ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Murat Türkeş, insanın hoyrat arazi kullanımı, uzun süreli kuraklık gibi olumsuz iklim şartlarının, çölleşmeye yol açtığını söyledi.
Prof. Dr. Türkeş, yaptığı açıklamada, kuraklık ve çölleşmenin, insan kaynaklı iklim değişikliğiyle birlikte, sonuçları açısından mutlaka ciddiye alınması gerekli en önemli küresel ve bölgesel değişiklik konumunda olduğunu belirtti.
Çölleşmenin, ekonomik ve biyolojik olarak üretken bir arazinin daha az üretir hale gelmesi sonucunda ortaya çıkan ekolojik bozulma süreci olduğunu ifade eden Türkeş, çölleşmenin ileri aşamalarında fiziksel bozulmaların ya da yeni jeomorfolojik oluşumların görülebildiğini vurguladı. Türkeş, şunları kaydetti:
‘’Gerçekte çölleşme, hem insanın hoyrat arazi kullanımından hem de uzun süreli kuraklıklar gibi olumsuz iklim şartlarından kaynaklanır. Kurak ve yarı kurak arazilerin çölleşmesinden insan etkilerinin mi yoksa iklimsel etmenlerin mi birinci derecede sorumlu olduğu konusunda ise tam bir bilimsel uzlaşma yoktur. Bazı çalışmalarda, çölleşmenin birçok tesirin karmaşık etkileşimlerinin bir sonucu olduğu ve doğrudan sebeplerin nüfus yoğunluğunun, geleneklerin, arazi ayrıcalıklarının ve başka sosyoekonomik ve politik etmenlerin bir işlevi olan insan faaliyetleri ile bağlantılı olduğu ileri sürülmüştür. İklim ve toprak tipi çölleşmenin hızını ve şiddetini belirlemede önemli olmasına rağmen, bu etmenler toprak ve toprağın taşınmasını yönlendiren iklim açısından arazi kullanımı yönetimi ilkelerinin belirlenmesini ve uygulanmasında dikkate alınmamaktadır.’’
KURAKLIK VE
ÇÖLLEŞMENİN ETKİLERİ
Prof. Dr. Türkeş, kuraklık ve çölleşmenin çok sayıda olumsuz sonucu bulunduğunu belirtti.
Kuraklık ve çölleşme sebebiyle, arazinin biyolojik üretkenliğinin kaybolduğunu, tarımsal üretimin azaldığını, tabiî bitki örtüsünün zayıfladığını ifade eden Türkeş, ayrıca biyolojik çeşitliliğin tükendiğini, yer altı su düzeylerinin düştüğünü, rüzgârın yol açtığı erozyonun arttığını, etkilenen alanlardaki toplumlarda fakirliğin ve açlığın yaşandığını, insanların göç ettiğini, hayatın niteliğinin doğrudan ya da dolaylı olarak bozulduğunu sözlerine ekledi.
|