Gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, gerçek mânâda bize örnek olacak demokrasi ve hürriyetin en kâmil mânâda Asr-ı Saadette ve dört halife zamanında uygulandığını kaydetti.
Büyük İslâm âlimi Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri vefatının 48. yılında Karabük’te düzenlenen bir konferansla anıldı.
Gazetemizin Karabük Temsilciliği tarafından düzenlenen “Meşrutiyetin ilânının 100. yılında Türkiye'nin demokrasi serüveni” konulu konferansa konuşmacı olarak gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, gazeteci-yazar İslâm Yaşar ve avukat Nihat Derindere katıldı. Kdz. Ereğli’den Aykut Gündoğdu okuduğu ilâhileri ile programa renk kattı. Sunuculuğunu Hamza Kara’nın yaptığı program Karabük Ulucamii İmam Hatibi Ferhat Yıldız’ın okuduğu Kur'ân- ı Kerim tilâveti ile başladı.
Açılışın ardından söz alan gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, konuşmasında 1908 yılından günümüze meşrutiyet ve demokrasi serüvenini ve hürriyet mücadelesinde geçirdiği badireleri anlatttı. Kutlular, hürriyet ve demokrasi zaman zaman kesintiye uğramasının Türkiye’ye zarar verdiğini belirterek, bu kesintilerinin sorumlusu olarak 27 yıllık tek parti iktidarını ve onun uzantılarının dayatmacı zihniyeti olduğunu kaydetti.
Demokrasiyi hazmedemeyen kesimlerin kendini halktan üstün gören halkın oyuna değer vermeyen bir zümre olduğuna dikkat çeken Kutlular, şöyle devam etti: "İdareyi sorumlu tutarak iktidarı halktan alma ümidini kesen bu anlayış, demokrasi dışı oyunlarla seçilmiş iktidarları alaşağı etti. Her zaman sağdan ve soldan belirli kesimlerden kendine yardımcı buldu.”
Kutlular, gerçek mânâda bize örnek olacak demokrasi ve hürriyetin en kamil mânâda asr-ı saadette ve dört halife zamanında uygulandığını belirterek, Bediüzzaman Hazretlerinin bunun için 1908 yılında “Ben meşrutiyeti İslâm namına alkışlıyorum” dediği hatırlattı. Kutlular, “Bu aşamada bize düşen görev, asıl olarak vekil olan seçtiklerimize ve parlamentoya sahip çıkmamız. Oy versek de vermesek de meşru iktidarların seçimle gelip seçimle gitmesi için mücadele vermemiz. Demokrasi dışı güçlere balta sapı olmamamız. Hak ve hürriyetlerimiz için kırmadan dökmeden meşru dairede toplantı, miting, gösteri gibi haklarımızı kullanarak hareket etmemiz” diye konuştu.
Dinleyicileri Allah'ın Vedud ismi ile selâmlayan edebiyatcı-yazar İslâm Yaşar, "Üstad yaratılanı Yaratandan ötürü seviyordu. Kendisine yapılan bunca zulüm ve işkencelere rağmen onlara bedduâ bile etmiyordu. Onlara haklarını dahi helâl ediyordu. Çünkü Üstad ve talebeleri muhabbet fedaileriydi, husumete vakitleri yoktu. Bu fedailer bizlere bu hakikatleri ulaştırmak için dünya rahatını düşünmedikleri gibi bunca sıkıntı ve eza görüyorlardı. Bilhassa hanımların fedakârlıkları çok büyüktür. Beylerini Üstadın hizmetine vererek kendileri beylerinin yapacağı işleri de yaptı” şeklinde konuştu.
Avukat Nihat Derindere ise, “Bu konferanslarla aslında Üstadı anmaktan ziyade anlamaya çalışıyoruz. İşte memleketimizde yıllarca yangın yakıp olumsuzluk üretenlere karşı bu konferansı yapanlar ve buraya gelenler biz ateş yakanlara karşıyız. Yangını söndürmek istiyoruz. Eğer 27 yıllık tek parti idaresinden çok partili demokrasiye geçildiyse burada Üstad ve nur talebelerinin önemli payı vardır” dedi.
Derindere, başörtüsü ve diğer hakların samimî tavizsiz mücadele ile meşru dairedeki haklar kullanılarak alabileceğini sözlerine ekledi.
Program sonunda Bediüzzaman Hazretlerinin meşrutiyet ve demokrasi konusundaki fikirlerini içeren sinevizyon gösterisi yapıldı. Karabük'ten ve çevre il ve ilçelerden gelen vatandaşların katılımları ile yapılan konferans büyük ilgi ile takip edildi.
|