Elkatmış: açık konuşan, şeffaf olan, bildiği her şeyi komisyonla paylaşanların başına da daha sonra gelmedik iş kalmadı.
Yıllarca Meclis'te bulundu. AK Parti'nin kurucularındandı.
Susurluk Komisyonu'na başkanlık etti.
İnsan Hakları Komisyonu'nun başkanıydı.
O şimdi "Ankara Barosu avukatlarından."
Dün öğle yemeğini gazetede baş başa yedik.
"Tezgâhı" sorduk:
- Nasıl kuruluyor, nasıl işliyor?
Sözünü ettiğimiz tezgâh "derin ilişkiler" tezgâhı.
"Ergenekon benzeri" yapılanmalar.
"Çeteler."
"Mafyavari" işler, ilişkiler.
***
Mehmet Elkatmış:
- Başta bir senaryo yazarı var... Organizatör.
- Organizasyonun tetikçi ayağı mevcut.
- Kimi ideolojik amaçla gönüllü tetikçi... Kimi parayla tutulmuş tetikçi... Kimi de kandırılmış tetikçi.
- Bir de bu işin koruyucu ayağı var.
- Koruyucu güçler içinde kimler yok ki... Bürokrasi, siyaset, yargı, güvenlik güçlerinden birileri.
***
Dedik ki "bu konu ne zaman halledilecek?"
Ne zaman "kökü kazınacak?"
Elkatmış da dedi ki:
- Kurumsal korumacılık var... Kurumlar kendi adamlarını kolluyorlar... Ancak kurum içi bir menfaat çekişmesi olacak ya da biri çizginin dışına çıkacak ki, kurum o adamını teslim etsin... Aksi halde zor, çok zor.
Devede kulak
Mehmet Elkatmış, 22 Temmuz seçimlerinden önce TBMM Başkanlığı'na bir soru önergesi vermiş.
"Bazı sorular" sormuş.
İçişleri Bakanlığı'ndan cevap istemiş.
Seçimden sonra bir gün yolu Meclis'e düşmüş.
"Benim sorularıma yanıt geldi mi" demiş.
"Geldi" yanıtını almış.
***
Sorular "mafyalar, çeteler, yasadışı yapılanmalar" üzerine.
Yanıtlar "uzun."
Özetleyecek olursak...
Polis, son 10 yıl içinde 3 bin 12 operasyon yapmış.
24 bin 931 kişi yakalanmış.
Bunlardan 8 bin 601'i tutuklanmış.
Aynı süre içinde jandarma 771 operasyon yapmış.
10 bin 437 kişiyi yakalamış.
Bunların 6 bin 269'u tutuklanmış.
Bütün bunların "il il dökümü" var.
Ama fazla ayrıntıya girmeyelim.
Ve Mehmet Elkatmış'ı dinleyelim:
- Size verdiğim bilgiler, sıraladığım sayılar devede kulak.
- Neee, devede kulak mı?
- Elbette, ne sanıyorsunuz?.. Türkiye'de devlet içinde devlet, çete içinde çete, mafya içinde mafya var.
***
Roman gibi
Mehmet Elkatmış'a "Susurluk Komisyonu anılarını" sorduk.
Dedi ki:
- Bilgisine başvurduklarımızın bir kısmı gelmedi.
- Gelenlerin bir bölümü bilgi vermedi.
- Bazıları, araştırmayı saptırmaya çalıştı.
- Birkaç kişi de ne biliyorsa anlattı.
Elkatmış:
- Ancak açık konuşan, şeffaf olan, bildiği her şeyi komisyonla paylaşanların başına da daha sonra gelmedik iş kalmadı.
Mehmet Elkatmış "birkaç isim verdi." Komisyonda "açık açık konuşan biri" mahkemeye verilmiş, hapse atılmış.
Bir başkası "erken emekli edilmiş." Diğeri "kazaya kurban gitmiş."
Dün 3 saat boyunca Elkatmış'tan dinlediklerimizin tamamını yazacak olsak "36 kısım tekmili birden" film olur, "dizi" olur, "roman" olur.
Derin tezgâh
Birkaç yıl önce Mehmet Elkatmış, Diyarbakır Cezaevi'ni gezerken demişler ki:
- Şemdin Sakık da burada.
Elkatmış, Şemdin Sakık'a sormuş:
- Her şey geldi geçti. Sen bir tarihte "şu gazetecilerin PKK ile çıkar ilişkisi var" diye bir ifade verdin mi? Bu işin aslı nedir?
Sakık "vermedim" demiş:
- Ancak benim önüme bu metni koydular... Böyle bir ifade ver, dediler... İmza istediler... Reddettim.
"Sonucu" biliyorsunuz.
"Birilerinin" yazdığı ve "hukuken olmayan bir ifade" ile, bazı gazeteciler "lekelendiler." "İşten" atıldılar. "Olayın aslı" sonra anlaşıldı ama...
Neye yarar?
Sabah, 25 Ocak 2008
|