Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye-AB bütünleşme sürecinin yapıcı bir yaklaşımla teşvik edilmesi gerektiğini belirterek, “Bu, Türkiye’ye verilmiş olan taahhüdün gereği olduğu gibi, AB’nin kendi gelecek tasavvuru ve güvenilirliği bakımından da bir gerekliliktir” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, 9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla Çankaya Köşkü’nde resepsiyon verdi. Resepsiyona TBMM Başkanı Köksal Toptan, bakanlar ve çok sayıda davetli katıldı. Gül, resepsiyonda yaptığı konuşmada, 58 yıl önce bugün, birleşik bir Avrupa’nın barış için kaçınılmaz olduğu inancıyla, Avrupa bütünleşmesinin ilk adımlarının atılmasının önerildiğini hatırlatarak, “Geriye baktığımızda bu inancın ne kadar isabetli olduğunu görmekteyiz” dedi. Bugünün Avrupa’sının insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi değerleriyle bir barış, istikrar ve refah alanı olduğunu ifade eden Gül, seçkin bir grubun hayalî olarak başlayan Avrupa Birliği düşüncesinin, artık halkların gerçeğine dönüştüğünü söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa ile bütünleşme projesinin gerektirdiği dönüşümlerin kesintisiz reformlarla devam edeceğini dile getirerek, 2008’in Türkiye açısından bir “Avrupa Yılı” olacağını belirtti. Gül, Avrupa’nın gelecek tasavvurunda Türkiye’nin yer almış olmasının, Avrupa’nın da siyasî, ekonomik, kültürel ve diplomatik gücünü pekiştirecek bir anlayışı yansıttığını ifade etti. “Bu proje aynı zamanda küresel etkileri bakımından da değerlendirilmelidir” diyen Gül, şöyle devam etti: “Geleceğin Avrupa’sı, medeniyetler arası çatışma endişesini ortadan kaldıracak bir barış ve refah merkezi olmalıdır ve olacaktır. Türkiye’nin de tam üyesi olacağı böyle bir Avrupa, dünya barışı, istikrarı, uyumu ve refahı için başta rol oynamaya adaydır. Türkiye-AB bütünleşme süreci işte bu anlayış içinde, yapıcı bir yaklaşımla teşvik edilmelidir. Bu, Türkiye’ye verilmiş olan taahhüdün gereği olduğu gibi, AB’nin kendi gelecek tasavvuru ve güvenilirliği bakımından da bir gerekliliktir.” Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa’nın önündeki meselelerin, Türkiye’nin meselesi olduğunun bilinciyle daha iyi kavranması ve çözümüne daha fazla katkıda bulunmaya çalışılması gerektiğini söyledi. Gül, katılım müzakerelerine paralel olarak, toplumun tüm kesimlerinin AB ile bütünleşme süreci hakkında bilgilendirilmesi ve bu sürece dahil olmasının büyük önem taşıdığını belirtti.
|