Uzun zamandır başörtüsü yasağıyla mücadele eden kadınlar hükümetin getirdiği değişikliğin taleplerini karşılamadığını söyledi. Mağdur kadınlar, yasak “her alanda kalkana dek” mücadelelerine devam edeceklerini söylüyor.
Başörtüsüne Özgürlük İzmir Platformu’ndan, insan hakları aktivisti Sıdıka Çetin, “Sadece üniversiteleri kapsayan bir değişiklik iyi niyetli bile olsa yetersiz. Çünkü hizmet alan-hizmet veren ayrımını ve ‘kamusal alan’ üzerinden yapılan ayrımcılığı meşrûlaştırıyor” dedi.
Çetin, “reşit olan herkesin kılık-kıyafetinden dolayı hiçbir şekilde ayrımcılığa maruz kalmadan yaşayabileceği bir düzenleme” istediklerini belirtti. Birçok ilde örgütlerin oluşturduğu platformlar yıllardır her hafta “başörtüsüne özgürlük” eylemleri yapıyor. AKP ve MHP Anayasanın 10 ve 42. maddeleriyle Yüksek Öğretim Kurulu Kanunu’nun ek 17. maddesinde değişiklik yapmayı planlıyor. Parti yetkilileri arasında varılan mutabakat çerçevesinde oluşturulan tasarı Meclis’e getirildi.
Değişiklik tasarısı üzerine konuşan İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Diyarbakır şubesinden Seher Akçınar Bayar’a göre, hükümetin teklifi yetersiz.
“Devlet üniversitede bir kadının dinî inancını yaşamasına serbestlik tanırken sosyal yaşamda çalışan bir kadın için bunu yasaklıyor. Bu insan hakları savunucuları tarafından kabul edilemez.”
Antalya Başörtüsü Platformu’ndan Dilber Tuncer de değişiklik tasarısının yeterli olmadığını düşünüyor. Başını örtmeyi seçen Tuncer bu yüzden üniversite eğitimini bırakmış. Tuncer, “Benim hayatımı doğrudan etkiledi bu yasak. En basitinden iyi bir işte çalışmamı, ekonomik özgürlüğümü kazanmamı engelledi” diyor.
“Bizim talebimizin siyasî bir yanı yok” diyen Tuncer ve ekliyor: “Bu engellemenin kayıtsız şartsız, hayatın her alanında kaldırılmasını istiyorum.” Tuncer, “Bunun arkasından ne geleceğini bilmiyoruz. Biz eylemlerimize devam edeceğiz, taleplerimizi dillendireceğiz” dedi.
ELİTLER STATÜLERİNİ KAYBETMEK İSTEMİYOR
Başörtüsü yasağına gerekçe gösterilen Anayasa Mahkemesi kararının “hukuksuz” olduğunu söyleyen Sıdıka Çetin, AKP-MHP tasarısına gelen tepkilerin de toplumda varolan ağırlıklı görüşü temsil etmediğini düşünüyor. “Türkiye’de her şeyi bildiğini düşünen, soruna ‘devlet’ açısından bakan bir elit var. Medyada en çok onların sesi çıkıyor. Kamuoyu yoklamaları halkın çoğunluğunun çözüm istediğini gösteriyor ama elitler statülerini kaybetmek istemiyor.”
Sorunun Anayasa’da çözülemeyeceğini belirten Çetin’e göre çözüm için konunun mağdurlarının çözüm sürecine katılması gerek. MAZLUMDER gibi karma örgütlerin yanı sıra sırf bu sorun etrafında kurulmuş Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (ÖZGÜR-DER), Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği (AKDER) gibi kurumların, platform ve girişimlerin olduğunu hatırlatan Çetin, hükümetin de kadınları süreçten dışladığını söyledi. Çetin, “Çözüm, sorunun muhatabı kadınların, aydınların katılımıyla, uluslararası sözleşmeler çerçevesinde, tartışarak bulunabilir. Tasarı yasalaşmadan bunu gerçekleştirmek gerekir.” görüşünü dile getirdi. Üniversitelerde başörtüsü yasağı 1998’de, 28 Şubat askerî muhtrasının ardından geldi.
|