İstanbul Üniversitesi (İÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Fiziksel Oşinografi ve Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halil İbrahim Sur, Marmara Denizi’ndeki ‘’jelimsi’’ maddenin, aşırı çoğalan bir deniz anası türünün toplu ölümünden kaynaklandığını söyledi.
Sur, yaptığı açıklamada, İÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün Çevre ve Orman Bakanlığı ve İSKİ’nin desteğiyle konuyla ilgili araştırmalarını sürdürdüğünü belirterek, Marmara Denizi’nde ilk kez 2007 yılı Ekim ayı sonunda görülen ve kilometrelerce alana yayılan beyaz jelimsi maddeyi, olayın gerçekleştiği dönemin meteorolojik şartları, kimyasal ve biyolojik oluşumlarıyla incelediklerini bildirdi.
Eylül ayında yüzeydeki jel miktarının yüksek olduğunu bildiren Sur, analizlerde ilk kez 2005 yılında Marmara’da dağılımı tesbit edilen ‘’Liriope tetraphylla’’ adlı deniz anası türünün, özellikle bölgenin kuzeyinde yoğun dağılım gösterdiğini kaydetti.
ATIKLARLA BİR İLGİSİ YOK
Daha önceki senelerde de aşırı avlanma sebebiyle deniz anası ile beslenen bazı balık türlerinin azaldığını belirten Sur, ‘’Aşırı avlanma nedeniyle bazı türlerin azalması, diğerlerinin artmasına neden oluyor. Jelimsi madde, Marmara’da çoğalan bir deniz anası türünün toplu ölümünden kaynaklanıyor’’ diye konuştu.
Sur, Batı Karadeniz’e kadar dağılan türün, 2005’te metre küp alandaki miktarı 500-1000 adet iken, bu yıl metre küp alanda 8 bin adete ulaştığını belirtti. Ekim ayı sonunda miktarı artan türün, yaşama alanı darlığı ve besin sorunu yaşadığını ve bunun toplu ölümlere sebep olduğunu söyleyen Sur, deniz yüzeyindeki jelimsi maddeye, ölen deniz analarının sebep olduğunu kaydetti. Sur, deniz yüzeyindeki jelimsi maddenin oluşumuna başka bir kaç faktörün de destek verdiğini anlattı.
Sur, oradaki oluşumda besin girdileri etkisinin tesbit edildiğini kaydetti.
Kuvvetli rüzgârlar ve yağışların da deniz sistemini etkilediğini ve jelimsi madde oluşumunda tetikleyici rol oynadığını kaydeden Sur, maddenin bozulması sırasında denize çökme olursa, deniz tabanında yaşayan türler üzerinde meydana getireceği etkinin belirlenmesi için araştırmalara devam edeceklerini bildirdi.
|