|
|
|
“AB bizim demokrasi açığımızı kapatacak” |
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, demokrasi açığımızı kapatmada AB sürecinin öneminin büyük olduğunu belirterek, “Biz, halkımızın birinci sınıf demokrasi, birinci sınıf kurumsal altyapıyı ve yasal altyapıyı hak ettiğini biliyoruz. Dolayısıyla AB süreci aslında bizim kendi sürecimiz” dedi.
TBMM AB Uyum Komisyonu, İngiltere’de yerleşik sivil toplum kuruluşu LINKS ile ortak yürüttüğü proje çerçevesinde İngiltere Büyükelçiliği ve Türk Demokrasi Vakfı işbirliğinde düzenlenen toplantıların sonuncusu, ‘’Güneydoğu Anadolu ve Avrupa Birliği’’ başlığı altında Gaziantep’te başladı. Şimşek, toplantıda yaptığı konuşmada, AB’nin önemli bir ekonomik veya siyasi güç olması için, Türkiye gibi dinamik ülkelere ihtiyacı olduğunu vurgularken, ‘’Türkiye, 900 milyar doların üzerinde ekonomik büyüklüğe erişti. Türkiye, AB için bir varlık. Yani bir yükümlülük değil. İleride bizim AB’ne katkımız her alanda son derece büyük olacak’’ dedi. Devlet Bakanı Şimşek, Türkiye’nin sadece reel ekonomik yakınsamasının yetmediğine vurgu yaparken, şöyle konuştu: ‘’Bizim demokrasi açığımızı da kapatmada AB sürecinin önemi büyük. Biz, halkımızın birinci sınıf demokrasi, birinci sınıf kurumsal altyapıyı ve yasal altyapıyı hak ettiğini biliyoruz. Dolayısıyla AB süreci aslında bizim kendi sürecimiz. AB sadece bir referans noktası, bizim için bir standart, bir çıpa. Biz genç bir demokrasiyiz. Dolayısıyla bu süreçte bizim gerek demokratik yapımızı, gerek hukuki altyapımızı güçlendirmemiz çok ön plana çıkıyor. Türkiye, AB sürecinde bir sürü katkıda bulanacak. Ama en önemli katkılardan birisi, Türkiye; sadece demokratik değil, sadece bir hukuk devleti değil aynı zamanda halkının Müslüman olmakla birlikte bir de laik bir ülke. Ve önümüzdeki dönemde Türkiye laikliği de güçlendirecek bir süreç içerisinde olacak. Çünkü, AB ile entegrasyon, Batı ile entegrasyon zaten başka türlü düşünmeye izin vermiyor. Dolayısıyla bu anlamdaki kaygıları da azaltmış olacak. Türkiye bütün nitelikleri itibariyle aslında bir anlamda kendi bölgesindeki ve diğer birçok bölgelerdeki ülkelere çok güzel bir örnek teşkil edebilir. AB, Türkiye kendi evini düzene koymasında referans olmakla aslında dünya barışına da çok önemli katkıda bulanacak. AB çok başarılı bir birliktir.’’
|
/ GAZİANTEP
29.03.2008
|
|
|
Yargıya güven sarsıldı |
AP Türkiye Raportörü Hollandalı Hıristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan Türkiye raporu taslağı, AP Dış İlişkiler Komisyonunda tartışıldı. Rapor hakkında konuşan Oomen-Ruijten, son gelişen olayların yargıya güveni sarstığını söyledi. Raporda, siyasî partiler hakkında açılan kapatma dâvâları da eleştirildi.
AVRUPA Parlamentosu Türkiye Raportörü Hollandalı Hristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten, “Türkiye’de herkesin güvenebileceği bir yargı maalesef yok” dedi.
Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan Türkiye raporu taslağı, AP Dış İlişkiler Komisyonunda tartışıldı. Komisyon üyelerine ve siyasi grupların temsilcilerine hazırladığı raporla ilgili bilgi veren Raportör Oomen-Ruijten, “Türk hükümetinin reformlar konusunda kararlılık mesajları verdiğini, ancak artık geçirilecek zaman olmadığını söyledi. Ruijten, şunları kaydetti:
“AB’nin Türkiye’nin yapacağı reformlar konusunda sabrı tükenmeye başladı. Erdoğan, 2008’in reform yılı olacağını söylüyor. Türkiye reformlara odaklanacak AKP bize sözler verdi ve reform sürecine oldukça istekli. Diğer bir nokta ise, Kürt meselesi. Türkiye Kürt bölgesinde sosyal ve ekonomik kalkınmayı sağlamak için eğitimi de kapsayan çalışmalar yapmalı. İnsan haklarına saygı olmadan, Türkiye tam olarak istikrarlı, refah içinde ve demokratik bir devlet olamaz. Bunun için biz Türkiye’ye yardım etmek istiyoruz. Kıbrıs sorununda ise yeni bir fırsatlar penceresi açıldı. Fakat aynı zamanda askeri birlikler tarafından bir gerilim ortamı oluşturuluyor. Türkiye’nin bu soruna bir çözüm bulması gerekiyor. Diğer büyük bir problem de Türkiye’deki ordu ve yargı kesiminden oluşan elit kesimin etkisi. Türkiye dışında resmi ve adli prosedürlerin işlemediği başka bir ülke tanımıyorum. TBMM 3’te 2 çoğunlukla ‘üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılmasına’ karar veriyor, fakat uygulanmıyor. Ben dünyada böyle başka bir ülke bilmiyorum. Bunun örneği yok. Yargı bağımsızlığından yanayım. Ama Türkiye’de herkesin güvenebileceği bir yargı maalesef yok. Bu Türkiye’nin eksiği. Bu konuda çalışma yapılması gerekiyor. Bu Türkiye’nin bir kaybıdır, demokrasiye vurulan bir darbedir. Reformlar da bu nedenlerden dolayı yavaş ilerliyor.” Raporun sunumu sonunda kendisine gelen eleştileri de cevaplayan Ruijten, Türkiye’de demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, sosyal bütünleşme sağlanması adına AB’nin katkıda bulunmaya devam edeceğini kaydetti. Ruijten, şöyle devam etti: Sistemin içerisinde askerin etkin olması demek AKP ve DTP gibi sırada bekleyen (kapatılma) parti sayısının artmasına yol açması demektir. Öte yandan bizler AB olarak gerçekten askerle veya hükümet ile odaklanmak zorunda mıyız? Biz buradan Türk hükümetine mesaj göndeririz, onlar da gereği neyse askere bizim ilettiğimiz mesajı daha kuvvetli bir şekilde bildirirler. Normal olan budur. Orduya güçlü mesaj vermek gerekiyor. Modern demokrasi istiyorlarsa kendilerini sınırlamamalılar. Son gelişen olaylar neticesinde yargıya yönelik eleştirilerimi taslak raporda artırmayı da düşünmekteyim. Türkiye’nin birliğe katılabilmesi için bütün reformları gerçekleştirmesi gerekir. Bunun için de ülkede huzur ortamının bir an önce sağlanması gerekmektedir. Türk politikacılar ile halkı bir araya getirip birlikteliğin tekrar sağlanması gerekir. Bunu başarmak zorundalar. Hükümet de 2008 AB yılı olacak sözünü yerine getirmek zorundadır.’’
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk ise AKP ve DTP hakkında açılan kapatma davalarına dikkat çekerek, “Bu konuda çok açık olmalıyız. Türkiye’de siyasi sürece yargı darbesi yapılıyor. Yargı, halkın çoğunluğunun seçimine ‘yanlış’ diyor. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez. Yargının verdiği imaj çok kötü. Türkiye’de yargı reformu talebi konusunda tutumumuz sert olmalı” diye konuştu.
Lagendijk, Oomen-Ruijten’in raporunda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Almanya’da yaptığı “asimilasyona hayır” konuşmasıyla Türkiye’deki Kürt kökenlilerin kültürel hakları arasında bağlantı kurmasını kabullenemeyeceğini ifade etti.
Taslak raporla ilgili söz alan diğer milletvekilleri ve siyasi grup temsilcileri de yargının ve ordunun siyasete müdahalelerini eleştirirken, AP’nin her iki kesime çağrı yapmaması ve demokratik yollarla seçilmiş Türk hükümetini muhatap alması gereğini vurguladı. Değişiklik önergelerinin 3 Nisan’a kadar verilebileceği Türkiye taslak raporunun, Mayıs ayında AP Genel Kurulunda oylanması bekleniyor.
İKİ SEÇENEKLİ RAPOR
MAHKEME ÜYELERİNE DAĞITILDI
AKP’nİn kapatılması talebiyle açılan davada, görevlendirilen raportör, iddianameyle ilgili ön incelemesini tamamladı. Raporun, Anayasa Mahkemesi üyelerine dağıtıldığı öğrenildi. AKP hakkındaki kapatma davasıyla ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesini inceleyen raportör, önceki gün akşam saatlerinde ön inceleme raporunu Mahkemeye sundu. Raportörün, raporunda iki seçenek sunduğu, bunlardan birincisinin ‘’iddianamesinin iade şartlarının bulunduğu’’, ikinci seçenekte ise ‘’iddianamenin Anayasa Mahkemesi’ne sunulduğu anda kabul edilmiş sayılacağı’’ ifade edildi. Raporda iddianameyle ilgili iki seçenek verilirken, takdir yetkisinin Anayasa Mahkemesi üyelerinde olduğu kaydedildi. Anayasa Mahkemesi üyelerinin, 31 Mart Pazartesi günü iddianameyle ilgili ön incelemeyi yapması bekleniyor. Bu arada Anayasa Mahkemesi, yabancıların Türkiye’de mütekabiliyet esasına göre yeni vakıf kurabilmesine, vakıfların kuruluşunda, amaçlarına göre özgülenecek asgari mal varlığının, her yıl Vakıflar Meclisince belirlenmesine olanak sağlayan, Vakıflar Kanunu’nun iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebini esastan görüşecek.
ERGENEKON KARARLILIĞI
Taslak raporda, Ergenekon soruşturmasının kararlılıkla sürdürülerek örgütün “devlet organlarındaki tüm bağlantılarının ortaya çıkarılarak örgütle ilişkisi olanların yargıya teslim edilmesi” isteniyor. Başbakan Erdoğan’ın “2008’in refom yılı olacağı” taahhüdünün memnuniyetle karşılandığı belirtilen raporda, hükümetin parlamentodaki çoğunluğuna dayanarak reformlarda kararlı davranmasının Türkiye’nin modern demokratik refah toplumuna dönüşümünde hayati önem taşıdığı vurgulanıyor. Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesinin “tekrar tekrar verilen taahhütlere” bağlı kalınarak öncelikle değiştirilmesi istenen belgede, ifade özgürlüğü kapsamında yeni reformların yapılmamış olması eleştiriliyor.
|
/ BRÜKSEL
29.03.2008
|
|
|
Günay: Çözümü siyasette arayalım |
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ‘’Sağ duyuya, aklımızı başımıza devşirmeye, siyaseti, siyaset alanlarında yapmaya, ara yollardan çözüm aramamaya çok ihtiyacımız var’’ dedi.
Günay, Bu yıl 10’uncusu gerçekleştirilen, Uluslararası Sabancı Tiyatro Festivali açılışına katılmak üzere geldiği Adana’da sivil toplum örgütleri tarafından yapılan sağduyu çağrıları hakkındaki değerlendirmesinin sorulması üzerine, şu cevabı verdi: ‘’Sağ duyuya ihtiyacımız var. Türkiye’de demokrasi sürerse, her şey güzellikle devam eder.’’ Herkesin, sağduyuya, siyaseti siyaset alanlarında yapmaya ve ara yollardan çözüm aramamaya çok ihtiyacı olduğunu ifade eden Günay, ‘’Umarım ki herkes, Türkiye’nin siyasetçileri, bürokratları ve teknokratları, iş dünyası, hukukçuları, yargıçları, her alanda görev yapanları, Türkiye’nin demokrasi ihtiyacını birinci tercih olarak öne çıkarır ve biz iyilikle, güzellikle, barış içinde Türkiye’yi ileriye doğru götürmeye devam ederiz’’ diye konuştu.
|
/ ADANA
29.03.2008
|
|
|
CHP, operasyon isimlerini Meclis gündemine taşıdı |
CHP Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Kemal Anadol, emniyet tarafından düzenlenen operasyonlara hangi gerekçelerle ve kimler tarafından isimlerinin takıldığını sordu.
Anadol, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın cevaplandırması talebiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, emniyet güçlerinin örgütlü suçlara karşı yaptıkları operasyonlara Balyoz, Balina, Bufalo, Beyaz Enerji, Neşter, Simsar, Atabey, Küre, Sauna, Ergenekon gibi isimlerin koyulduğunu belirtti. Operasyonlara bu şekilde adlar koymanın yasal zorunluluk olup olmadığını soran Anadol, şu sorulara yer verdi: ‘’Eğer operasyonlara bu tür adlar koymayı zorunlu kılan bir yasa yoksa emniyet örgütümüz hangi gereksinimi karşılamak için operasyonlara isim koymaktadır? Operasyonları bu şekilde isimlendirmenin, dava aşamasında yargıyı etkileyeceğini düşünüyor musunuz? Operasyonların isimlerini, emniyet örgütünün içindeki hangi yetkililer ya da makam koymaktadır?’’
|
/ ANKARA
29.03.2008
|
|
|
Eğitim-Sen Başkanı Dinçer: Başsavcı AKP’ye çalıştı |
EĞİTİM-SEN Genel Başkanı Alaattin Dinçer, ‘’14 Mart’ta emekçiler, tam da AK Parti ile hesaplaşma içerisine girmişken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bir can simidi gibi AK Parti’ye kapatma davasını aynı gün açarak, AK Parti’yi kuyudan çıkarmıştır’’ dedi.
Aydın Ticaret Odası’nda düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Emek Platformu tarafından düzenlenen ve 14 Mart’ta gerçekleştirilen iki saatlik iş bırakma eyleminin, halka, emekçilerin önemli bir dinamik olduğunu gösterdiğini ifade eden Dinçer, şunları söyledi: ‘’Ne acıdır ki, 14 Mart’ta emekçiler, tam da AK Parti ile hesaplaşma içerisine girmişken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bir can simidi gibi AK Parti’ye kapatma davasını aynı gün açarak, AK Parti’yi kuyudan çıkarmıştır. Tabi ki ezilenler, emekçiler ve bu politikaların mağdurları olarak, bu politikaları uygulayan tüm güçlere karşı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.’’
|
/ AYDIN
29.03.2008
|
|
|
Babacan: Zamanı gelince 301 değişecek |
Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, “301, artık bizim üzerinde değişiklik yapmaya karar verdiğimiz ve sadece zamanlamanın sorulabileceği bir konu” dedi.
Fortune dergisine verdiği demeçte, Türkiye’nin son dönemdeki dış politikası ve dış politikadaki gelişmeler hakkındaki soruları cevaplandıran Babacan, Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimle farklı bir ilişkiye girebilmesi için, bölgesel yönetimin terör örgütü PKK ile ilgili tutumunda sadece söylem değil, eylemle de kendisini göstermesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin Irak’ın kuzeyine düzenlediği kara operasyonunun “ABD’den gelen telkin üzerine durdurulduğu” yönündeki iddiaların sorulması üzerine Babacan, bu konunun TBMM’deki kapalı oturumda da görüşüldüğünü belirterek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı George Bush arasında 5 Kasım 2007’de bir mutabakata varıldığını hatırlattı. Dışişleri Bakanı Babacan, Amerikan ve Türk askeri makamları arasında yoğun bir diyalog bulunduğunu söyledi.Babacan Afganistan konusunda ise, “Kuşkusuz Afganistan ile ilgili desteğimizi sürdüreceğiz, askeri desteğimizi de sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu. TCK’nın 301. maddesinin ne zaman değişeceğinin sorulması üzerine de Babacan, bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın defalarca açıklama yaptığını hatırlatarak, “301, artık bizim üzerinde değişiklik yapmaya karar verdiğimiz ve sadece zamanlamanın sorulabileceği bir konu” dedi.
|
/ ANKARA
29.03.2008
|
|
|
Kutan: Ülke kayıkçı kavgalarıyla meşgul ediliyor |
Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, “Aslında gerçek gündem işsizliktir, açlıktır, yoksulluktur, gençlerimizin içine sürüklendiği bunalımdır. Ahlaki ve manevi tahribattır. Ama bunlarla, yani gerçek meselelerle uğraşmak yerine ülke bir gerginliğin içine sürükleniyor” diye konuştu.
Sağlık-İş Genel Başkanı Mustafa Başoğlu’nu makamında kabul etti. Kutan, kabulde yaptığı konuşmada, ülkedeki gerginliğe temas etti. Ülkenin aylardır kayıkçı kavgalarıyla meşgul edildiğini ve gereksin gerginliklerin ortaya çıkarıldığını kaydeden Kutan, “Aslında gerçek gündem işsizliktir, açlıktır, yoksulluktur, gençlerimizin içine sürüklendiği bunalımdır. Ahlaki ve manevi tahribattır. Ama bunlarla, yani gerçek meselelerle uğraşmak yerine ülke bir gerginliğin içine sürükleniyor” diye konuştu.
Bir basın mensubunun ‘STK’ların sağduyu çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusu üzerine Kutan, AKP’ye kapatma davası açıldığı andan itibaren parti olarak ülkedeki bütün aydınları, siyasi partileri, sivil toplum kuruluşlarını itidalli davranmaya çağırdıklarını hatırlattı. Kutan, “Bu gerginliğin ortadan kalkması için Anayasa’nın ikinci maddesinde demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti’ o halde evrensel standartlara uygun bir demokrasi, laiklik, sosyal ve hukuk devleti olmalıdır. Üzülerek ifade etmeliyim ki Türkiye gerçek anlamda demokratik bir devlet değildir” dedi.
Sağlık-İş Genel Başkanı Mustafa Başoğlu da Sosyal Güvenlik Yasa tasarısını değerlendirerek, sosyal güvenliğin pazarlık konusu yapılmasına karşı olduğuhu söyledi.
|
Recep GÖREN
/ ANKARA
29.03.2008
|
|
|
Uras: Tatlı yedik tatlı konuştuk |
DP Genel Başkanı Ufuk Uras’ı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptığı görüşmede demokratikleşmenin önemi üzerinde görüş alışverişinde bulunduklarını belirterek “Tatlı yedik tatlı konuştuk” dedi
Cumhurbaşkanı Gül, siyasi parti liderleriyle dış politika ve güvenlik konularını ele almak üzere yaptığı görüşmeler çerçevesinde, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ve ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras’ı kabul etti. Sezer, Gül’ü ile yapacağı görüşme için saat 10.30’da Çankaya Köşkü’ne giriş yaptı. Çankaya Köşkü’nde basına kapalı olarak yapılan görüşme yaklaşık 45 dakika sürdü. Zeki Sezer, görüşmenin ardından açıklama yapmadan Çankaya Köşkü’nden ayrıldı. Cumhurbaşkanı Gül, aynı çerçevede, saat 11.30’da ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras’ı, saat 14.00’de de sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütü temsilcilerini kabul etti. Ufuk Uras, Gül ile yarım saat süren görüşmesinin ardından Çankaya Köşkü’nde gazetecilere yaptığı açıklamada, Erdoğan ve Baykal’ın sadece cenaze namazlarında cami avlusunda görüştüğünü dile getirerek, “Demokrasiyi musalla taşına oturtmanın doğru olmadığını söyledik” dedi. “Tatlı yedik tatlı konuştuk” diyen Uras, Cumhurbaşkanı Gül’ün kendisi ile görüştüğü temaları diğer liderlerle de görüştüğünü belirtti. Uras, bir arada mutabakata varılması için Cumhurbaşkanı Gül’e yuvarlak masa toplantısı teklif ettiğini söyledi. Uras, ‘’İç politika zemininde istikrarsızlaşmanın, Türkiye’nin dış politikada hamle yapmasında problemler yarattığını konuştuk’’ diye konuştu. Uras, görüşmede demokrasi dışında adım atılmaması konusunda Cumhurbaşkanı ile mutabık kaldıklarını söyledi.
|
/ ANKARA
29.03.2008
|
|
|
Zeynep Damla Gürel CHP’den istifa etti |
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e danışman olan CHP eski Milletvekili Zeynep Damla Gürel partisinden ayrıldı.
CHP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanlığı AB Danışmanlığı görevine atanan eski milletvekili Zeynep Damla Gürel’e “CHP üyesi olarak bu görevi sürdürmesinin etik olmayacağı hatırlatılarak istifasının alındığı” belirtildi. Gürel ise yaptığı açıklamada, istifa mektubunun “kararname imzalanmadan önce, CHP’den herhangi bir hatırlatma olmaksızın iletildiğini” kaydederek, “Tamamen teknik ve yasaya uygunluk sebebiyle verilmiş bir istifa mektubu...” dedi. Gürel, Çankaya Köşkü’ndeki görevinin “AB ile ilgili konularda danışmanlık” boyutunda olduğunu da kaydetti.
|
/ ANKARA
29.03.2008
|
|
|
TBMM KİT Komisyonu denetimlerine başlıyor |
TBMM KİT Komisyonu, 1. Etap denetimlerine 2 Nisan Çarşamba günü başlayacak. Komisyonun ilk toplantısında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi ve bağlı ortaklıklarının 2006 yılına ait hesaplarını ele alarak başlayacak.
Komisyonun 19 Hazirana kadar 52 kurum ve kuruluşun 2005 ve 2006 yılına ait hesaplarının denetimini yapması planlandı. Damızlık İnek ve Süt Ürünleri A.Ş’nin ise 1997-2001 yıllarına ait hesapları görüşülecek. PTT’nin 2006 yılı hesapları 21 Mayıs, Ziraat Bankasının 22 Mayıs, Türkiye Halk Bankasının ise 29 Mayısta ele alınacak. Elektrik Üretim A.Ş’nin hesapları 4 Haziran, Türkiye Elektrik İletim A.Ş’nin hesapları 5 Haziran, Türkiye Elektrik Ticaret Taahhüt A.Ş’nin hesapları 11 Haziran, Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş’nin hesapları 12 Haziran, TOKİ’nin hesapları da 18 Haziranda komisyon gündeminde olacak.
|
/ ANKARA
29.03.2008
|
|
|
Gazeteci Şamil Tayyar’a “Ergenekon” soruşturması |
Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Şamil Tayyar, ‘’Operasyon Ergenekon’’ adlı kitabında yer alan bazı bilgi ve belgelerle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen ‘’Ergenekon Soruşturması’’ kapsamındaki ‘’gizlilik ve yayın yasağını’’ ihlal ettiği iddiasıyla talimatla ifade verdi.
Avukatı Bekir Eren ile birlikte sabah saatlerinde Ankara Adalet Sarayına gelen Tayyar’ın ifadesi Basın Savcısı Levent Savaş tarafından alındı. Avukat Eren, muhabirine yaptığı açıklamada, ‘’Tayyar’ın yazdığı kitapta şikayette iddia edilen gizlilik kararının ihlali konusunda herhangi bir suç unsurunun mevcut olmadığını’’ savunarak, 10 gün içinde yazılı savunmalarını Ankara Cumhuriyet Savcılığına ileteceklerini bildirdi. Bu arada, ‘’Ergenekon Soruşturması’’ kapsamında önceki gün gözaltına alınan Taraf Gazetesi muhabiri Soner Arıkanoğlu, Ankara’dan karayolu ile gece saatlerinde İstanbul’a getirildi. Arıkanoğlu, emniyetteki sorgu ve işlemlerinin tamamlanmasının ardından polis tarafından Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine getirildi.
|
/ ANKARA-İSTANBUL
29.03.2008
|
|
|
Roch dâvâsına beraat |
Roche Müstahzarları Sanayi A.Ş. eski Genel Müdürü Faruk Yöneyman’ın da aralarında bulunduğu 18 sanık, ‘’Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve bu örgüte üye olmak’’ suçlarından yargılandıkları davada beraat etti.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanıklardan 9’u katıldı. Duruşmada kararını açıklayan mahkeme heyeti, 18 sanığın, ‘’Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve bu örgüte üye olmak’’ suçlarından beraatına karar verdi. Mahkeme ayrıca, sanıklar hakkındaki diğer suçlardan da ‘’görevsizlik kararı vererek’’ dosyalarını İstanbul Asliye Ceza Mahkemesine gönderdi.
|
/ İSTANBUL
29.03.2008
|
|
|
Vakit’e para cezası |
“Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) görev yapan bazı generalleri terör örgütlerine hedef gösterdikleri iddiasıyla’’ yargılanan Anadolu’da Vakit Gazetesi sahibi Nuri Aykon ile Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Harun Aksoy, 20’şer bin YTL adli para cezasına çarptırıldı.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar Nuri Aykon ve Harun Aksoy katılmadı. Sanıkların avukatı Ali Pacci ise duruşmada hazır bulundu. Duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapan Pacci, gazeteci olan müvekkillerinin eleştiri yapmak ve haber verme hakkını kullandıklarını belirterek, beraatlarını istedi. Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, Aykon ile Aksoy’u, ‘’terörle mücadelede görev alan kişileri terör örgütlerine hedef göstermek’’ suçundan ayrı ayrı 20’şer bin YTL adlî para cezasına çarptırdı.
|
/ İSTANBUL
29.03.2008
|
|
|
Diyarbakır'da 14 bin kişiye, 172 milyon YTL terör zararı ödendi |
Diyarbakır'da ‘’Terör ve Terörden Doğan Zararların Karşılanması Yasası’’ kapsamında bugüne kadar 49 bin 650 kişinin başvurduğu, bunlardan yaklaşık 14 bin kişiye 172 milyon YTL ödeme yapıldığı bildirildi.
Diyarbakır İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği Toplantı Salonu’nda 5233 Sayılı Terör ve Terörden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Yasa gereğince başvuru süresinin 31 Mayısta bitmesi sebebiyle İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğünce bilgilendirme toplantısı yapıldı. Zarar Tespit Komisyonu Sekretarya Görevlisi Halit Çetinkaya Diyarbakır’da yasadan yararlanmak amacıyla bugüne kadar 49 bin 650 kişinin başvurduğunu belirten Çetinkaya, ‘’Şimdiye kadar dosyaları karara bağlanan yaklaşık 14 bin kişiye 172 milyon YTL ödeme yapıldı’’ dedi.
|
/ DİYARBAKIR
29.03.2008
|
|
|
Işıklar küresel eylem için bir saat kapatılacak |
Küreseliklim değişikliğine dikkat çekmek için bugün dünya çapında gerçekleştirilecek eyleme, Türkiye’den de kurum ve kuruluşlar ışıklarını kapatarak destek verecek.
WWF tarafından düzenlenen eylem hakkında bilgi veren Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye Ofisi Basın Sorumlusu Sezen Gülşen, geçen yıl da bütün dünyada gerçekleştirilen ‘’Earth Hour (Dünya Saati)’’ adlı eylemle küresel iklim değişikliği konusunda etki oluşturulabileceğini ortaya koymaya çalıştıklarını ifade etti. Eyleme, özellikle 27 büyük şehirden önemli destek verilmesinin beklendiğini belirten Gülşen, Türkiye’den de bir çok kurum ve kuruluşun ‘’Earth Hour’’a katılarak ışıklarını 1 saat kapatacağını kaydetti. Destek veren kuruluş adlarının vakfın internet sitesinde yayınlanacağını bildiren Gülşen, bugün saat 20.00’de başlayıp bir saat sürecek eyleme katılmak isteyen herkese ‘’elektrikli aletlerinizi ve ışıklarınızı kapatın’’ çağrısında bulundu.
|
/ ANKARA
29.03.2008
|
|
|
Toptan Arabistan’a gidiyor |
TBMM Başkanı Köksal Toptan, Şura Meclisi Başkanı Saleh bin Abdullah Hamid’in resmi davetlisi olarak bugün Suudi Arabistan’ın Başşehri Riyad’a gidecek.
Toptan, temaslarına 30 Mart Pazar günü Suudi Arabistan Şura Meclisi’nin Genel Kurul oturumuna katılarak başlayacak. Toptan, daha sonra Suudi Arabistan Veliaht Prensi Sultan Bin Abdulaziz El-Suud ile görüşecek. TBMM Başkanı Toptan’ın Suudi Arabistan gezisine milletvekileri de katılacak. Toptan, temaslarının ardından 2 Nisan Çarşamba günü Türkiye’ye dönecek.
|
/ ANKARA
29.03.2008
|
|
|
Eskişehir, Üstad’ı andı |
Eskişehir'deki anma programında konuşan Mehmet Kutlular, 1908'de ilan edilen meşrutiyetle Türkiye'nin maceralı bir yola girdiğini söyledi.
Vefatının 48. yıldönümü münasebetiyle, Bediüzzaman’ı Anma Haftası faaliyetleri çerçevesinde, 25 Mart Salı akşamı Eskişehir Yeni Asya Temsilciliği tarafından icra edilen anma programı, büyük ilgi gördü. Meşrutiyetin de 100. Yıldönümü olmasından dolayı, anma programı “Meşrutiyetin 100. yılında Türkiye’nin demokrasi serüveni” adı altında gerçekleştirildi. Yimpaş Otel Konferans Salonunda icra edilen programa, gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular, yazarlarımızdan İslâm Yaşar, konuşmacı olarak katılırken, Eskişehir öğrenci grubu da şiirler ve vecizelerden oluşan programlarını takdim ettiler. Sacit Aksoy tarafından sunulan program, Yeni Asya A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Timur’un açış konuşması ile başladı. Daha sonra ise Mehmet Kutlular bir konuşma gerçekleştirdi. Kutlular, 1908’de ilân edilen ikinci meşrutiyetle, maceralı bir demokrasi yolculuğuna çıktığımızı, bu yolcuğun her aşamasında Bediüzzaman’ın etkisi olduğunu anlattı. Konuşmasını, Bediüzzaman’ın “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” sözü ile bitiren Kutlular, dinleyicilerden büyük alkış aldı. Daha sonra, vecize ve şiirlerden oluşan programlarını sunmak üzere öğrenci grubu sahneye çıktı. Daha sonra kürsüye çıkan İslâm Yaşar da, konuşmasına muhabbe,tin mahiyetini ve kâinattaki muhabbet sırrını anlatarak devam etti.
|
ABDİL YILDIRIM
/ ESKİŞEHİR
29.03.2008
|
|
|
İstanbul’daki Bediüzzaman paneli yarın |
Risâle-i Nur Enstitüsü, Meşrutiyetin 100. yılında düzenleyeceği anlamlı bir panelle Türkiye’nin sancılı demokrasi geçmişine ışık tutacak. Kamuoyundan büyük ilgi görmesi beklenen panele Prof. Dr. Mehmet Altan, Prof. Dr Atilla Yayla, Prof. Dr. Doğu Ergil, Dr. Cengiz Aktar, Gazeteci-Yazar Kâzım Güleçyüz konuşmacı olarak katılacaklar.
100 yıllık süreçte Bediüzzaman Said Nursî’nin demokrasi yolculuğuna yaptığı orijinal katkı, yorum ve açılımların da konu edileceği paneli Av. Kadir Akbaş yönetecek. Panel, 21 Mart’ta başlayan Bediüzzaman Haftası faaliyetleri kapsamında düzenlenecek.
Yer: Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Harbiye/İstanbul
Tarih: 30 Mart 2008 Pazar
Saat: 14:30
|
/ İSTANBUL
29.03.2008
|
|
|
Youtube yasağı Avrupa Parlamentosu’nda |
Avrupa Parlamentosu’nda, Türkiye’deki YouTube’a erişim yasağıyla ilgili bir soru önergesine verilen cevapta, sözkonusu yasak ve “ifade özgürlüğü” arasında bağlantı kuruldu.
Avrupa Parlamentosu Üyelerinden Philip Claeys, medenî ülkelerde genellikle açık eğitim öğretim, demokratik sürece katılım, katılımcı belediyecilik, hobiler gibi alanlarda kullanılırken Türkiye’de daha çok hakaret ve eğlence ağırlıklı kullanılan, hakaret ve iftira içerikleri dolayısıyla da birkaç kez erişim yasağı getirilen YouTube ile ilgili soru önergesi verdi.
|
/ ANKARA
29.03.2008
|
|
|
Işık Üniversitesi’ne yeni rektör |
Işık üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ekrem Ekinci’nin getirildiği bildirildi. Üniversiteden yapılan yazılı açıklamada, Prof. Dr. Ekrem Ekinci’nin Mart ayı itibarıyla Işık Üniversitesi’nde rektörlük görevine başladığı belirtildi.
Fuel ve Fuel Processing Technology ve çok sayıda akademik derginin yayın kurulu üyeliğini sürdürmesinin yanı sıra mesleki alanda yayınları bulunan Prof. Dr. Ekrem Ekinci, 2001 yılı Isı ve Tekniği Derneği Bilim Ödülünün de sahibi.
|
/ İSTANBUL
29.03.2008
|
|
|
Saatler son kez 1 saat ileri |
Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla her yıl yapılan yaz saati (ileri saat) uygulaması yarın gece başlıyor.
Bakanlar Kurulu kararında, geçen yıllardan farklı olarak, saatlerin ne zaman geriye alınacağına ilişkin bir ifade yer almıyor. Bu durum, ‘uygulama acaba yıla mı yayılıyor’ sorusunu akıllara getirirken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, konuya ilişkin sorular üzerine ‘’Saatleri geriye almama konusunda düşüncemiz var, ancak bunun hesapları yapılıyor, ilgili bakanlıklarla görüşmeler yapılıyor’’ şeklinde görüş belirtmişti.
|
/ ANKARA
29.03.2008
|
|
|
Kazalara derin analizli çözüm |
Konya Emniyet Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen bir proje ile kaza yapan sürücünün yaşı, cinsiyeti ile yol eğimi, yol durumu, hava durumu, kaza saati gibi yaklaşık 96 veri değerlendirilerek çıkan sonuca göre gerekli tedbirler alınıyor.
Konya Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Trafik Ekipler Amiri ve ‘’Derinlemesine Kaza Analizi’’ Projesinin yürütücüsü Tolga Özek, trafiğe giren araç sayısının artmasına paralel olarak artan trafik kazalarının önlenebilmesi için Selçuk Üniversitesi ile işbirliği yapılarak ‘’Derinlemesine Kaza Analizi’’ projesini Konya’da uygulamaya başladıklarını bildirdi. 2005 yılı itibariyle uygulamasına başladıkları proje ile kazaların meydana gelmesinde rolü olan risk faktörlerini tesbit ederek kazaların önlenmesini amaçladıklarını ifade eden Özek, ‘’Selçuk Üniversitesi tarafından geliştirilen kaza programı sayesinde kentin kaza profilinin çıkarılması için çalışmalara başladık. Daha sonra bu bölgelerde meydana gelen kazalarda tutulan raporlardaki tüm bilgileri bu programlara geçerek bir sonuca ulaşmaya çalıştık’’ dedi.
|
/ KONYA
29.03.2008
|
|
|
Yolcu otobüsü devrildi: 8 yaralı |
Çanakkale'de yolcu otobüsünün devrilmesi sonucu 1’i ağır 8 kişi yaralandı.
Ankara’dan Çanakkale’ye gelen Osman Nevzat Kızılcık (46) idaresindeki 16 HD 066 plakalı yolcu otobüsü, Özbek köyü yakınlarında henüz belirlenemeyen bir sebeple yoldan çıkarak devrildi. Kazada ağır yaralanan otobüs sürücüsü Kızılcık, Çanakkale Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Hafif yaralanan yolcular Deniz Gün, Fatih Gün, Mehmet Akış, Mahmut Uzan, Engin Toptaş, Kenan Ayasan ve Mehmet Açıkgöz ise aynı hastanede ayakta tedavi edildi.
|
/ ÇANAKKALE
29.03.2008
|
|
|
Peygamberimiz (a.s.m.) Tekirdağ’da düzenlenen törende rahmetle anıldı |
Hazreti Muhammed (asm), doğumunun 1437’nci yılında Tekirdağ’da düzenlenen törenle anıldı. Hazreti Muhammed’in (asm) hayatının anlatıldığı gecede, katılımcılar duygulu anlar yaşadı.
Tekirdağ Kültür Kalkınma ve Tanıtma Vakfı, kültür faaliyetleri çerçevesinde ‘İnsanlık O’nunla yeniden diriliyor’ konulu Hz Peygamber’i anma programı düzenledi. İsmet İnönü Spor Salonu’nda organize edilen anma programına Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Davut Aydüz, aynı üniversiteden öğretim üyesi Doç. Dr. Ayhan Tekineş konuşmacı olarak katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunmasıyla başlayan gecede tasavvuf müziği grubu ilahiler söyledi. Salonda yer bulamayan izleyiciler konuşmaları ayakta izledi. Zaman zaman duygusal anların yaşandığı gecede bazı izleyicilerin gözyaşlarına hakim olamadığı gözlendi. Konferansta Hazreti Peygamber’in ahlâkı, cömertliği, sevgisinin ve hoşgörüsünün enginliği, terbiyeciliği ve gerek yaşadığı dönemde, gerekse gelecekteki toplumlara verdiği mesajları kısaca irdeleyen Prof. Aydüz, Hz. Peygamber’i anlatmak için zamanın yetmeyeceğini söyledi.
|
/ TEKİRDAĞ
29.03.2008
|
|
|
Enerji kaynaklarımız bize fazlasıyla yeter |
Doç. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, Türkiye’nin toplam elektrik enerjisi tüketiminin en az iki katını sağlayabilecek rüzgâr enerjisi potansiyeline sahip olduğunu söyledi.
Marmara Üniversitesi (MÜ) Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü, Enerji Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, Türkiye’de rüzgâr enerjisi üretmek için gerekli alt yapının olduğunu, ancak yenilenebilir enerjiye yönelik çalışmaların fazla olmadığını belirtti.
Diğer ülkelerde yenilenebilir enerji kullanımı devlet politikası haline getirilirken, Türkiye’de bu tarz uygulamalardan kaçınıldığını ifade eden Uyar, şunları kaydetti: ‘’Yenilenebilir enerjiye yönelik uygulamalar Türkiye’de çok az. Rüzgâr türbinlerinden İzmir Çeşme’de, Çanakkale Bozcaada’da var. Güneş enerjisinden sıcak su üretimi için çalışmalar var, ama bu konuda da kamu yöneticileri bilgili ve istekli olmadıkları için, verimli kullanım ve ucuza kullanım sorun oluyor. Birçok ülkede güneş enerjisi kullanımı yüzde 60-70 devlet tarafından desteklenirken, bizde, sanki kamunun böyle görevi yokmuş gibi bir anlayış yaygınlaştırılıyor. Kamu desteğinin de ötesinde, bu teknolojileri dışarıya satacak tarzda da düşünmek ve geliştirmek gerekir. Jeotermal enerji açısından da, şu anda 50 bin konut jeotermal enerjisi kullanıyor. Bu sayıyı 500 bine çıkaracak kaynağımız var.’’ Uyar, yenilenebilir enerji üretimi için Türkiye’de pek çok alternatif olduğunun altını çizerek, şöyle konuştu: ‘’Ülkemizde yenilenebilir enerji üretimi için o kadar çok enerji kaynağı var ki, güneşi saymıyorum bile. Çünkü Norveç bile güneşi kullanılabiliyorsa bizde çok daha fazlası, daha ucuza kullanılabilir. Deprem bölgesi olmamız nedeniyle jeotermal enerjimiz de çok. Rüzgâra gelince, Türkiye rüzgar haritasını da biz hazırladık. Türkiye’nin toplam elektrik enerjisi tüketiminin en az iki katını sağlayabilecek bir rüzgâr enerjisi teknik potansiyeline sahibiz. ‘’
|
/ EDİRNE
29.03.2008
|
|
|
Saf Anadolu arısı üretilecek |
ODTÜ'lü araştırmacılar, Türkiye’nin çeşitli illerinden toplanan arıların DNA’larını kullanarak, dış etkenlere dirençli ve bal üretimi yüksek saf Anadolu arısı üretecek.
ODTÜ Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Kence, yaptığı açıklamada, ODTÜ bahçesindeki kovanlara Yozgat, Çankırı, Beypazarı, Konya, Niğde’den getirilen genetik özellikleri bozulmuş erkek Anadolu arılarını yerleştireceklerini bildirdi. Bu arılarda bulunan DNA’ları inceleyerek, iyi niteliğe sahip olanlarla ana arıları dölleyeceklerini belirten Kence, bu şekilde bal üretimi yüksek, hastalıklara ve dış etkenlere dirençli arılar elde edeceklerini kaydetti.
|
29.03.2008
|
|
|
|