Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB'ye üyelik tarihinin belli olmadığı bir süreçte reformların ne zaman ve nasıl yapılacağının önemli ölçüde Türkiye'nin inisiyatifinde olduğunu söyledi. Babacan, "Ne zaman üyelik tarihimiz, takvimimiz daha somutlaşır, o zaman belki takvim konusunda AB ile daha ortak bir yaklaşım, farklı bir duruş gösterebiliriz" dedi.
Dişışlerı Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB’ye üyelik tarihinin belli olmadığı bir süreçte reformların ne zaman ve nasıl yapılacağının önemli ölçüde Türkiye’nin inisiyatifinde olduğunu söyledi.
Babacan, 9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla AB üyesi ülkelerin Ankara büyükelçileriyle Swissotel’de kahvaltılı toplantıda bir araya geldi. Babacan, toplantının başında yaptığı konuşmada, bugünün Avrupa’sının bir barış ve istikrar alanı olduğunu belirtti, ancak 21. yüzyıl şartlarının AB’nin daha geniş bir vizyon benimsemesini gerektirdiğini kaydetti. Türkiye’nin hedefinin AB’ye tam üyelik olduğunu vurgulayan Babacan, “Herhangi başka bir hedef söz konusu değildir” dedi.
Ali Babacan, AB ile yürütülen müzakerelerde siyasi içerikli engeller çıkarılmaması ve teşvik edici yaklaşım olması gerektiğini de belirtti. AB sürecinin Türkiye’yi çok daha öngörülebilir bir ülke haline getirdiğini ifade eden Babacan, “Attığımız adımların, yaptığımız açılımların sadece AB istiyor diye yapılması, maalesef bugünün Türkiye’sinde ve AB’sinde çok gerçekçi ve çok olası bir yaklaşım değildir” diye konuştu. Üyelik tarihinin belli olmadığı bir süreçte takdim açısından reformların ne zaman ve nasıl yapılacağının önemli bir ölçüde Türkiye’nin inisiyatifinde olduğunu kaydeden Ali Babacan, “Ne zaman üyelik tarihimiz, takvimimiz daha somutlaşır, o zaman belki takvim konusunda AB ile daha ortak bir yaklaşım, farklı bir duruş gösterebiliriz” dedi.
Babacan, Türkiye’nin de AB’yi bir ortak değerler bütünü olarak gördüğünü belirterek, bu değerlerin demokrasi, temel hak ve hürriyetler, insan hakları, hukukun üstünlüğü, çoğulculuk, hoşgörü, farklılıkları zenginlik saymak, farlılıkların bir arada barış ve huzur içerisinde yaşaması olduğunu söyledi. Babacan, şöyle konuştu: “Ancak 21. yüzyılın şartları AB’nin daha geniş bir vizyon benimsemesini gerektirmektedir. Bu çerçevede, genişlemenin önemini asla azımsamamak lazım. Berlin duvarının yıkılması, AB’yi liberal demokrasinin değerlerini benimseyen yeni üyelerle ödüllendirmiştir. Her yeni üye, birliğin kültürel çeşitliliğine, geleceğine ilişkin vizyonuna önemli katkılarda bulunmuştur.”
Ekim 2005’de kabul edilen müzakere çerçeve belgesinin Türkiye-AB ilişkilerini tanımlayan parametreleri belirlediğini belirten Babacan, şunları söyledi: “Bu önemli parametrelerin kalbinde tam üyelik hedefi vardır. Türkiye olarak hedefimiz AB’ye tam üyeliktir ve herhangi başka bir hedef söz konusu değildir. Tam üyelik hedefinin sapasağlam yerinde durması AB’ye katılım sürecimizde ilerlemek için hayati önem taşımaktadır.Türkiye’de reformları gerçekleştirmek, bu reformların arkasında güçlü bir toplumsal desteği sağlamak ancak ve ancak üyelik hedefinin yerinde duruyor olmasıyla mümkündür. Müzakereler ortak bir şekilde benimsenen bu hedef doğrultusunda sürdürülmelidir. Müzakerelere siyasî içerikli engeller çıkarılmamalı ve teşvik edici bir yaklaşım söz konusu olmalıdır.”
Başmüzakereci Ali Babacan, İslâm, demokrasi ve laikliğin uyum içinde yaşayacağı Türkiye'nin, AB'ye üyelik sürecinin sadece Türkiye için değil, birçok ülke için de son derece önemli olduğunu söyledi.
|