Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Şubat 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Gerilimin sebebi ne?

AKP’liler, “N’apalım, hiçbir şekilde ikna olmayan adamları ikna etmek için sonsuza kadar bu yöndeki mağduriyetleri gidermeyi askıya mı alalım?” diyorlar. Ben, başörtüsü konusunda zaman kaybedilmesine karşı olan biriyim. Ancak, bu sorunu çözmek için, bu iktidarın, sonsuza kadar beklemek yerine öncelikle ‘meşruiyet’ sorununu halletmesi gerekiyordu.

‘Demokratik meşruiyet eşittir çoğunluk’ diye düşünenler kızacak biliyorum, ama mevcut iktidarın ‘meşruiyet krizi’nin devam ettiğini hatırlatmak zorundayım. Bu kriz, Cumhurbaşkanlığı krizi olarak başladı ve bir türlü dinmedi. Genel seçimde alınan oy, paradoks biçimde krizi daha da derinleştirdi. Zira, hiçbir şekilde aynı ölçüde oy alamayacağını, yani daima azınlıkta kalacağını bilen insanlar kendilerini büyük bir kuşatma altında hissetmeye başladılar. ‘Bu onların sorunu’ deyip geçerek, siyasal ortamı gerilimden kurtarmak mümkün değil. Dahası, cumhurbaşkanlığında uzlaşma yolu es geçildiği yetmiyormuş gibi, aynı gidişe aynı hızla devam edilmesi, ‘Madem yüzde 47 oyum var istediğimi yaparım’ havasının yayılması. Maliye Bakanı’nın açık mikrofona yakalandığında kulaklarımızla da duyma fırsatı bulduğumuz, YÖK gibi bir kuruluşun başındaki kişinin ‘İsterse bizim istediğimiz gibi konuşmasın’ konumunda görülmesi. Tüm bunlar, bir yandan, kuşatılmışlık hissini artıran, diğer yandan meşruiyet krizini derinleştiren şeyler. Bu noktada, türban dayatma-dayatma çatışmasının sembollerinden biri olarak devreye giriyor. Takdir edersiniz ki, bir partinin sadece ezici çoğunlukla iktidara gelmesi ve bu çoğunluğa dayanarak belli değişimleri gerçekleştirmesi, illa kuşatılmışlık duygusu ve hele ‘meşruiyet krizi’ yaratmaz. Tam tersine çoğunluğun oyu, belli konularda aşırı gerilim ve kutuplaşma olmayan toplumlarda meşruiyetin en önemli unsurudur.

Yine tekrar edeyim, ben, bu iktidarın ne hile ile iktidara geldiğine inananlardanım, ne bu siyasi heyetinin gizli bir niyeti olduğunu, Türkiye’yi din devleti yapmaya çalıştıklarını falan katiyen düşünmüyorum. Ancak, 28 Şubat müdahalesinin üzerinden sadece 11 yıl geçtikten sonra, o dönemin ‘İslamcı’, yani sistemle kavgalı partisinin siyasi kadrosunun bugün sistemin, cumhurbaşkanlığı dahil tüm makamları ellerinde bulunduruyor olmasının, AKP seçmenleri dışında hemen herkesi ‘tedirgin’ etmesinde şaşacak bir şey görmüyorum. Hangi toplum olursa olsun, bu derece büyük bir değişimi, bu hızla sarsıntısız, sorunsuz benimseyip, kabullenip, gerçekleştiremez. Bu anlamda mevcut gerilim, aslında daha genel bir gerilimin uzantısı ve bu gerilim kolay kolay dinecek gibi gözükmüyor.

Radikal, 7.2.2008

Nuray MERT

08.02.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Türbanda ara bir formül pekâlâ mümkün

  Çocuklarımı bu hocalar okutsun istemezdim!

  AB pusulası olmazsa gerginlik devam eder

  Laik fetva/cılar

  Gerilimin sebebi ne?

  AB bölmüyor, aksine birleştiriyor


 Son Dakika Haberleri