(...) Aslında çok değil bir ay önce Türkiye çok farklı şeyleri konuşuyordu; 301’de, Alevi ve Kürt meselelerinde somut çabalar vardı.
Peki ne oldu da Türkiye’nin gündemi sadece türbana kilitlendi?
Neden sadece türbanı konuşur, türbana öncelik verir olduk?
Bunun nedeni, olası ekonomik krizi örtbas etme çabası mı yoksa önümüzdeki yerel seçimlere hazırlanan AK Parti’nin “çekirdek” kadrosuna mesaj vermek istemesi mi? Ya da olay gerçekten sadece özgürlükle mi ilgili?
Doğrusu bu son olasılık bugüne kadar AK Parti’ye destek veren demokrat ve liberal aydınlara bile inandırıcı gelmiyor.
AK Parti’nin ısrarcı türban önceliği ve dolayısıyla 301 ve Kürt meselesini geri plana düşürmesi bilinçli bir tercih olarak yorumlanıyor.
Peki, merkez sağda olduğunu söyleyen AK Parti’nin bu konumunu, klasik merkez siyasetin önde gelen isimleri nasıl değerlendiriyor?
Acaba bu çıkışlar AK Parti’nin hâlâ “merkeze oturma” konusunda sıkıntıları olduğunu mu gösteriyor?
Bu konuyu merkez siyasetin önde gelen isimlerinden Nesrin Nas ile konuştuk. Nas, sorulara cevap vermeden önce ilginç bir iddia ortaya atıyor:
“Bence AKP, MHP’nin tuzağına düştü.”
Nas, bu tespitini bir adım daha ileri götürüyor ve şöyle diyor:
“AKP, hem MHP hem de kendi ‘Milli Görüş’çü tabanı tarafından köşeye sıkıştırıldı.”
Süreci düşününce gerçekten ortada Başbakan Erdoğan’ın İspanya’da dile getirdiği, “Türban siyasi simge bile olsa...” sözünden başka bir şey yok. Elbette bu tartışılabilirdi ama MHP bu tartışmayı somut öneriye dönüştürünce işin rengi değişmeye başladı.
Nas bu süreci şöyle anlatıyor:
“AKP tam 301’i Meclis’e getireceği sırada MHP bir karşı atakla, ‘Gel türban konusunu çözelim’ dedi. İşte AKP buna ‘Hayır’ diyemedi. Çünkü hem uzun süredir çözmek istediği bir sorundu hem de yerel seçimler yaklaşıyordu. Bilinen bir şey var, genel seçimleri genel merkez, yerel seçimleri teşkilatlar kazanır.
AK Parti teşkilatları Milli Görüşçü. Milli Görüşçülerin birinci önceliği de türbanın kamu alanına çıkmasıdır. O nedenle AKP’nin çok işine geldi bu.”
“AK Parti’nin eli kolu bağlı”
Türban gibi bir sorunun Meclis’te çözülüyor olması elbette önemli bir adım. Ancak, Nesrin Nas bu sürecin tehlikeli bir dönemi başlatacağını ileri sürüyor ve şöyle diyor:
“Bundan sonra AKP reformcu tarafını çok ortaya çıkaramaz. MHP ile yaptıkları uzlaşma ve Milli Görüş tabanına verdikleri bu rahatlık, maalesef AKP’nin elini kolunu bağlamıştır. Bundan sonra 301’i de, Anayasa’yı da kolay kolay Meclis’e getiremezler.”
Bu kez araya girip “ Türbanı çözen bir AK Parti neden diğerlerini getiremesin?” diye soruyoruz...
Nas, böyle bir ihtimalin tamamen yok olmadığına dikkat çekiyor ve sözü siyasette “algı ve uzlaşma” meselesine getiriyor:
“Toplumda AKP’ye ilişkin algı çok önemli şekilde değişmiş olacak. Siyasette algı gerçeğin ta kendisidir. ‘AKP’nin niyeti budur’ yargısı kesinleşiyor. Merkeze oturmak isteyen bir partinin ana işlevi, orta sınıf kentli kadınları yaşam biçimine ilişkin bir tehdit altında olmadıklarına ikna etmektir. AKP, bunu kaçırmıştır. Bir de AKP ile toplumun bazı kesimleri arasında ekonomideki rahatlama nedeniyle bir uzlaşma yapılmıştı. Bu uzlaşma da bozuldu. Bunun bozulması demek reformların itici gücünün ortadan kalkması demektir. Bundan sonra gelecek her reform gerilime ve tartışmaya sebep olacaktır.”
Sabah, 8 Şubat 2008
|