndüklerinde onlara koruma vermek zorunda kaldık.”
Bosnalı Sırpların eski lideri Karadziç’i koruma sağladığı öne sürülen ‘mafya’ bu kadar güçlüydü...
Bütün bunlar, yakın bir zaman önce Slobodna Bosna adlı yerel gazetede çıkan bir haberle birebir örtüşüyor. Bosna gizli servisindeki üst düzey yetkililerden Radomir Ceranic, Karadziç’in adamlarının iki CIA ajanını nasıl öldürdüklerini anlatıyordu.
CESETLERİ BULUNAMADI
Karadziç’e çok yaklaşmışlardı. Karadziç’in adamları, arabalarının ve izleme araçlarının yerini tesbit etmişlerdi.
İkisi de Amerikan vatandaşı olan CIA ajanlarının cesetleri bulunamadı. Ceranic, görevinden yeni alınmıştı. Belki intikam için bunu yapıyordu. Ama gerçek ne olursa olsun, bu olay Karadziç şebekesinin ne kadar güçlü olduğunu gösteren bir işaretti.
Peki üç hafta önce savaş döneminde Karadziç’e danışmanlık yapan eski Bosna Sırp Polis Müdürü Stoyan Zuplayanin’in tutuklanmasını nasıl yorumlamak gerekiyor?
Bu, Karadziç ve eski komutanı Ratko Mladiç’in etrafındaki çemberin nihayet daralmaya başladığı anlamına mı geliyor?
Bosna ve Sırbistan’da bunu bazı kaynaklara sordum.
'KİMSE DOKUNAMAZ'
Yoksa, Zuplayanin, Belgrad’da hükümet kurmaya çalışan sosyalistlerle Demokratik Parti arasındaki pürüzlerin giderilebilmesi için verilmiş bir kurban mıydı? Hep “kurban” cevabını aldım. “Karadziç ve Mladiç’e kimse dokunamaz.”
1990’ların başında farklı kültürel geçmişleri olanların birlikte yaşayamayacağını ispatlamak için başlattığı savaştan önce, Saraybosna’ya her geldiğimde Karadziç’le düzenli olarak röportaj yapıyordum.
Ama kısa sürede cevaplarından sıkılmıştım.
1941’de, Hırvatistan’daki Jasenovaç Toplama Kampı’nda çok sayıda Sırp’ın öldürülmesiyle ilgili saplantısının ötesine geçemedik.
Ben de Saraybosna Üniversitesi’nin tarih profesörlerinden ve Karadziç’in partisinin perde arkasındaki üst düzey isimlerinden biri olan Milorad Ekmeciç ile konuşmayı tercih ettim. En azından Ekmeciç ile bugünleri ve partinin 1991 nüfus sayımı temelinde, dehşet verici bir açıklıkla yaptığı, Bosna’da etnik açıdan “saf” geniş alanlar oluşturma planlarını konuşabiliriz.
“Biz Sırplar, hayatta kalmak için özel olmalıyız” diye ısrar ediyor profesör. Yıllar önce Bosna’daki Sırp Cumhuriyeti’ni baştan sona dolanmıştım. “Savaş suçu kurbanlarını dinledik, şimdi de bu suçları işleyenleri dinleyelim” diye düşünüyorum. Ama Karadziç ve Mladiç’i bilerek dışarıda bıraktım.
SİYASÎ İRADE
Lahey Mahkemesi tarafından çarptırıldıkları cezaları çektikten sonra serbest kalanlara yoğunlaştım.
Bu kişileri bulmak çok da zor değildi. Ancak korkunç ikizler Mladiç ve Karadziç’le ilgili fısıltılara da kulağımı tıkayamadım. Batılı istihbarat servislerinin, nerede olduklarını aşağı yukarı bildikleri söyleniyordu.
Ancak Londra ve Washington’da, bu ikisini yakalamak için İngiliz ya da Amerikan ajanlarının hayatını tehlikeye atacak siyasî irade yoktu. Zaman geçiyor. Yeni Balkanlar haritam, Foca diye bir kasabayı göstermiyor bile. Kasaba Karadziç’in adamlarının, Müslüman sakinlerini kovduktan ya da öldürdükten sonra verdiği adıyla yer alıyor haritada: Srbinje. Ve 38 kilometre güneyde, Sutjeska Ulusal Parkı’nın kıyısında, Radovan Karadziç kırmızı bir Mercedes’ten iniyor. Bardaki orman işçileri dönüp ikinci kez bakmıyorlar bile. Daha önce çok defa görmüşler çünkü. Restoranın sahibiyle ve karısıyla birlikte.
Hollandalı gazetecinin eşi soruyor: “Şurada oturan senin arkadaşın değil mi?”
|