Türk halkı, kavga istememektedir

26 yıl önce Balıkesir Barosu dergisinde bir makalemiz yayınlanmıştı. “Yargıya saygı” başlığı altında yayınlanan yazımızda “Yargı, kimsenin gücüne, desteğine, övgüsüne, onur verme ve dağıtmasına gereksinme duymaz. Onurunu ve gücünü kendi bünyesinden alır. Yargının başı, temsilcisi, buyruk vereni olmaz. Yargı devleti oluşturan üç ana ögeden birisidir. Bu ögeler yasama, yürütme ve yargıdır. Her biri üç eşitten biridir, ama yargı eşitlerin birincisidir. Av. Turgut İnal Balıkesir Barosu Başkanı” demiştik.

O yıllarda sıkıyönetim hükmü fermanını sürdürüyordu. Hatta ‘Baro’yu bile mühürlemeye kalkmışlar, biz kırıp atmıştık. Adlî yılın açılışı, diğer açılış ve törenler gibi yasak edilmişti. İlin Valisi, “Elemsiz ve kedersiz yeni yıllar dilerim” demişti. O yazımızda yargının, çeke geldiği problemleri, yaşadığı sorunları ardı ardına sıralamış ve “Yargı kendisine yapılan ithamlara, hücumlara, ağır suçlamalara aynı dille cevap vermez. Yargıyı yıpratmanın ona vurmanın, ona son derece düzeysiz yollarla hücum etmenin hiçbir gereği ve yararı yoktur. Böyle haller, bunu yapana ve sahibine zarar verir. Yargıya yapılan hücum ve karalama, devletin öbür kurum teşekkül ve organlarına yapılanlarla birlikte aynı oranda değerlendirilemez… (...) Yargı vakurdur, saygındır. Yargının saygınlığını isteseniz de kaybettiremezsiniz. (...)” demiştik.

26 yıl önce yazdığımız yazıyı, sanki bugünler için yazmış bulunuyoruz.

Türkiye bugünlerde çok hassas bir döneme girmiştir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun yayınladığı bildiriye paralel bir açıklama Danıştay’dan da bir bildiri gelmiştir. Biz, cumhuriyet tarihinde iki yüksek mahkemeyi bağlayan ve bu mahkemelerin yetkili kurullarınca alınmış, bir kararla hükümete karşı bildiri yayınlama olayına hiç rastlamadık. Bunun için yüksek mahkemelerin böyle bildiri yayınlaması, adına bildiri denilmesi, bildirilerin içeriği ve buna karşı hükümetin verdiği çok sert düzeydeki yanıt kamuoyunu sarsmıştır.

Kamuoyu yüksek mahkemelerden bu düzeyde açıklamalara şimdiye dek tanık olmamıştır. Zaman zaman, Yargıtay Başkanı, Danıştay Başkanı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, yüksek mahkemelerin başkan vekillerinin yaptıkları açıklamalar olmuştur, ama adı hiçbir zaman bildiri adını taşımamıştır.

Ülkemiz halkı, demokrasimiz, yaşadığımız özgürlükler manzumesi, içinde bulunduğumuz ortam, Avrupa Birliğiyle olan ilişkilerimiz, böyle bildirilerin ve buna verilen karşı bildirilerin hatta kullanılan siyasî dilin ve terbiyenin dışına çıkan açıklamaları kabul etmemektedir.

Türk halkı, adaveti, ihtilâfı, huzursuzluğu istememektedir. Yine Türk halkı emirleri, tebliğleri, bildirileri yasaklar dolusu açıklamaları hiç arzu etmemektedir. Halkımızın huzurunu, hiçbir makamı bozmaya hakkı yoktur. Her makam yerini gücünü yetkisini anayasadan almaktadır. Kimsenin kimseye tafra yapacak, hava yapacak, sertleşecek, bildirilerle olayı ağırlaştıracak hakka ve göreve sahip değildir. Milletimizin sağduyusu burada hakem olmaya yeterlidir, başka hakemlere de ihtiyaç yoktur.

Av. Turgut İNAL

25.05.2008