İnsan kaybından ötesi yok elbette.
Sayılar, dijital skor levhası dökümü değil ki.
Ateş elbet düştüğü yeri yakar.
Ama ateşin düştüğü yer bir değil ki.
***
Dünya Bankası’nın eski “muhalif” baş ekonomisti, Nobel’li Joseph Stiglitz’in bir “hesaplaması” yayınlandı.
ABD savunma bütçesinin “olağan” anormal 500 milyar dolarlık hacmi hariç...
Dolaylı harcamalar hariç...
Sigorta, tazminat gibi türev masraflar hariç...
Ekonomideki yan etkiler hariç...
ABD’nin Irak ve Afganistan’daki “doğrudan askeri maliyeti”, bugünkü dolar değerleriyle...
Vietnam Savaşı’ nın 12 yıllık maliyetini geçti.
Kore Savaşı’ nın maliyetini ikiye katladı.
Birinci Körfez Savaşı’ nın maliyetinin 10 katına çıktı.
Birinci Dünya Savaşı’nın iki katını buldu.
16 milyondan fazla askerin dört yıl boyunca oradan oraya yollandığı, Avrupa’da, Asya’da, Afrika’da çatıştığı İkinci Dünya Savaşı’ nın 5 trilyon dolarlık doğrudan maliyetine doğru gidiyor.
Bu döküme koydukları başlıkla, bu “3 trilyon dolarlık savaş”.
Diyebilirsiniz ki, “3 trilyon dolarlık işgal.”
***
Stiglitz diyor ki:
“Kan ve can maliyetini askerlerimiz ödüyor. Sakat kalanlar hayat boyu ödüyor.
Hazine’ye maliyet tamamen borçlanma ile karşılanıyor.
Varlıklıların vergileri düşürüldüğü için yük başka kesimlere daha fazla biniyor.
Hem silahımız var hem tereyağımız diye sevinebiliriz. Ama bedel acısını sonraki kuşaktan çıkarmak üzere birikiyor.”
Irak’ta aylık “operasyon maliyeti” 2003’te 4.4 milyar dolarmış; şimdi 12.5 milyar dolar.
Afganistan’ın aylık maliyeti de 16 milyar dolar.
Bu, koskoca Birleşmiş Milletler’in yıllık bütçesi, diyorlar.
Irak, Afganistan halklarının yediğini içtiğini sormayın artık; ABD’deki milyonlarca mutlak yoksulu da hiç sormayın.
Bir başka hesap da şu;
Iraklılar soğuktan donarken...
Amerikan uçaklarının havada havadan havaya boşalttıkları yakıt günde 1500 tonu aşıyor.
***
Bu Amerikan hesaplarında on binlerce ölü Iraklı, onca yıllık ambargo ve savaşlarda incelip kopmuş binlerce çocuk yok.
“Savaşın anormal parasal maliyeti” başka türlü bir hayat için tasarlanabilseydi; askerler, çocuklar, düşmanlar, yoksullar, vahşet, terör, nefret, korku, sakatlar, hastalar, bebekler, mamalar, açlar, gözyaşları, cenazeler ne olurdu... öyle bir hesap da yok.
“İşçisini öldüren” piyasa ile “işçisini dövdüren” devletler öyle bir hesapla fazla ilgilenmiyor belli ki.
Bombalar, mermiler yığılıyor ama erden subaya asker, emekliliğinden ürküyor, terhis olunca işsizlikten, misal bir tersanede iş bulunca ölmekten, sürünmekten, dövülmekten ürküyor.
Savaş maliyetleri borçlanma ile karşılanıyor, devlete borç veren yerli ve yabancı bankalar, spekülatörler, rantiyeler iyi kazanıyor ama, emekliler, dullar, yetimler, memurlar, işçiler, köylüler ekonomiye yük, bütçeye kara delik, hayata safra sayılabiliyor.
***
Siz zaten bu “ideolojik, siyasi, ekonomik, sosyal, askeri, küresel” esaslar üstünden ABD ile müttefik olduğunuz için, ABD Savunma Bakanı gelip “Müsamaha gösterdiğimiz harekatı kısa kesin. Esas, bize maliyeti artık çok yükselen Afganistan’a asker gönderin” diyebiliyor.
Çünkü bizim çocuklar, Afgan çocuklardan az hallice, Amerikalı çocuklara göre ise çok çok ucuz!
Bombaların maliyeti zaten aynı, ama buralarda insan ucuz, hayat ucuz, ölüm ucuz!
Sabah, 29 Şubat 2008
|