|
|
|
Zamma iptal dâvâsı |
Tüketici Hakları Derneği ile Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası, elektrikte otomatik zam kararının iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştayda dâvâ açtı. Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, elektrikteki otomatik zam kararı ile elektrik fiyatlarındaki artışın sebebinin, halkın ve ülkenin çıkarlarına uygun olmayan yanlış ve dışa bağımlı enerji politikaları olduğunu savundu
TÜKETİCİ Hakları Derneği (THD) ile Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM), elektrikte otomatik zam kararının iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştayda dava açtı.
THD Genel Başkanı Turhan Çakar, dava dilekçesini verdikten sonra Danıştay Başkanlığı önünde basın açıklaması yaptı. Çakar, elektrikteki otomatik zam kararı ile elektrik fiyatlarındaki artışın sebebinin, halkın ve ülkenin çıkarlarına uygun olmayan yanlış ve dışa bağımlı enerji politikaları olduğunu savundu. Alım garantili özel elektrik kuruluşlarından çok yüksek fiyatlarla elektrik alındığını ifade eden Çakar, ‘Örneğin kamu kuruluşlarının elindeki tüm doğal gaz, kömür ve hidrolik santrallerden elde edilen 1 kwh elektriğin ortalama maliyeti 3,25 cent/kwh iken özel sektörden alınan 1 kwh elektriğin ortalama birim fiyatı 9,3 cent-kwh dolayındadır’’ dedi. Türkiye Elektrik Kurumu’nun 30 genel müdürlüğe bölünmesinin elektrik fiyatlarına ek maliyet getirdiğini, BOTAŞ’ın tahsil edemediği yüksek miktardaki alacaklarının elektrik fiyatlarına yansıtıldığını belirten Çakar, BOTAŞ’ın tahsil edemediği borçlar sebebiyle doğal gaza zam yapılmak zorunda kalındığını söyledi. Elektriğin ucuzlatılabilmesi için kademeli olarak doğal gaz bağımlılığından kurtularak yerli kaynaklara yönelmek gerektiğini anlatan Çakar, ‘’yap-işlet-devret’’, ‘’yap-işlet’’, ‘’işletme hakkı devri’’ gibi imtiyaz verilerek gerçekleştirilen özelleştirmelere son verildiğinde de elektrik fiyatlarının en az yarı yarıya düşeceğini kaydetti. Dışa bağımlı ve yanlış enerji ve elektrik üretim politikaları uygulanması sebebiyle elektriğe otomatik zam kararının kaçınılmaz olduğunu ifade eden Çakar, şöyle konuştu: ‘’Yanlış enerji politikaları ve kararları ülkemizin enerji ve elektrik sorununun büyümesine ve çıkmaza girmesine neden olmuştur. Sonuçta bu zamlar yaşamın tüm alanını ve Türkiye ekonomisini etkileyerek telafisi imkansız sonuçlara neden olacaktır. Bu nedenli THD ve ESM olarak elektrikte otomatik zam kararı olan 14.02.2008 tarih ve 2008/t-5 karar numaralı ‘Enerji KİT’lerin uygulayacağı Maliyet Bazlı Fiyatlandırma Mekanizmasının Usul ve Esasları Hakkında Kararının iptali, öncelikle yürütmenin durdurulması istemiyle dava açmış bulunuyoruz.’’ Bu arada, Danıştay Başkanlığının çevresinde Çevik Kuvvet ekiplerinin güvenlik önlemi aldığı gözlendi. Bazı THD ve ESM üyeleri de ellerinde taşıdıkları dövizlerle zammı protesto etti.
|
/ Ankara
01.07.2008
|
|
|
ARAŞTIRMA ÖNERGESİ YETERLİ İMZAYI BULAMADI |
Nokta Dergisinin ortaya çıkardığı Sarıkız ve Ayışığı kod isimli darbe teşebbüsleri hakkında araştırma önergesi hazırlayan ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, milletvekillerinden beklediği desteği bulamadı. Önergenin TBMM Başkanlığına sunulabilmesi için 20 vekilin imzası gerekiyor. Kendisi dışında 19 imzaya ihtiyaç var. Yeni Asya'ya konuşan sivil toplum temsilcileri, önergenin desteksiz kalmasına tepki gösterdiler.
MECLİS TEPKİ GÖSTERMEZSE DARBELER BİTMEZ
İHD Başkanı Hüsnü Öndül, “Darbeler şöyle olursa meşrûdur, böyle olursa meşrû değildir” gibi ikilemlerden kurtulup kesin, net, açık tutum alınması gerektiğini söyledi. Mazlumder Genel Başkanı Gergerlioğlu ise, "Siz hâlâ darbecileri görmezden geliyorsanız maalesef başka darbeler gelmeye başlar" derken, Hukukçular Birliği Başkanı Kılıçkaya, "Parlamento kendi gücüne, yetkisine sahip çıktığı zaman darbe olmaz" dedi.
Darbelere sessiz kalmayın
Darbe girişimlerini TBMM gündemine taşımak isteyen ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras’a milletvekillerinden destek gelmemesi büyük tepki topladı. Milletvekillerine seslenen STK temsilcileri ve hukukçular “kendi hakkını savunmayan milletin hakkını nasıl savunacak” sorusunu sordu.
Nokta Dergisi’nin ortaya çıkardığı “Sarıkız” ve “Ayışığı” kod isimli darbe teşebbüsleri hakkında araştırma önergesi hazırlayan Uras, vekillerden beklediği desteği göremedi. Önergenin Meclis Başkanlığı’na sunulabilmesi için 20 imza gerekiyor. Kendisi dışında 19 imzaya ihtiyaç var. Ancak şu anada kadar tek bir milletvekili imzaya yanaşmadı.
Partilerin ve milletvekillerinin darbenin ortaya çıkarılmasını sağlayacak önergeye destek vermemesine tepki gösteren STK temsilcileri Yeni Asya’ya konuştu.
İHD BAŞKANI HÜSNÜ ÖNDÜL:
İktidar partisi başta olmak üzere siyasilerin, Türkiye toplumunun bu temel konuda mutabakat sağlaması gerekir. “Darbeler şöyle olursa meşrudur, böyle olursa meşru değildir” gibi ikilemlerden kurtulup kesin, net, açık tutum alınması gerekir. Demokrasinin kuralı budur. Milletvekillerini demokrasiye sahip çıkmaya çağırıyoruz. Başka türlü demokrasiyi korumamız imkânlı değildir. Halkın iradesini temsil eden insanlar önce bu darbelere dur diyecekler. Böyle boyun eğerek, gerçeklerden yüzleşmekten kaçarak ve hukuku işletmeyerek Türkiye’deki mevcut hukuka göre darbe teşebbüsünde bulunmak ağır cezalık bir suçtur. 20 yaşındaki çocukların duvarlara yazı yazdığı için 15-20 sene hapis cezası ile cezalandırıldığı bir ülkede milletvekilleri, kendilerini ülke yönetiminden zorla veya tehditle uzaklaştırmak isteyenlerden hesap sormalıdır.
MAZLUMDER BAŞKANI ÖMER FARUK
GERGERLİOĞLU:
Ufuk Uras’ın yaptığı bir milletvekilinin yapması gereken girişim. Darbecilere karşı böyle bir girişimde bulunmak mutlaka lâzım. AKP ve diğer partilerin destek vermemesi son derece üzücü. Açık ve ispat edilmiş açık bir darbe olayı var. Alper Görmüş beraat etmişti. Bu darbe girişimlerinin ispatı anlamına gelir. O günden beri Şener Eruygur’dan, Özden Örnek’ten ses yok. Suskunlukla bu girişimlerini unutturmaya çalışıyorlar. Bu kesinlikle kabul edilebilecek bir durum değil. Ama daha da kabul edilmeyecek olanı AKP veya diğer partilerin tutumu. Kendi hakkını savunamayan milletin hakkını nasıl savunacak. Pısırık bir şekilde apaçık gerçeklere karşı gözünüzü kapatıp “aman suskunlukla bu işi geçiştirelim” denilebilir mi? Ortada apaçık üzerine gidilmesi gereken insanlar var. Darbecilerin üzerine gidilmeyecekse demokrasiden bahsetmenin anlamı yok. Onların üzerine gidecek ve bu imtihanı kazanacaksın. Başka yolu yok. Gerçek güç sahibi millettir. Siz hâlâ darbecileri görmezden geliyorsanız maalesef başka darbeler gelmeye başlar.
HUKUKÇULAR BİRLİĞİ BAŞKANI SİNAN
KILIÇKAYA:
Ufuk Uras’ın girişimi çok isabetli. TSK’nın eleştirisi gibi konularda özellikle Türkiye’de bir suskunluk vardır. Darbe girişimleri basına ve yargıya da yansıdığı halde siyasî partiler üzerine gidebilmiş değildir. Ortada bir darbe girişimi varsa ortaya çıkmalı. Bunun failleri anayasal düzeni askıya almak suçundan ortaya çıkarılmalıdır. Bu konunun ortaya çıkarılması, meclis gündemine alınıp araştırma yapılması gerekir. TSK işin içinde olduğu zaman siyasî partiler bu konuda çekince ve geri durmayı tercih etmekte. AKP’nin yaklaşımı da böyle. Parlamento kendi gücüne, yetkisine sahip çıktığı zaman darbe olmaz. Bütün milletvekillerinin hepsinin darbeye karşı olması gerekir.
|
Kemal BENEK
/ Ankara
01.07.2008
|
|
|
Verheugen’e Türkiye tepkisi |
Alman Hıristiyan Birlik Partileri (CSUCDU) Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen’in İrlanda’nın, Lizbon Anlaşmasına “hayır” demesinin ardından, Türkiye’nin üyeliğinin tehlikede olmadığı yönündeki açıklamasına sert tepki vermeye devam ediyorlar.
Alman Hıristiyan Birlik Partileri (CSU-CDU) Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen’in İrlanda’nın, Lizbon Anlaşmasına “hayır” demesinin ardından, Türkiye’nin üyeliğinin tehlikede olmadığı yönündeki açıklamasına sert tepki vermeye devam ediyorlar. ABHaber’e göre, Alman Hırisyiyan Birlik Partileri Verheugen’in Türkiye konusundaki açıklamalarından dolayı istifa etmesi için kampanya başlattılar. Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) CDU ve CSU’lu parlamenterler ise Verheugen’in Türkiye ile ilgili çıkışını hatalı bulduklarını istifa etmesi gerektiğini savunuyorlar. CSU Partisi, Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki tartışmada, İrlanda’nın Lizbon Anlaşmasına “hayır” demesinin ardından, Türkiye’nin üyeliğinin tehlikede olmadığı görüşünde olan Günter Verheugen’in istifa etmesini talep etti. Verheugen, Bild gazetesine, İrlanda’nın Lizbon Anlaşmasına “hayır” demesinin ardından, Türkiye’nin üyeliğinin tehlikede olmadığını ifade ederek “İrlandalılar geleneksel olarak genişleme yanlısıdır. Şimdi de Avrupa’yı kapalı bir toplum ilan etmek hiç de doğru olmaz. Türkiye, AB adayıdır ve İrlandalıların ‘hayır’ının esiri değildir” diye konuşmuştu.
|
/ Brüksel
01.07.2008
|
|
|
Karadziç hâlâ kayıp |
Bosna’daki savaş 10 yıl önce bitti. Ama Bosna’nın da tamamlaması gereken işleri var. Bosnalı Sırpların eski lideri Radovan Karadziç hâlâ aranıyor.
Karadziç hâlâ nasıl kaçabiliyor?
"BAK, ŞU ARKADAŞIN DEĞİL Mİ?"
Hollandalı gazetecinin eşi, camdan, lokantanın önündeki masalardan birinde oturan adamı işaret ediyordu.
Kafasının şeklinden, yarı ağarmış saçlarından, arkasından bile, dünyada en fazla arananlar arasında bulunan bu kişi kolayca tanınabiliyordu. Yüzünü döndüğünde gazeteci artık daha bir emin oldu. Radovan Karadziç, Bosna’nın güneyindeki Foca to Gacko caddesindeki bir lokantada yemek yiyordu.
Nisan 2005’ti. Gergin görünen Karadziç ve yanındaki kadın biraz sonra masadan kalktı ve kırmızı bir Mercedes ile ayrıldı.
'CANINI SEVİYORSAN'
Adaleti, kazanacağı şöhret ve paranın yerine koyan gazeteci, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi ile temasa geçti. Daha sonra haber sızdırıldı. Mahkeme, polisi suçladı. Polis, haberin sızdırılmasından uluslar arası toplumun Bosna’daki yüksek temsilcisi Paddy Ashdown’ı sorumlu tuttu. Daha sonra gazeteci, başka bir adla, gördüklerini yazmaya karar verdi.
Ama haberini yazmadan önce bir gelişme olup olmadığını öğrenmek için Hollanda istihbaratını aradı. “Canını seviyorsan yazma” diye bir cevap aldı. Gazeteci şaşırmıştı: “Bazı ajanlarımız birkaç kez o lokantaya gittiler. Hollanda’ya döndüklerinde onlara koruma vermek zorunda kaldık.”
Bosnalı Sırpların eski lideri Karadziç’i koruma sağladığı öne sürülen ‘mafya’ bu kadar güçlüydü...
Bütün bunlar, yakın bir zaman önce Slobodna Bosna adlı yerel gazetede çıkan bir haberle birebir örtüşüyor. Bosna gizli servisindeki üst düzey yetkililerden Radomir Ceranic, Karadziç’in adamlarının iki CIA ajanını nasıl öldürdüklerini anlatıyordu.
CESETLERİ BULUNAMADI
Karadziç’e çok yaklaşmışlardı. Karadziç’in adamları, arabalarının ve izleme araçlarının yerini tesbit etmişlerdi.
İkisi de Amerikan vatandaşı olan CIA ajanlarının cesetleri bulunamadı. Ceranic, görevinden yeni alınmıştı. Belki intikam için bunu yapıyordu. Ama gerçek ne olursa olsun, bu olay Karadziç şebekesinin ne kadar güçlü olduğunu gösteren bir işaretti.
Peki üç hafta önce savaş döneminde Karadziç’e danışmanlık yapan eski Bosna Sırp Polis Müdürü Stoyan Zuplayanin’in tutuklanmasını nasıl yorumlamak gerekiyor?
Bu, Karadziç ve eski komutanı Ratko Mladiç’in etrafındaki çemberin nihayet daralmaya başladığı anlamına mı geliyor?
Bosna ve Sırbistan’da bunu bazı kaynaklara sordum.
'KİMSE DOKUNAMAZ'
Yoksa, Zuplayanin, Belgrad’da hükümet kurmaya çalışan sosyalistlerle Demokratik Parti arasındaki pürüzlerin giderilebilmesi için verilmiş bir kurban mıydı? Hep “kurban” cevabını aldım. “Karadziç ve Mladiç’e kimse dokunamaz.”
1990’ların başında farklı kültürel geçmişleri olanların birlikte yaşayamayacağını ispatlamak için başlattığı savaştan önce, Saraybosna’ya her geldiğimde Karadziç’le düzenli olarak röportaj yapıyordum.
Ama kısa sürede cevaplarından sıkılmıştım.
1941’de, Hırvatistan’daki Jasenovaç Toplama Kampı’nda çok sayıda Sırp’ın öldürülmesiyle ilgili saplantısının ötesine geçemedik.
Ben de Saraybosna Üniversitesi’nin tarih profesörlerinden ve Karadziç’in partisinin perde arkasındaki üst düzey isimlerinden biri olan Milorad Ekmeciç ile konuşmayı tercih ettim. En azından Ekmeciç ile bugünleri ve partinin 1991 nüfus sayımı temelinde, dehşet verici bir açıklıkla yaptığı, Bosna’da etnik açıdan “saf” geniş alanlar oluşturma planlarını konuşabiliriz.
“Biz Sırplar, hayatta kalmak için özel olmalıyız” diye ısrar ediyor profesör. Yıllar önce Bosna’daki Sırp Cumhuriyeti’ni baştan sona dolanmıştım. “Savaş suçu kurbanlarını dinledik, şimdi de bu suçları işleyenleri dinleyelim” diye düşünüyorum. Ama Karadziç ve Mladiç’i bilerek dışarıda bıraktım.
SİYASÎ İRADE
Lahey Mahkemesi tarafından çarptırıldıkları cezaları çektikten sonra serbest kalanlara yoğunlaştım.
Bu kişileri bulmak çok da zor değildi. Ancak korkunç ikizler Mladiç ve Karadziç’le ilgili fısıltılara da kulağımı tıkayamadım. Batılı istihbarat servislerinin, nerede olduklarını aşağı yukarı bildikleri söyleniyordu.
Ancak Londra ve Washington’da, bu ikisini yakalamak için İngiliz ya da Amerikan ajanlarının hayatını tehlikeye atacak siyasî irade yoktu. Zaman geçiyor. Yeni Balkanlar haritam, Foca diye bir kasabayı göstermiyor bile. Kasaba Karadziç’in adamlarının, Müslüman sakinlerini kovduktan ya da öldürdükten sonra verdiği adıyla yer alıyor haritada: Srbinje. Ve 38 kilometre güneyde, Sutjeska Ulusal Parkı’nın kıyısında, Radovan Karadziç kırmızı bir Mercedes’ten iniyor. Bardaki orman işçileri dönüp ikinci kez bakmıyorlar bile. Daha önce çok defa görmüşler çünkü. Restoranın sahibiyle ve karısıyla birlikte.
Hollandalı gazetecinin eşi soruyor: “Şurada oturan senin arkadaşın değil mi?”
|
01.07.2008
|
|
|
BAŞSAVCI BUGÜN, AKP PERŞEMBE KONUŞACAK |
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AKP’nin kapatılması talabiyle açtığı davada, Anayasa Mahkemesi heyetine bugün sözlü açıklama yapacak.
AKP hakkında açılan kapatma davasında süreç devam ediyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Anayasa Mahkemesi heyetine bugün saat 10.00’da sözlü açıklamalarda bulunacak. AKP yetkilileri ise sözlü savunmalarını 3 Temmuz Perşembe günü yapacak. Bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak Anayasa Mahkemesi raportörü, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken, gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı gerekse davalı AKP ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek. Raporun, Anayasa Mahkemesinin 11 üyesine dağıtılmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, toplantı gününü belirleyecek. Üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek kapatma talabini esastan görüşmeye başlayacak.
|
/ Ankara
01.07.2008
|
|
|
“Magandalara dur diyelim” |
ANKARA'NIN Haymana ilçesinde düğün ve özel günlerde havaya silâhla ateş edenlerle mücadele için geçen yıl kurulan “Magandalıkla Mücadele Komisyonu”nun bildirisinde “Haydi Türkiye, magandalara dur diyelim” çağrısında bulunuldu.
Haymana Kaymakamı Süleyman Erdoğan tarafından geçen yıl sivil toplum örgütlerinin desteği ile başlatılan “Magandalarla Mücadele Projesi” kapsamında oluşturulan komisyonun değerlendirme toplantısında başarılı çalışmalar yapıldığı belirtildi.
Proje kapsamında halkın bilinçlendirilmesi için çalışmalar yapıldığı, muhtarlar ve sivil toplum örgütleri aracılığıyla hazırlanan broşür ve duyuruların ilçe genelinde dağıtıldığı hatırlatılan toplantıda, geçen yıldan bu yana ilçedeki düğün, asker uğurlama ve çeşitli futbol maçları sonrası kutlamalarda ateşli silâh kullanımının büyük ölçüde azaldığı vurgulandı.
Toplantıda söz alan bazı komisyon üyeleri ise önceki yıllarda önemli oranda kuru sıkı tabanca satışı yapan bir av bayisinin şimdi kapanma noktasına geldiğini öne sürdü.
“Magandalıkla Mücadele Komisyonu”, elde edilen bu başarı ile Haymana’nın ülke genelinde model olması gerektiğini belirterek, projenin bütün yurt genelinde yaygınlaştırılması teklifinde bulunulmasını istedi.
Toplantı sonrası sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, çeşitli siyasî parti başkanları ile dernek ve oda yöneticilerinin imzaladığı bu konudaki bildiri Haymana Kaymakamlığının internet sitesinde yayınlandı.
“Haydi Türkiye, magandalara dur diyelim” başlığını taşıyan bildiride, şu ifadelere yer verildi: “Her gün masum insanlar ‘serseri kurşunların’ kurbanı oluyor. Avrupa Birliği yolundaki Türkiye, maganda terörüne ‘dur’ demeli artık. Düğünler ve diğer kutlamalardaki bu ilkel ve çirkin gösteri anlayışına ‘dur’ diyelim ki gelecekte olması muhtemel nice acı olayları şimdiden önlemiş olalım.
Haymana Kaymakamlığı ve Magandalıkla Mücadele Komisyonu olarak bir yıldır magandalarla mücadele ediyoruz. Düğünlerde silâh atımını önlemenin ve müessir olay yaşamamanın huzurunu yaşıyoruz...
Ancak ülkemizin başka köşelerinde yaşanan olaylar sebebiyle kahroluyoruz. Her gün gazetelerde, televizyonların ana haber bültenlerinde ‘maganda kurşunu’ ile vefat edenlerin haberleri yayınlanırken yüreğimiz parçalanıyor.”
DÜĞÜNDE HAVAYA ATEŞ AÇILDI: 1 ÖLÜ
Bu arada, Sakarya’nın Akyazı ilçesinde düğünde havaya açılan ateş sonucu bir kadın vefat etti. Edinilen bilgiye göre, Yalova’da yaşayan 2 çocuk annesi Necla Çetin (24), Dokurcun beldesi Haydarlar Köyüne yeğeni Zeki Zeybek’in düğününe katılmak üzere geldi. Düğünde kimliği henüz belirlenemeyen bir kişinin açtığı ateş sonucu gelin ve damadın hemen arkasında oturan Necla Çetin, başına isabet eden kurşunla ağır yaralandı. Toyotasa Travmatoloji ve İlkyardım Hastanesine kaldırılan Çetin, kurtarılamadı.
Jandarmanın olay yerinde yaptığı inceleme sonucu yaklaşık 100 tane boşkovan bulundu. Jandarma Çetin’in ölümüne sebep olan kişiyi bulmak için geniş çaplı araştırma başlattı.
Çetin’in cesedi otopsi için İstanbul Adlî Tıp Kurumuna gönderildi.
|
/ Ankara
01.07.2008
|
|
|
Tabuları yıkıp kardeşlik köprüsü kuracaklar |
MİLLÎ Eğitim Bakanlığı’nın Turkcell işbirliğiyle hayata geçirdiği “Gönül Köprüsü Projesi” kapsamında İstanbul’dan Mardin’e gelen bir grup öğrenci, Vali Mehmet Kılıçlar’ı ziyaret etti.
Vali Kılıçlar, öğrencileri Mardin’de görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye’nin her köşesinin çok güzel olduğunu, her şehirde, her ilçede farklı özelliklerin bulunduğuna dikkat çeken vali Mehmet Kılıçlar, Mardin’in tarihî dokusuyla, kültürel değerleriyle ve içinde yaşayan insanların hoşgörüsüyle farklı bir özellik ve güzellik taşıdığını söyledi. Kılıçlar’ın öğrenci ve yöneticilere “Nasıl bir gezi beklentisi ile geldiniz ve nelerle karşılaştınız, gözlemleriniz bizim için önemlidir” şeklindeki sorusuna Sarıyer İlçe Millî Eğitim Müdür Yardımcısı Süleyman Alyan, Mardin’deki organizasyonun son derece güzel olduğunu belirterek, “Doğrusu biz böyle bir karşılama ve ilgi beklemiyorduk. Beklentilerimizin ötesinde bir alâkayla karşılandık” dedi. İstanbul’dan gelen öğrenciler, Mardin’i gazete ve televizyonlarda anlatılandan çok farklı bulduklarını, olumsuz tabuları yıkarak kardeşlik köprüsünü güçlendirme kararlılığında olduklarını söylediler.
|
01.07.2008
|
|
|
Trafik kazaları ölümlerde 3’üncü |
EMNİYET Genel Müdür Yardımcısı ve Trafik Hizmetleri Daire Başkanı Celal Uzunkaya, ‘’Türkiye’de son 3 yılda bilinen tüm ölümlerin sebepleri arasında trafik kazaları üçüncü sırada’’ dedi.
Uzunkaya, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünce yürütülen ‘’Trafik Güvenliğinde Yeni Açılımlar, Hedefler ve Çözüm Projeleri’’nin Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda düzenlenen 5. Bölgesel Değerlendirme Toplantısı’nda trafik kazalarının bütün ülkelerin sorunu olduğunu söyledi. Trafik kazalarının Türkiye’ye maliyetinin çok fazla olduğunu vurgulayan Uzunkaya, şöyle konuştu: ‘’Türkiye’de son 3 yılda bilinen tüm ölümlerin nedenleri arasında trafik kazaları üçüncü sırada. Geçen yıl meydana gelen 825 bin 583 trafik kazasında 5 bin 4 kişi öldü, 188 bin 500 kişi yaralandı. Kazalar nedeniyle her yıl 170180 bin insanımız sakat kalıyor. Ülkemizde yüzde 1213 civarında engelli olduğunu düşünürsek, bu rakama her yıl 10 binlerce yeni engelli katılıyor. ’’
|
01.07.2008
|
|
|
Mogan ve Eymir’de su seviyesi yükseldi |
GÖLBAŞI İlçesi Koruma Geliştirme ve Turizm Dernek Başkanı (GÖLDER) İsa Ömercan, Mogan Gölü’ne Kesikköprü Barajı’ndan su verilmesiyle birlikte su seviyesinin gözle görülür şekilde arttığını bildirildi.
İsa Ömercan, Büyükşehir Belediyesinin Mogan Gölü’ne su vermesiyle birlikte Gölbaşı ve Ankara’ya çevre konusunda en büyük hizmeti yaptığını söyledi. Mogan’a su verilmesinin ardından çekilen suyun tekrar yükselmeye başladığını belirten Ömercan, aynı şekilde Eymir Gölü’ne de su bırakılmasını istedi. Geçen ay Eymir Gölü’nün oksijensizlik sebebiyle renginin değiştiğini hatırlatan Ömercan, ‘’Sayın Melih Gökçek’ten Eymir Gölü için de aynı duyarlılığı göstermesini bekliyoruz’’ dedi.
|
01.07.2008
|
|
|
Doğu Akdeniz'de hava sıcaklığı düşecek |
ADANA Meteoroloji Bölge Müdürlüğü, Doğu Akdeniz’de çarşamba gününden itibaren hava sıcaklığında düşüş beklendiği bildirildi.
Son birkaç gündür mevsim normallerinin bir miktar üzerinde seyreden hava sıcaklığının yanı sıra nem oranı yüzde 60 oldu. Bugün akşama kadar Doğu Akdeniz’de hava az bulutlu ve açık, il merkezlerinde beklenen en düşük hava sıcaklığı Adana ve Mersin’de 37, Osmaniye ve Hatay’da 36 derece olacak. Bölgede çarşamba gününden itibaren hava sıcaklığında nispeten düşüş bekleniyor. Hafta sonuna kadar yağış tahmininin bulunmadığı yörenin sahil kesimleri Anamur, Yumurtalık, İskenderun ve Karataş’ta deniz suyu sıcaklığının 2627 derece civarında seyrettiği bildirildi.
|
/ Adana
01.07.2008
|
|
|
Siyah yeşile dönüşecek |
MUĞLA Orman Bölge Müdürü İbrahim Aydın, Marmaris’te çıkan yangında zarar gören alanı kısa sürede ağaçlandıracaklarını belirterek, ‘’Marmaris’te siyahı yeşile dönüştüreceğiz’’ dedi.
İbrahim Aydın, Armutalan mevkiinde orman yangını çıkan alanda incelemelerde bulunarak gazetecilerin sorularını cevapladı. Yangının oldukça riskli bölgede başladığını ifade eden Aydın, ‘’Arkadaşlarımız yangının önüne zamanında geçmeseydi yangın otellere ve yerleşim birimlerine ulaşabilirdi. Yoğun bir çabayla zamanında yangını kısa sürede kontrol aldık’’ dedi. Aydın, orman yangınlarını en aza indirmek için çalıştıklarına işaret ederek, ‘’Orman yangınlarıyla mücadeleyi savaşa benzetiyoruz. Bu savaş 3 aşamadan oluşuyor, orman yangınına hazırlıklar, yangınla mücadele ve yangın sonrası çalışmalar’’ diye konuştu.
|
/ Muğla
01.07.2008
|
|
|
Şekeri ölçülmeyen kalmasın |
EMİNÖNÜ Belediyesi, Business Esnaf Hastanesi ve Türkiye Diyabet Vakfının iş birliğinde, 1 ay süresince ücretsiz diyabet ve tansiyon taraması yapacak.
Kapalıçarşı’nın Beyazıt kapısında başlatılan kampanya ile ilgili bilgi veren Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er, ‘’dünyanın merkezi konumundaki’’ bölgede çok fazla sağlık kurumu bulunmadığını ifade etti. Bölgedeki vatandaşlara Business Esnaf Hastanesinin hizmet verdiğine dikkati çeken Er, ücretsiz sağlık taramasını da bu hastaneyle iş birliği yaparak gerçekleştirmenin ayrı bir önemi olduğuna işaret etti. Tarihî yarımadanın her geçen gün güzelleştiğini belirten Er, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile iş birliği yaparak yarımadanın aydınlatılacağını anlattı. Aydınlatma çalışmalarına 2009 yılının başında başlanacağını ifade eden Er, çalışmanın ilk 6 ayının ardından tarihi yarımadanın çok farklı bir biçim alacağını savundu.
|
01.07.2008
|
|
|
Talat ile Hristofyas görüşücekler |
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, 21 Mart mutabakatı çerçevesine bugün bir araya gelecek.
Kapsamlı çözüm müzakerelerini başlatmayı amaçlayan görüşme, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü (UNFICYP) Misyon Şefi Taye-Brook Zerihoun’un BM kontrolündeki ara bölgede bulunan konutunda saat 11.00’de yapılacak. Bu arada Talat’ın BM ve AB ile müzakerelerden sorumlu temsilcisi Özdil Nami ile Rum yönetimi liderliği komiseri Yorgo Yakovu, bugünkü görüşmenin biçimini belirlemek amacıyla bugün saat 16.00’da bir araya gelecek. KKTC Cumhurbaşkanı Talat, hazırlıklar çerçevesinde dün siyasi parti temsilcileriyle görüştü. KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca, Talat ile Hristofyas arasında bugün yapılacak görüşmenin konusunun, tam teşekküllü çözüm müzakerelerini başlatmak olduğunu söyledi. Erçakıca, yaptığı açıklamada, Kıbrıs Rum tarafının Rum basınını kullanarak kendi isteklerini dayatma gayretine girdiğini belirterek, bunun görüşme sürecine zarar verici bir davranış olduğunu vurguladı. Liderler görüşmesinin gündeminin 21 Mart anlaşmasında belirlendiğini ve 23 Mayıs açıklamasıyla teyit edildiğini belirten Erçakıca, “Bu görüşmenin konusu, çalışma gruplarının ürettiği sonuçları kullanarak tam teşekküllü çözüm müzakerelerini başlatmaktır. Tam teşekküllü çözüm müzakerelerinin 21 Marttan sonraki üç ay içinde başlatılması ise anlaşma gereğidir” dedi.
|
/ Lefkoşa
01.07.2008
|
|
|
Fransa, bugün AB dönem başkanı |
TÜRKİYE'NİN AB üyeliğine en fazla karşı çıkan Fransa bugün AB dönem başkanlığını devralıyor.
İrlanda’da halkın Lizbon Anlaşmasına “Hayır” demesinin getirdiği zorluklar, AB dönem başkanlığını bugün devralacak Fransa’yı zorlayacak Fransa, altı aylık dönem başkanlığı süresince, İrlanda’daki referandum sonucunun ortaya koyduğu belirsizlikleri, AB Komisyonu ile ortaklaşa çalışarak aşmaya çalışacak. Siyasi gözlemciler, İrlanda halkının bu tercihinden dolayı Fransa’nın dönem başkanlığının daha fazla sıkıntı yaşayacağı yorumunda birleşiyor. Petrol fiyatlarındaki artış yüzünden çiftçiler ve balıkçıların sürekli protestosuyla karşılaşan ve kamu sektöründe yapmak istediği reformlar nedeniyle memurların tepkisini çeken
Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, iç sorunların yanında AB’nin sorunlarıyla da boğuşacak.
AB müzakerelerini engellemeycekler
FRANSIZ üst düzey yetkilileri, yaptıkları açıklamalarda, Türkiye’nin tam üyeliğine karşı çıksalar bile, tam üyelik müzakerelerini engellemeyecekleri sözünü verdi. Türkiye’nin AB ile tam üyelik müzakerelerinde, “sermayenin serbest dolaşımı”, “enerji” ve “eğitim ile kültür” konulu 3 faslın daha Fransa’nın dönem başkanlığı sırasında açılması bekleniyor. “İstihdam ve sosyal politikalar” ile ilgili faslın açılmasının da gündeme gelebileceği belirtiliyor. Fransa, daha önce, doğrudan AB üyeliğine çağrıştırdığı için, ortak mali ve ekonomik politikaları içeren beş faslın açılmasını veto etmişti. Fransa’da Türkiye’nin tam üyeliğine karşı çıkanların dönem başkanlığı boyunca bu üç faslın açılmasını engellemek için lobi yapmaları bekleniyor. Hükümetin meclise sunduğu ve AB’ye üye olacak ülkeler için doğrudan referanduma gidilmesini öngören anayasa değişikliği paketi milletvekillerinin engellemesiyle karşılaşmıştı. Meclisin, “AB’nin nüfusundan yüzde 5 daha fazla nüfusa sahip ülkeler doğrudan referanduma gidilmesini” öngören teklifini Senato geçen hafta reddetmişti. Meclis ile Senato arasındaki istişare komisyonu, anayasa değişikliğinin son halinin belirlenmesi için bu hafta içinde bir araya gelecek.
|
/ Brüksel
01.07.2008
|
|
|
“Emeklilerin yaşadıkları insanlık dramı haline geldi” |
DEMOKRAT Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, ‘’Emeklilerimizin mevcut iktidar döneminde yaşadıkları trajedi insanlık dramı haline gelmiştir’’ dedi.
Soylu, Emekliler Haftası dolayısıyla yayımladığı mesajda, Türkiye Cumhuriyeti’nin muasır medeniyet seviyesine yükselmesi için ‘’önce vatan anlayışı’’ içinde çalışan emeklilere minnet duygusu içinde olunduğunu vurguladı. Soylu, şöyle devam etti: ‘’Emeklilerimizin mevcut iktidar döneminde yaşadıkları trajedi insanlık dramı haline gelmiştir. Ülkemizde 8 milyonu aşkın emekli aylığı alan emekli, dul ve yetim vardır. Bu oranın yarısından fazlasını SSK emeklileri oluşturmaktadır. SSK emeklilerinin yüzde 89’unun açlık sınırının altında aylık aldığı, yüzde 100’ünün yoksulluk sınırının altında maaşa talim ettiği bilinmektedir. BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı emeklilerinin hali birbirinden iyi değildir. Hükümetin emekli aylıklarını sefalet ücreti olmaktan çıkarıp, hiç olmazsa açlık sınırının üzerine yükseltmesi yapması gereken en temel görevidir. Emeklilerimizin acilen ekonomik büyümeden pay alması sağlanmalıdır. Çalışanlarını da görmezlikten gelen siyasi iktidarın emeklisini de yok sayması milli iradenin hiçe sayılması anlamına gelmektedir.’’
|
/ Ankara
01.07.2008
|
|
|
Teknik takip yetkilerine ''Kanun yararına'' bozma talebi |
ADALET Bakanlığı, İşçi Partisinin, Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) ve Emniyet Genel Müdürlüğüne teknik takip yetkisi veren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının kanun yararına bozulması istemiyle yaptığı başvuru üzerine, söz konusu kararları, kanun yararına bozma yönünden incelemek için istedi.
Adalet Bakanlığına başvuran İşçi Partisi Genel Sekreteri Mehmet Cengiz, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, Türkiye genelinde jandarmaya teknik takip yetkisi veren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin kararını bozduğunu hatırlatmıştı. Cengiz başvurusunda, Adalet Bakanlığından, MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğüne teknik takip yetkisi veren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi kararlarıyla ilgili de kanun yararına bozma (yazılı emir yoluyla) yoluna başvurulmasını istemişti. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, Mehmet Cengiz’e gönderdiği yazıda, dilekçeye konu kararların, kanun yararına bozma yönünden incelenmek için istendiği belirtildi.
|
/ Ankara
01.07.2008
|
|
|
Belçika ile Türkiye arasında bilgi alış verişi |
BELÇİKA Federal Savcılığı Sözcüsü Lieve Pellens, terör örgütü DHKP-C’nin Belçika’daki dosyalarının kopyalarının Türk yetkililere aktarıldığını bildirdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı, Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar ve terörle mücadele uzmanlarından oluşan bir heyet, geçen hafta, terör örgütü DHKP-C hakkında bilgi alış verişinde bulunmak üzere Belçika’ya gelmişti. Pellens, Türkiye tarafından uzun süredir talep edilen, 200 kadar dosyadan oluşan ayrıntılı bilgi ve belgelerin kopyalarının Türk heyetine verildiğini, söz konusu heyetin Federal Savcı Johan Delmulle ile görüştüğünü belirtti. Kaynaklar, Türk ve Belçikalı yetkililerin, firardaki teröristlerden Fehriye Erdal ve Dursun Karataş’ın durumlarını da ele aldıklarını, bilgi alış verişinde bulunduklarını ifade ediyorlar. Belçikalı sorgu hakimi Christine Pettiez, savcı Anne Fransen ve terörle mücadele uzmanlarından oluşan bir heyet de geçen Şubat ayında, İstanbul’da temaslarda bulunmuştu. Belçika Federal Savcılığı, adlî belgelerin Türkiye’ye aktarılmasının, “uluslar arası adlî işbirliği kuralları çerçevesinde” gerçekleştiğini açıkladı.
|
/ Brüksel
01.07.2008
|
|
|
Siirt’te çatışma: 4 korucu yaralandı |
SİİRT'İN Eruh ilçesindeki Görendoruk köyü yakınlarında güvenlik güçleri ile terör örgütü PKK mensupları arasında çıkan çatışmada 4 geçici köy korucusu hafif yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, Eruh ilçesinin Görendoruk köyü yakınlarında geçici köy korucularının nöbet değişimi sırasında terör örgütü PKK mensuplarınca ateş açıldı. Çıkan çatışmada, 4 geçici köy korcusu hafif yaralandı. Geçici köy korucuları tedavi altına alındı. Kaçan teröristlerin yakalanması amacıyla bölgede operasyon başlatıldı. Gümüşhane'de terör örgütü PKK üyeleri tarafından güvenlik güçlerine taciz ateşi açıldığı bildirildi.
|
/ Eruh
01.07.2008
|
|
|
Rusya Dışişleri Bakanı Türkiye'ye geliyor |
RUSYA Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, resmî ziyarette bulunmak üzere Türkiye’ye geliyor.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Lavrov’un Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın dâvetlisi olarak 1-2 Temmuz günlerinde Türkiye’ye resmî ziyarette bulunacağı bildirildi. Lavrov’un ziyaretinin Babacan’ın geçen Şubat ayında Moskova’ya yaptığı resmî ziyareti iade mahiyetinde olduğunun belirtildiği açıklamada, şunlar kaydedildi: “Ziyaret çerçevesindeki görüşmelerde, Türkiye-Rusya Federasyonu ilişkilerinde son yıllarda kaydedilen gelişmelerin ve yeni işbirliği imkânlarının ele alınması, ayrıca iki ülkenin ortak ilgi alanına giren önemli bölgesel ve uluslar arası gelişmelere ilişkin kapsamlı görüş alış verişinde bulunulması planlanmaktadır.”
|
/ Ankara
01.07.2008
|
|
|
Sosyalist zirve CHP’siz başladı |
SOSYALİST Enternasyonal’in (SE) 23. Genel Kurul toplantısı Yunanistan’ın başkenti Atina’da başladı.
SE’nin Türkiye’deki üyesi CHP'nin katılmadığı toplantıya, 100 ülkeden 140 partiye mensup yaklaşık 650 delege katılıyor. En yüksek karar organı niteliğindeki Genel Kurulun toplantısında, siyasi öncelikler ve stratejilerin belirleneceği, yeni üyelerin alınacağı ve SE’nin başkan ve genel sekreter dahil yöneticilerinin seçiminin yapılacağı açıklandı. KKTC’den CTP’nin gözlemcilik statüsüne getirilmesi beklenen toplantıda, Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin tam üyeliğe, İran Kürdistan Demokratik Partisi’nin ise istişari üyeliğe kabul edilmesi bekleniyor. Türkiye’den DTP'nin gözlemci üye statüsüyle katıldığı toplantı, yarın sona erecek.
|
01.07.2008
|
|
|
Tersane işçisinin sigortası ödenmiyor |
SOSYAL Güvenlik Kurumu (SGK) müfettişlerinin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in talimatıyla, işçilerin sosyal güvenlik haklarına yönelik yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğinin tespiti için yaptıkları denetimlerde çarpıcı sonuçlara ulaşıldı.
Çalışma kapsamında, SGK müfettişleri, 22-30 Mayıs 2008 tarihleri arasında alt ve asıl işveren olmak üzere toplam 307 iş yerinde denetimlerde bulundu. Denetimlerde 114 iş yerinde herhangi bir soruna rastlanmazken, 191 iş yerinde çeşitli sorunlar tespit edildi. İş yerinden 2’sinin ise tamamen kaçak olduğu belirlendi. İş yerlerinde “çalışıyor” tesbiti yapılan 15 bin 414 işçinin yüzde 72’sinden fazlasına karşılık gelen 11 bin 165’inin sigortalılıklarında sorunlarla karşılaşıldı. Denetimlerde, işçilerin sigortalarının eksik gün ve düşük kazanç üzerinden bildirilmesi gibi uygulamalar tespit edildi. İşçilerden 160’ının ise tamamen kaçak olduğu belirlendi. Denetimler sonunda sosyal güvenlik mevzuatına uymayan veya aykırılık tesbit edilen iş yerlerine toplam 100 bin 385 YTL idari para cezası uygulandı. Bu arada, Bakan Çelik’in Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde incelemelerde bulunmasının ardından bölgede 13 Eylül 2007 tarihinden bu yana iş teftiş ve sosyal güvenlik müfettişlerince sonuçları alınan 5 ayrı denetim gerçekleştirildi. Denetimlerde toplam 641 alt ve asıl iş yerinde iş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik ve işin yürütümü açısından incelemelerde bulunuldu. İş yerlerindeki noksanlıklar ve mevzuata aykırılıklar sebebiyl toplam 2 milyon 394 bin 728 YTL idarî para cezası uygulandı. Denetimler sonunda ayrıca bugüne kadar işçilerin hayatı için tehlikeli hususlar tesbit edilen 4 iş yerinin kapatılmasına, 19 iş yeri ile ilgili işin kısmî durdurulmasına karar verildi.
|
/ Ankara
01.07.2008
|
|
|
Gümüşhane'de kene faciası |
GÜMÜŞHANE'DE kenenin ısırdığı kişi, tedavi gördüğü Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Eğitim ve Araştırma Hastanesinde öldü.
Alınan bilgiye göre, Gümüşhane’nin Şiran ilçesine bağlı Örenkale Köyünde yaklaşık 10 gün önce vücuduna yapışan keneyi kendisi çıkaran S.Ö. (78), bir süre sonra yüksek ateş şikâyetiyle Şiran Devlet Hastanesine başvurdu. Burada yapılan tetkiklerin ardından Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı ön tanısıyla Erzurum’daki Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilerek Enfeksiyon Hastalıkları Servisinde tedavi altına alınan S.Ö, müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
|
/ Gümüşhane
01.07.2008
|
|
|
Habere gitti, oğlunun cesediyle karşılaştı |
SİVAS'IN Şarkışla ilçesinde minibüs ile yolcu otobüsünün çarpışması sonucu ilk belirlemelere göre 3 kişi öldü, 21 kişi yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, Kayseri-Şarkışla kara yolu Gürçayır beldesi yakınlarında AA Şarkışla Yurt Muhabiri Kemal Erdoğmuş’un oğlu Burak Erdoğmuş yönetimindeki 58 HD 706 plakalı minibüs ile 35 AU 7283 plakalı yolcu otobüsü çarpıştı. Kazada, minibüs sürücüsü Erdoğmuş ile otobüs sürücüsü İbrahim Kıvrak olay yerinde, bir yolcu ise kaldırıldığı Şarkışla Devlet Hastanesinde vefat etti. Yaralıların isimlerinin belirlenmesine çalışılıyor. Şarkışla Kaymakamı İsmail Çataklı, yaptığı açıklamada, AA Şarkışla Yurt Muhabiri Kemal Erdoğmuş’un kaza haberini yapmak için olay yerine gittiğini, burada oğlunun cesediyle karşılaştığını söyledi. Çataklı, yaralıların Şarkışla Devlet Hastanesine kaldırıldığını bildirdi.
|
/ Sivas
01.07.2008
|
|
|
Mermer ocağında göçük: 1 ölü, 2 yaralı |
YOZGAT'IN Boğazlıyan ilçesindeki mermer ocağında meydana gelen göçükte 1 işçi öldü, 2 işçi yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, Boğazlıyan’a bağlı Uzunlu beldesindeki özel bir şirkete ait mermer ocağında açılan galeride göçük meydana geldi. Göçük altında kalan 3 işçiden Bayram Yılmaz (27) ve Hüseyin Ceylan (25) Çandır Devlet Hastanesine kaldırıldı. Şenol Yılmaz (34), Sivil Savunma ekiplerinin yoğun çalışmasına rağmen vefat etti. Olay yerinde incelemelerde bulunan Boğazlıyan Kaymakamı Nurettin Kakillioğlu, daha sonra, yaralıları hastanede ziyaret etti. Olayla ilgili soruşturma başlatıldığını belirten Kakillioğlu, ‘’Büyük ihtimalle büyük toprak yığını veya taş kütlesinin düşmesi sonucunda galeri girişinde göçük meydana gelmiş. Göçük sonucunda 2 işçi kurtarıldı, 1 işçi ise hayatını kaybetti’’ dedi.
|
/ Yozgat
01.07.2008
|
|
|
XP’nin perakende satışı durduruldu |
Microsoft, Windows XP işletim sisteminin perakende satışını durdurdu.
Şirket, stokların tükenmesinin ardından perakende olarak Windows XP satmayacak ancak üretici firmalarla yapılan anlaşma doğrultusunda 2010 yılına kadar henüz Windows Vista işletim sistemi ile çalışmayan bazı dizüstü bilgisayarlar XP işletim sistemi yüklü olarak kullanıcıya gelecek. Microsoft Türkiye Windows Ürün Müdürü Alper Mestçi, mevcut lisanslı Windows XP kullanıcılarının teknik destek hizmeti almaya devam edeceğini bildirdi.
|
01.07.2008
|
|
|
Güneş enerjili şapka serinletiyor |
Güneş enerjili şapka serinletiyor nAŞIRI sıcakların etkili olduğu bugünlerde vatandaşlar, bu etkiyi en aza indirmek için çeşitli yollar deniyor.
Uzmanların 10.00-17.00 arasında sokağa çıkılmaması yolundaki uyarılarına rağmen zorunlu olarak doğrudan güneşe maruz kalan bazı kişiler de ya şemsiye kullanıyor ya da daha farklı serinleme yöntemleri buluyor. Geçen yıl piyasaya sunulan, pille çalışan pervaneli şapkalar bu yıl da mağazalarda ilgi görürken, bu yılın yeni ürünü Uzak Doğu’dan geldi. ABD’li bir firma tarafından Çin’de üretilen şapkalarda bulunan pervaneler güneş enerjisiyle çalışıyor. Şapkanın üzerinde küçük panelde toplanan güneş ışınları, enerjiye dönüşerek pervanenin motoruna aktarılıyor. Şapkanın kişinin anlına bakan bölümünü serinletecek şekilde yerleştirilen pervane de güneşin etkisine göre hızlı ya da yavaş dönüyor. Alış veriş merkezlerinde 13 YTL’den satılan şapkalar, sıcak yaz günlerinde güneşin altında çalışmak zorunda kalan inşaat ve tarım işçileri gibi çalışanlar ile yaşlılardan büyük talep görüyor.
|
/ İstanbul
01.07.2008
|
|
|
‘Acarlar Longozu’ dünyaya açılacak |
CUMHURBAŞKANLIĞI Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen, Sakarya’nın Karadeniz kıyılarında bulunan ve Türkiye’nin iki su basar ormanından biri olan Acarlar Longozu’nu Türkiye ve dünyanın ilgisine sunacaklarını belirtti.
İsen, Sakarya Kültür Turizm Konseyi üyeleriyle birlikte, Şeyh Muslihiddin Camisi, Acarlar Longozu ve Harmantepe Kalesi’nde incelemelerde bulundu. Sakarya’nın tarihî ve tabiî güzelliklerinin ‘’Sakaryapark’’ projesiyle turizme açılması çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen gezide, önce Fatih Sultan Mehmet’in mimarlarından Şeyh Muslihiddin adına yapılan 527 yıllık ahşap cami ziyaret edildi. Türkiye’nin iki subasar ormanından biri olan ve Millî Park olma sürecindeki Acarlar Longozu’nda tekneyle gezen İsen, longozun, dünyanın en güzel yerlerinden biri olduğunu kaydetti. İsen, şöyle konuştu: ‘’Burası için öncelikle yürüme alanları konusunda kaynak aktarıldı. Bu doğa güzelliğini önce İstanbul’a sonra Türkiye’ye ve dünyanın ilgisine açacağız. Bu gezimizle Sakarya’daki sivil toplum örgütlerinin Acarlar longozu’nu biraz daha yakından tanımalarını sağlamayı amaçlıyoruz. Daha sonra İstanbul’daki turizmcilere bir gezi düzenleyeceğiz ve turlar düzenlenmesini sağlayacağız.’’
|
/ Kaynarca
01.07.2008
|
|
|
|