Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 29 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

Yargıya güven sarsıldı

AP Türkiye Raportörü Hollandalı Hıristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan Türkiye raporu taslağı, AP Dış İlişkiler Komisyonunda tartışıldı. Rapor hakkında konuşan Oomen-Ruijten, son gelişen olayların yargıya güveni sarstığını söyledi. Raporda, siyasî partiler hakkında açılan kapatma dâvâları da eleştirildi.

AVRUPA Parlamentosu Türkiye Raportörü Hollandalı Hristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten, “Türkiye’de herkesin güvenebileceği bir yargı maalesef yok” dedi.

Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan Türkiye raporu taslağı, AP Dış İlişkiler Komisyonunda tartışıldı. Komisyon üyelerine ve siyasi grupların temsilcilerine hazırladığı raporla ilgili bilgi veren Raportör Oomen-Ruijten, “Türk hükümetinin reformlar konusunda kararlılık mesajları verdiğini, ancak artık geçirilecek zaman olmadığını söyledi. Ruijten, şunları kaydetti:

“AB’nin Türkiye’nin yapacağı reformlar konusunda sabrı tükenmeye başladı. Erdoğan, 2008’in reform yılı olacağını söylüyor. Türkiye reformlara odaklanacak AKP bize sözler verdi ve reform sürecine oldukça istekli. Diğer bir nokta ise, Kürt meselesi. Türkiye Kürt bölgesinde sosyal ve ekonomik kalkınmayı sağlamak için eğitimi de kapsayan çalışmalar yapmalı. İnsan haklarına saygı olmadan, Türkiye tam olarak istikrarlı, refah içinde ve demokratik bir devlet olamaz. Bunun için biz Türkiye’ye yardım etmek istiyoruz. Kıbrıs sorununda ise yeni bir fırsatlar penceresi açıldı. Fakat aynı zamanda askeri birlikler tarafından bir gerilim ortamı oluşturuluyor. Türkiye’nin bu soruna bir çözüm bulması gerekiyor. Diğer büyük bir problem de Türkiye’deki ordu ve yargı kesiminden oluşan elit kesimin etkisi. Türkiye dışında resmi ve adli prosedürlerin işlemediği başka bir ülke tanımıyorum. TBMM 3’te 2 çoğunlukla ‘üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılmasına’ karar veriyor, fakat uygulanmıyor. Ben dünyada böyle başka bir ülke bilmiyorum. Bunun örneği yok. Yargı bağımsızlığından yanayım. Ama Türkiye’de herkesin güvenebileceği bir yargı maalesef yok. Bu Türkiye’nin eksiği. Bu konuda çalışma yapılması gerekiyor. Bu Türkiye’nin bir kaybıdır, demokrasiye vurulan bir darbedir. Reformlar da bu nedenlerden dolayı yavaş ilerliyor.” Raporun sunumu sonunda kendisine gelen eleştileri de cevaplayan Ruijten, Türkiye’de demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, sosyal bütünleşme sağlanması adına AB’nin katkıda bulunmaya devam edeceğini kaydetti. Ruijten, şöyle devam etti: Sistemin içerisinde askerin etkin olması demek AKP ve DTP gibi sırada bekleyen (kapatılma) parti sayısının artmasına yol açması demektir. Öte yandan bizler AB olarak gerçekten askerle veya hükümet ile odaklanmak zorunda mıyız? Biz buradan Türk hükümetine mesaj göndeririz, onlar da gereği neyse askere bizim ilettiğimiz mesajı daha kuvvetli bir şekilde bildirirler. Normal olan budur. Orduya güçlü mesaj vermek gerekiyor. Modern demokrasi istiyorlarsa kendilerini sınırlamamalılar. Son gelişen olaylar neticesinde yargıya yönelik eleştirilerimi taslak raporda artırmayı da düşünmekteyim. Türkiye’nin birliğe katılabilmesi için bütün reformları gerçekleştirmesi gerekir. Bunun için de ülkede huzur ortamının bir an önce sağlanması gerekmektedir. Türk politikacılar ile halkı bir araya getirip birlikteliğin tekrar sağlanması gerekir. Bunu başarmak zorundalar. Hükümet de 2008 AB yılı olacak sözünü yerine getirmek zorundadır.’’

Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk ise AKP ve DTP hakkında açılan kapatma davalarına dikkat çekerek, “Bu konuda çok açık olmalıyız. Türkiye’de siyasi sürece yargı darbesi yapılıyor. Yargı, halkın çoğunluğunun seçimine ‘yanlış’ diyor. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez. Yargının verdiği imaj çok kötü. Türkiye’de yargı reformu talebi konusunda tutumumuz sert olmalı” diye konuştu.

Lagendijk, Oomen-Ruijten’in raporunda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Almanya’da yaptığı “asimilasyona hayır” konuşmasıyla Türkiye’deki Kürt kökenlilerin kültürel hakları arasında bağlantı kurmasını kabullenemeyeceğini ifade etti.

Taslak raporla ilgili söz alan diğer milletvekilleri ve siyasi grup temsilcileri de yargının ve ordunun siyasete müdahalelerini eleştirirken, AP’nin her iki kesime çağrı yapmaması ve demokratik yollarla seçilmiş Türk hükümetini muhatap alması gereğini vurguladı. Değişiklik önergelerinin 3 Nisan’a kadar verilebileceği Türkiye taslak raporunun, Mayıs ayında AP Genel Kurulunda oylanması bekleniyor.

İKİ SEÇENEKLİ RAPOR

MAHKEME ÜYELERİNE DAĞITILDI

AKP’nİn kapatılması talebiyle açılan davada, görevlendirilen raportör, iddianameyle ilgili ön incelemesini tamamladı. Raporun, Anayasa Mahkemesi üyelerine dağıtıldığı öğrenildi. AKP hakkındaki kapatma davasıyla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesini inceleyen raportör, önceki gün akşam saatlerinde ön inceleme raporunu Mahkemeye sundu. Raportörün, raporunda iki seçenek sunduğu, bunlardan birincisinin ‘’iddianamesinin iade şartlarının bulunduğu’’, ikinci seçenekte ise ‘’iddianamenin Anayasa Mahkemesi’ne sunulduğu anda kabul edilmiş sayılacağı’’ ifade edildi. Raporda iddianameyle ilgili iki seçenek verilirken, takdir yetkisinin Anayasa Mahkemesi üyelerinde olduğu kaydedildi. Anayasa Mahkemesi üyelerinin, 31 Mart Pazartesi günü iddianameyle ilgili ön incelemeyi yapması bekleniyor. Bu arada Anayasa Mahkemesi, yabancıların Türkiye’de mütekabiliyet esasına göre yeni vakıf kurabilmesine, vakıfların kuruluşunda, amaçlarına göre özgülenecek asgari mal varlığının, her yıl Vakıflar Meclisince belirlenmesine olanak sağlayan, Vakıflar Kanunu’nun iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebini esastan görüşecek.

ERGENEKON KARARLILIĞI

Taslak raporda, Ergenekon soruşturmasının kararlılıkla sürdürülerek örgütün “devlet organlarındaki tüm bağlantılarının ortaya çıkarılarak örgütle ilişkisi olanların yargıya teslim edilmesi” isteniyor. Başbakan Erdoğan’ın “2008’in refom yılı olacağı” taahhüdünün memnuniyetle karşılandığı belirtilen raporda, hükümetin parlamentodaki çoğunluğuna dayanarak reformlarda kararlı davranmasının Türkiye’nin modern demokratik refah toplumuna dönüşümünde hayati önem taşıdığı vurgulanıyor. Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesinin “tekrar tekrar verilen taahhütlere” bağlı kalınarak öncelikle değiştirilmesi istenen belgede, ifade özgürlüğü kapsamında yeni reformların yapılmamış olması eleştiriliyor.

/ BRÜKSEL

29.03.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  “AB bizim demokrasi açığımızı kapatacak”

  Yargıya güven sarsıldı

  Günay: Çözümü siyasette arayalım

  CHP, operasyon isimlerini Meclis gündemine taşıdı

  Eğitim-Sen Başkanı Dinçer: Başsavcı AKP’ye çalıştı

  Babacan: Zamanı gelince 301 değişecek

  Kutan: Ülke kayıkçı kavgalarıyla meşgul ediliyor

  Uras: Tatlı yedik tatlı konuştuk

  Zeynep Damla Gürel CHP’den istifa etti

  TBMM KİT Komisyonu denetimlerine başlıyor

  Gazeteci Şamil Tayyar’a “Ergenekon” soruşturması

  Roch dâvâsına beraat

  Vakit’e para cezası

  Diyarbakır'da 14 bin kişiye, 172 milyon YTL terör zararı ödendi

  Işıklar küresel eylem için bir saat kapatılacak

  Toptan Arabistan’a gidiyor

  Eskişehir, Üstad’ı andı

  İstanbul’daki Bediüzzaman paneli yarın

  Youtube yasağı Avrupa Parlamentosu’nda

  Işık Üniversitesi’ne yeni rektör

  Saatler son kez 1 saat ileri

  Kazalara derin analizli çözüm

  Yolcu otobüsü devrildi: 8 yaralı

  Peygamberimiz (a.s.m.) Tekirdağ’da düzenlenen törende rahmetle anıldı

  Enerji kaynaklarımız bize fazlasıyla yeter

  Saf Anadolu arısı üretilecek


 Son Dakika Haberleri