Başbakan Erdoğan, "Türkiye'nin evrensel ölçülerle medenî yürüyüşünü sürdürmesi için, fikir ve teşebbüs hürriyeti için istisnasız hepimiz, muhakkak ön yargılarımızla yüzleşmek zorundayız'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin evrensel ölçülerle medenî yürüyüşünü sürdürmesi için, bu yürüyüşün akamete uğramaması için, bu toplumun refahı ve huzuru için, demokrasinin, özgürlüklerin bu ülkenin bütün vatandaşlarını kuşatması için, fikir ve teşebbüs hürriyeti için istisnasız herkesin muhakkak ön yargılarıyla yüzleşmesi gerektiğini belirterek, ‘’Yanlışlarımızla yüzleşmeden, objektif ve ön yargısız şekilde hakikati aramadan bir yere varamayız’’ dedi. Erdoğan, Üsküdar Belediyesi tarafından, Cemil Meriç’in vefatının 21. yıl dönümü dolayısıyla Bağlarbaşı Kültür Merkezinde düzenlenen ‘’Üsküdarlı Bir Entelektüel: Cemil Meriç’i Anma Programı’’nda yaptığı konuşmada, Meriç’i kendi eserlerinin anlattığını ifade ederek, Meriç’in özellikle ‘’Bu Ülke’’, ‘’Kültürden İrfana / Umrandan Uygarlığa’’, ‘’Işık Doğudan Gelir’’, ‘’Mağaradakiler’’, ‘’Bir Dünyanın Eşiğinde’’ ve ‘’Kırk Ambar’’ adlı eserlerini bütün gençlerin okumasını arzu ettiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bu sözlerimi nezaket olsun diye değil, bu ülkenin geleceği için yüreği yanan bir insan olarak, bugün hâlâ 1970’li yılların kısır çekişmelerini, kavram karmaşalarını aşamamış olmanın ıztırabını dile getirmek için söylüyorum. Bizim nesillerimiz büyük meşakkatler gördü, bizden önceki nesiller çok daha ağır sıkıntılar yaşadı, ama inşallah bu ülkede yeni nesiller, ‘Kültürden İrfana’ geçen köprüleri yıkmadan, birbirini doğru anlayarak, birbirinin vicdanı olarak yeni köprüler inşa eder ve geleceğe emniyet içinde yürürler. Tek arzumuz, tek temennimiz budur. Burada merhum Cemil Meriç’in manevî ve maddî mirası önünde olduğu gibi bütün çabamız, bütün gayretimiz bunun içindir.’’
Başbakan Erdoğan, yarın daha hür, daha özgür olunup olunmayacağının da bugünkü düşünce ve idrak düzeyine bağlı olduğunu vurgulayarak, düşünceyi, dolayısıyla ferdî, ailevî, siyasî, hukukî kararları, dogmalar ve ideolojilerin değil, hür bir akıl ve vicdanın belirlemesi gerektiğini söyledi.
Madden ve manen zenginleşmede ve özgürleşmede siyasetin, ekonominin ve kurumların tek belirleyici olduğunu söylemenin, bu topluma ve bu büyük millete çok büyük bir haksızlık olduğunu kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
‘’Türkiye’nin evrensel ölçülerle medeni yürüyüşünü sürdürmesi için, bu yürüyüşün akamete uğramaması için, bu toplumun refahı ve huzuru için, demokrasinin, özgürlüklerin bu ülkenin bütün vatandaşlarını kuşatması için, fikir ve teşebbüs hürriyeti için hepimiz ama istisnasız hepimiz, muhakkak ön yargılarımızla yüzleşmek zorundayız. Yanlışlarımızla yüzleşmeden, objektif ve ön yargısız şekilde hakikati aramadan bir yere varamayız.’’
|