Türkiye’nin AB’nin mali yardımlarından yüzde 90 oranında yararlandığı, ancak Topluluk programları için hala yeterince proje üretemediği bildirildi.
AB projelerine ilişkin sorularını cevaplayan AB uzmanları, Türkiye’nin, AB’den, mali yardımlar, Avrupa Yatırım Bankası kredileri ve Topluluk Programları olmak üzere 3 alanda yardım aldığını belirtti.
Türkiye’nin mali yardımlar ile Avrupa Yatırım Bankası’nın kredilerinden çok iyi derecede yararlandığını ifade eden uzmanlar, hibelerin yüzde 90’nın kullanıldığını, sivil toplum kuruluşları (STK) ile yerel yönetimlerin bilgi ve tecrübelerinin artmasının bu alanda başarıyı yükselttiğini kaydetti.
Türkiye’nin, asıl olarak, AB’ye tüm üye ve aday ülkelerin maddi katkılarıyla uygulanan topluluk programlarından faydalanamadığını vurgulayan uzmanlar, Türkiye’nin bu programlara, ekonomisinin büyüklüğü ve GSMH’sinin AB içinde üst sıralarda olması nedeniyle ciddi katkı payı yatırdığına dikkat çektiler.
Katkı paylarının ortak bir “havuzda” toplandığını ve proje başı ülkelere dağıtıldığını anlatan uzmanlar, Türkiye’nin yatırdığı para kadar bile proje üretmede sınırlı kaldığını bildirdiler.
“ESKİYE ORANLA ÇOK DAHA İYİYİZ”
İngiltere’deki sosyal danışmanlık firması WYG’nin Türkiye’deki faaliyetlerini yürüten ve projelere danışmanlık yapan DeLeeuw International’ın (DLI) Genel Müdürü Levent Erkan da AB ile Türkiye arasında projelere ilişkin yapılan ortak anlaşmalar çerçevesinde, Türkiye’ye son mali yardımlar kapsamında, 2007-2009 yılları arası, ortalama 550-560 milyon Avro bütçe ayrıldığını söyledi.
Türkiye’nin, AB’nin projeler için sağladığı hibelerden eskiye oranla çok daha iyi faydalandığını belirten Erkan, “Mali yardım ve hibeleri yüzde 90’ın üzerinde kullanma başarısı elde ettik. Artık Brüksel’den gelen paranın yüzde 10’u geri döndüğünde üzülüyoruz” dedi.
Türkiye’de, küçük ölçekli firma, STK, KOBİ, ticaret odaları ve belediyelerin yararlanabileceği hibelerden şimdiye kadar binlerce fon elde edildiğini belirten Erkan, tecrübe kazanıldıkça, daha iyi teklifler hazırlandığını söyledi.
Erkan, Türkiye’nin topluluk programlarını yeterince kullanamadığını belirterek, “Yatırdığımız katkı payı kadar bile proje üretemedik. Bunun nedeni tecrübesizliğimiz ve konuların ilk etapta bize uzak gelmesiydi” dedi.
Türkiye’nin artık en fazla bu konuya odaklanması gerektiğini dile getiren Erkan, “İlk önce koyduğumuz parayı alabilmemiz, daha sonra başka ülkeler gibi nasıl daha fazla alabileceğimizi iyice irdeleyip daha çok almaya çalışabilmemiz lazım” diye konuştu.
“DEVLET, CİDDİ TANITIM POLİTİKASI İZLEMELİ”
Türkiye’de fikir ile projenin karıştırıldığını ifade eden Erkan, insanların fikir ortaya attığını ama onu, amacı, planlaması, bütçesi ve sonuç öngörüsüyle proje şeklinde ortaya çıkaramadığını söyledi.
Erkan, projeler konusunda bilgilendirme eksikliği ya da yanlış bilgilendirme sorunu yaşadıklarını belirterek, “AB bu projeleri empoze ediyor” gibi izlenimi olan kesimlerin bulunduğunu savundu.
İletişim kampanyalarına daha çok önem vermeleri gerektiğini kaydeden Erkan, devletin bu konuda ciddi bir politika izlemesi gerektiğini, belirtti.
Erkan, AB’nin uyguladığı projelerde “inceleme gezisi” denilen bir uygulamanın olabildiğine ve bu kapsamda çeşitli ülkelere ziyaretler düzenlenebildiğine işaret ederek, projelerin ülke halkları arasındaki ilişkilere ve karşılıklı birbirini daha iyi tanımaya ciddi boyutta katkılar sağladığını kaydetti.
|