Üniversitede kıyafetin serbest bırakılmasına destek veren akademisyenler arasında yer aldığı için bazı çevrelerce sert biçimde eleştirilen Prof. Dr. Ali Nesin, “Üniversitede kılık kıyafet özgürlüğünü savunan bir metne imza attım diye yer yerinden oynadı” dedi. Nesin, “Elbette bir gün bu yapay sorun tamamıyla ortadan kalkacak ve kıyamet kopmayınca haklı olduğum anlaşılacak. Umarim o günler çabuk gelir de toplumun gerçek sorunlarıyla nihayet yüzleşebiliriz” diye konuştu.
Üniversiteye kızların başörtülü girmesini destekleyen özgürlük bildirisine imza atan Aziz Nesin’in oğlu Prof. Dr. Ali Nesin, “Eğer yasaklarla Turkiye’nin daha laik olacağı düşünülüyorsa bu düşünce baştan aşağı yanlıştır” dedi.
Üniversitede kıyafetin serbest bırakılmasına destek veren akademisyenler arasında yer aldığı için çeşitli çevrelerce sert biçimde eleştirilen Prof. Dr. Ali Nesin, “Üniversitede kılık kıyafet özgürlüğünü savunan bir metne imza attım diye yer yerinden oynadı” dedi.
Aldığı hakaret mesajlarının haddi hesabı olmadığını anlatan Ali Nesin, “Sanki ortada bir suç varmış gibi, varsa da çocuklarımızın bundan bir suçu varmış gibi Nesin Vakfi’na bağışlarını kesenler oldu. Elbette bir gün bu yapay sorun tamamıyla ortadan kalkacak ve kıyamet kopmayınca haklı olduğum anlaşılacak. Umarım o günler çabuk gelir de toplumun gerçek sorunlarıyla nihayet yüzleşebiliriz” açıklamasında bulundu. Birçok kişinin “Aziz Nesin’in kemikleri sızlamıştır” diyerek sitemde bulunduğunu, laiklikten ödün verdiğini Aziz Nesin’i Sivas’ta yakanlarla ittifak kurduğunu, bu imzadan mutlaka bir çıkarının olduğunu ileri sürenler bile olduğunu hatırlatan Ali Nesin, yapılanların haksızlık olduğunu belirtti. Nesin, en ağır şartlarda, henüz 28 Şubat olmadan önce, “Köktendinciliğe karşı konferans” düzenleyenlerden biri olduğunu, Aziz Nesin’in eserlerini yaşattığını, Nesin Vakfı’nı bugünlere taşımak ve ona yapılan saldırıları göğüslediğini, Nesin Yayinevi’ni kurduğunu, kimsenin kendisi için “babanın kemikleri sızlamıştır” demeye hakkı bulunmaması gerektiğini vurguladı.
“MÜCADELE ETİK OLMALI”
18 yaşını bitirip rüştünü ispatlamış birinin kılık kıyafetinden dolayı üniversiteye alınmamasını her şeyden önce etik olmadığını vurgulayan Ali Nesin, düşüncelerini şu şekilde açıkladı: “Etik olarak yanlış olan her duruşun da uzun dönemde büyük zararı dokunur. Kimsenin kimseyi, düşüncesinden, inancından, giysisinden ve yaşam biçiminden dolayı üniversiteden men etmeye hakkı yok.
Eğer yasaklarla Türkiye’nin daha laik olacağı düşünülüyorsa bu düşünce baştan aşağı yanlıştır; bu kızların düşünceleri ve inançları üniversiteden men edilerek değişmez ki. Tam tersine... Verilen mücadelenin her şeyden önce etik olarak doğru olması gerekir. Mücadele yönteminin yanlışlığını göstermek için abartarak bir örnek vereyim: Türbanlıları ıssız bir adaya sürerek elde edilecek bir lâiklikten yana değilim ben.
Bu yasak, toplumu gereksiz yere kamplara böldüğünden doğru bir şey değil. Bu yasak, toplumun bir kesimini eğitimsiz bıraktığından iyi bir sey degil. Yasak, toplumun bir kesimine ‘siz universiteye yakışmıyorsunuz’ diyerek hakaret ettiğinden güzel bir şey değil. Yani bu yasak, ne doğrudur ne iyidir ne de güzeldir.
Onlar bize aynı hakkı tanımayacaklar, diyenler oldu. Belki, olabilir. Ama aramızda bir fark olsun değil mi? Bu yasak kalkarsa başı açık kızlarımız örtünme konusunda baskı göreceklerdir, diyenler oldu. Doğrudur, böyle bir olasılık var. Ama demokrasi engebeli bir yoldur. Bu engebeli yolu yasaklarla düzleştirmeye çalışmak beyhude bir davranıştır.”
Gereken mücadele etik olarak doğru bir biçimde verilmeli. Türkiye bugün bu sorunla daha demokratik yollarla başa çıkacak olgunluktadır.
Sivas’ı unuttun mu diyenler oldu. Unutur muyum? Tam tersine... İşte bu yüzden eğitim diyorum ya! Eğitmeyince mi Sivas ve benzeri olayların önüne geçiliyor? Oyuna geldin, diyenler oldu. Asıl oyuna gelenler, gerçekte var olmayan ve artık bir trajikomediye dönüşen bu saçmasapan türban sorununu siyasetin ve hayatlarının merkezine oturtanlardır.”
|