“İnsanı değiştirmek atomu parçalamaktan zordur” demiş Einstain. İnsanlık tarihinde en büyük bireysel ve sosyal değişimi Peygamberimiz Muhammed (a.s.m.) gerçekleştirdiği dünya çapında yapılan bir anketle tesbit edilmiştir. Bediüzzaman Said Nursî, Peygamberimizin peygamberliğini en kuvvetli delillerle ispat ettiği Risâle-i Nur Külliyatında bu değişimin büyüklüğünü bakın nasıl dikkatlere sunuyor.
“Bilirsin ki sigara gibi küçük bir âdeti, küçük bir kavimde büyük bir hâkim, büyük bir himmetle ancak dâimî kaldırabilir. Halbuki, bak, bu zât büyük ve çok âdetleri, hem inatçı, mutaassıb büyük kavimlerden zâhirî küçük bir kuvvetle, küçük bir himmetle, az bir zamanda ref’ edip, yerlerine öyle secâyâ-i âliyeyi-ki, dem ve damarlarına karışmış derecede sabit olarak-vaz’ ve tesbit eyliyor. Bunun gibi daha pek hârika icraatı yapıyor.
“İşte, şu Asr-ı Saadeti görmeyenlere Cezîretü’l-Arabı gözlerine sokuyoruz. Haydi yüzer feylesofu alsınlar, oraya gitsinler, yüz sene çalışsınlar. O zâtın, o zamana nisbeten bir senede yaptığının yüzden birisini, acaba yapabilirler mi?” (Sözler, 19. Söz, 8. Reşha)
Bu zamanda ise, Risâle-i Nur ile de Asr-ı Saadet dönemine benzer değişimler olmuştur ve olmaktadır.
Zira Asr-ı Saadet modeldir. Asr-ı Saadette bir defa sohbet-i Nebevîde bulunan bir sahabe, tâ Çin’e ve Hind’e gidip İslâm’ı anlatabilen öğretici olabilmiş. Ne kadar müthiş bir şey değil mi? Hem imana yeni giriyor ve hemen ardından bütün insanları imana dâvet edebilecek donanımlı bir muallim (öğretmen) olabiliyordu.
Risâle-i Nurla intibaha gelen, ondan iman dersi alanların hatıraları tahlil edildiğinde, bazen bir sohbette insanların zihinlerinde şimşekler çakıyor, düşünce ve inanç dünyasında çok büyük pozitif değişimler olduğu görülüyor. “Velev ki bir ders de olsa….” Ders alan birisinde kesinlikle pozitif bir iz bırakmıştır.
Son şahitler, Bediüzzaman beşlemesi serisinde benzeri harika haller o kadar çok ki, hangi birini buraya alabiliriz?
Denizli hapsinde bir kaç adamı öldürmekten mahpus yatan mahkûmlar, Risâle-i Nurla intibaha geldikten sonra, tahta bitlerini bile öldürmekten çekinir hale gelmelerinin altındaki sır, Risâle-i Nur’un hızlı ve keskin değiştirme örneğidir.
Hızlı değişimin sırrı; insanın hem aklını ikna, hem de kalbini tatmin etmesidir.
Sefahatteki lezzet içindeki elemi, acıyı hazıra getirerek, insan psikolojinden en üst düzeyde faydalanmak vardır.
İnsanın bilinçaltı, davranışlarına en fazla etki eden bir faktördür. Hazırdaki acıdan kaçar, hazırdaki lezzete yapışır. Şimdiki zamanı yaşayan, dikkate alan insan psikolojisini dikkate alarak, şimdiki sefahatteki lezzetin içindeki elemi aklına göstererek, aklı başında olanları kurtarıyor.
Bugün piyasadaki kişisel gelişim kitaplarının en revaçta olanları dahi, insanları doğru davranışa yönlendirme tekniklerini sunarken aynı metotları kullandıkları görülmektedir.
Şimdiki zamanda, doğru davranışlara zevki bağlamak, yine şimdiki zamandaki yanlış davranışlara acıyı bağlamak yaklaşımının sloganı; “acı zindanlarından zevk saraylarına” diye insanlarda hızlı değişimi gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar.
Düşünce ve davranışları küçük zaman ve bölümlere ayırarak şimdiki şeklini tanımlayarak, sistematik tekrar ile insanlarda pozitif değişim kalıcı kılınabilmektedir. Risâle metodunun da faaliyet sırrı da buradandır.
23 Şubat 2008 (Bugün), Düzce’de “Risâle-i Nur’la Değişim” konulu seminerle insanlarda pozitif hızlı değişim metotları üzerine ve diğer değişim strateji tesbitlerini paylaşacağız. Hayırlı haftalar dileği ile…
|