AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Türkiye’nin bir gün AB’nin tam üyesi olması için, Türkiye’de tam demokrasi ve “demokratik laikliğin” olması gerektiğini belirterek, “Laiklik zorla dayatılamaz. Avrupa’daki demokrasilerde normal olduğu şekilde tüm garantileriyle uygulanan demokratik bir süreç olmalıdır” diye konuştu.
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Türkiye’nin bir gün AB’nin tam üyesi olması için, Türkiye’de tam demokrasi ve “demokratik laikliğin” olması gerektiğini belirterek, “Laiklik zorla dayatılamaz” dedi.
Barroso, Slovenya’nın başşehri Ljubljana’da düzenlenen 11. Avrupa Forumunun açılış konuşmalarının ardından, AB’nin geleceğinin tartışıldığı bir oturumda Türkiye ile ilgili bir soruyu cevapladı. Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan’ın da katıldığı oturumda Barroso, Türkiye ziyareti sırasındaki mesajının “çok açık” olduğunu belirterek, “Türkiye’nin bir gün AB’nin tam üyesi olması için, Türkiye’de tam demokrasi ve demokratik laiklik olmalıdır. Laiklik zorla dayatılamaz. Avrupa’daki demokrasilerde normal olduğu şekilde bütün garantileriyle uygulanan demokratik bir süreç olmalıdır” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DEN, TARTIŞMALARDAN KAYGI DUYARAK DÖNDÜM”
“Türkiye’deki son gelişmelerin kendilerini kaygılandırdığını” ifade eden Barroso, “Çünkü açık söylemek gerekirse, ülkenin başlıca partisine karşı, devletin en üst makamlarına karşı bir kapatma dâvâsı açılması, çok sık görülen bir şey değil ve devletin örgütlenmesinin temel ilkelerini tartışmaya açan bir durum” dedi.
Barroso, “Türkiye’den, bu tartışmalardan biraz kaygı duyarak döndüğünü” ifade ederek, “Aynı zamanda her zamankinden daha fazla kani oldum ki; bu ülkeyi mümkün olduğu kadar AB’ye yaklaştırmak zorundayız. Türkiye ile müzakereleri adil biçimde sürdürmeliyiz. Müzakerelerin adil biçimde sürmemesi, Türkiye’nin tam bir AB ülkesi olmasını isteyen ve düşünce özgürlüğü için mücadele eden insanlar için tam bir düş kırıklığı olur” diye konuştu.
“TÜRKİYE, ÇOK ÖNEMLİ BİR ÜLKE”
Türkiye’nin AB için olduğu kadar bütün dünya için de çok önemli bir ülke olduğuna dikkati çeken Barroso, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan böyle büyük bir ülkenin “gerçek bir demokrasiye dönüşüp dönüşmeyeceğinin” çok önemli bir konu olduğunu söyledi. “Açıkça söylemek gerekirse, henüz dünyada böyle bir örnek yok” diyen Barroso, sözlerine şöyle devam etti: “Bunun sonucunu hepimiz merakla bekliyoruz. Eğer Türkiye bunu gerçekleştirebilirse, bütün dünyada demokrasi ve düşünce özgürlüğünü isteyenler için büyük bir teşvik olacak. Medeniyetler arası savaşı önlemeye çalışanlar, büyük bir teşvik göreceklerdir. Yani Müslüman olun, Hristiyan olun, Yahudi olun veya dinsiz olun, insanların birbirleriyle barış ve özgürlük içinde bir arada yaşayabileceğini göstermesi açısından da Türkiye’nin durumu çok önemli.”
|