Yargıtay emekli Savcısı Ahmet Gündel, mahkeme kararının bütün Meclis’e yönelik olduğunu ifade ederek, “Bu Meclisin problemi. 411 kişinin verdiği karara karşı, halkın çoğunluğunun kararına, düşüncelerine karşı bir hareket” dedi.
HÜKÜMETİN DE HATASI VAR
Hükümetin yargı ile ilgili zamanında gerekenleri yapmadığını da hatırlatan Gündel, “Cemil Çiçek de maalesef Adalet Bakanlığı sırasında yüksek yargıya yapılan atamalarda, kuruldaki pozisyonlar müsaitken, dikkat etmedi” diye konuştu.
Millet iradesi gasp edildi
Emekli Yargıtay Savcısı Ahmet Gündel, yargının siyasallaştırıldığına dikkat çekti. Gündel, “Yargının siyasallaştığı konusunu yıllardır söylüyorum. Yargıya taraflı kişiler atanıyor. Bu şekilde anayasal kuruluşlar marifetiyle seçilmiş hükümetler kuşatılmaya çalışılıyor. Bugün olan budur. Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer bütün atamaları; Anayasa Mahkemesi’ne, Yargıtay Başsavcılığı’na, YÖK’e, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’na atamaları buna göre yaptı. Burada da sonuçları almaya başladılar. Atananlar atanma misyonlarının gereğini yerine getiriyorlar” dedi.
Hükümetin yargı ile ilgili zamanında gerekenleri yapmadığını da hatırlatan Gündel, “Maalesef hükümet de vakti zamanında özellikle yargı konusunda gerekeni yapmadı. Cemil Çiçek de maalesef Adalet Bakanlığı sırasına yüksek yargıya yapılan atamalarda kuruldaki pozisyonlar müsaitken dikkat etmedi” şeklinde konuştu. Mahkeme kararının bütün Meclis’e yönelik olduğunu ifade eden Gündel, Meclis’in gereğini yapmasını istedi. Gündel, “Bu Meclisin problemi. 411 kişinin verdiği karara karşı. Halkın çoğunluğunun kararına, düşüncelerine karşı bir hareket” dedi. Hukukun mahkemeler eliyle kendisini tükettiğini belirten Hukukçular Birliği Başkanı Sinan Kılıçkaya, “Bu kararla hukuka güven daha da azalacaktır. Bir diğer açıdan bu karar, Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasal Düzenini, rejimini değiştirir niteliktedir. Türkiye’nin rejimi kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı, parlamenter demokrasidir. Bu karar, bu durumu fiilen ortadan kaldırmıştır” dedi. Anayasa Mahkemesi’nin Parlamento’nun yetki alanına girdiğine dikkat çeken Kılıçkaya, “Yargı, özgürlüklerden yana değil, kısıtlamalardan yana olduğunu ortaya koymuştur. Karar hukuki olmaktan çok siyasidir. Kararın gerekçesi ne olursa olsun Anayasa Mahkemesi kural koyar şeklinde karar ihsas edilemez” şeklinde konuştu.
KARAR 27 MAYIS’TAN BETER
Anayasa Profesörü Mustafa Kamalak, kararın, demokrasi ve millî irade bakımından “27 Mayıs Darbesi”nden daha ağır sonuçlar doğuracak bir karar olduğunu söyledi. Kamalak, “Bu kararın ilk sonucu, Ak Parti’nin kapatılması olur diye düşünüyorum. Yakın gelecekte de bir daha başörtüsü konusuna, Kur’ân Kursları meselesine, katsayı hadisesine siyasiler kolay kolay yönelemezler diye düşünüyorum. Hükümete, Anayasada başörtüsüyle ilgili yapılan değişikliğin halkoyuna sunulması gerektiğini tavsiye etmiştim. Şu arada ne yapıp edip Hükümet’in Anayasa değişikliği yapması lâzım diye düşünüyorum. Eğer Anayasa değişikliğini gerçekleştirmezlerse büyük ihtimalle Ak Parti kapatılır” dedi.
MAHKEME MECLİS’İN YETKİSİNİ GASP ETTİ
MAZLUMDER Genel Başkanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu da Anayasa Mahkemesinin yetki gaspı yaptığını açıkladı. Gergerlioğlu, “Anayasa mahkemesi kararını hakka ve adalete karşı, temel hak ve özgürlükleri ihlal eden bir karar olarak değerlendirmekteyiz. Mecliste bulunan 4 partinin 3’ü tarafından desteklenerek büyük bir çoğunlukla kabul edilen değişiklik, halkın talep ve iradesinin bir yansımasıydı. Halk iradesi ve Meclis iradesini hiçe sayacak şekilde 9’a karşı 2 oyla verilen kararı, Meclise ait olan kanun yapma yetkisine doğrudan bir müdahale ve yetki gaspı olarak değerlendirmekteyiz. Geçmiş günlerde Yüksek yargı kurumlarının bildirileri ideolojik tavır olarak algılanmış, yargının siyasallaştığı yönünde kanaatleri güçlendirmiştir. Yargı, hakkın ve adaletin tarafı olmalıdır. Yargı, ideolojik devletin tarafı olamaz, olmamalıdır. Olması halinde “Millet adına değil, İdeolojik devlet veya kişisel ideolojileri adına karar vermiş olurlar. Yargının kararlarında “Millet adına”, “Bizler adına” değil, kendi adına karar vermesi gerektiğini bildiririz” dedi.
BAŞOĞLU: MAHKEMENİN YETKİLERİ SINIRLANDIRILSIN
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkan Mustafa Başoğlu, kişilerin eğitim ve çalışma haklarını laikliğe indirgemenin ve başı örtülüleri okuma ve çalışma haklarını sınırlandırmanın, laikliğe aykırı olduğunu söyledi.
Başoğlu, “Anayasa’da hiçbir aileye, kişiye ve zümreye imtiyaz tanınmayacağı kuralı vardır. Başı açık olanlara tanınan haklar, başı örtülü olanlara verilmemektedir. Bu Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Anayasa Mahkemesi’nin kararından çıkan sonuç; “Sen nasıl kanun çıkarırsan çıkar, sen nasıl anayasayı değiştirirsen değiştir, ben izin vermedikçe yaptığın hayata geçirilemez” demektir. Anayasa mahkemesin yetkileri sınırlandırılmalı ve Anayasa Mahkemesinin TBMM üzerinde olma konumu ortadan kaldırılmalıdır” dedi.
|