Anayasa Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, mevcut anayasanın on dört defa değiştirildiğini ve hala darbe anayasasının ruhunu taşıdığını belirterek, “Bu anayasanın felsefesi vesayet rejimidir” dedi.
Server Vakfı tarafından organize edilen “Anayasa yapım süreci” başlıklı seminerde konuşan Anayasa Hukuku Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Anayasa değişikliği konusunda herkesin “benim anayasam” diyeceği bir metin ortaya konması gerektiğini belirterek, “Hazırlayanların en mükemmel anayasa dedikleri 1960 Anayasası bile kısa sürede sahipsiz kaldı. Çünkü 1960 darbesiyle daha önceki seçimlerde büyük oranda oy alan iktidar partisi, saf dışı bırakılmıştı. Bu partiye oy veren geniş kesimler ise anayasa hazırlama sürecinin dışında bırakılmıştır. Bu nedenle katılımcı bir anayasa ortaya konamamıştır. Bu yüzden hazırlanacak Anayasanın uzun ömürlü olması isteniyorsa, toplumun bütün kesimleri anayasa hazırlanış sürecine dâhil edilmelidir” diye konuştu. Kamalak, anayasayı değiştirebilecek en meşru kurumun halkın seçtiği meclis olduğunu belirterek, “Anayasanın 175. maddesinde bu mesele gayet açıktır. Bu maddeye göre, seçilmiş meclisler kadar hiçbir kişi veya kurum anayasayı değiştirmek için meşrû hakka sahip değildirler. Şimdiki meclisin de anayasayı değiştirebilmesi için hiçbir engel yoktur.”
Mevcut anayasanın altıncı maddesini eleştirip, bu maddenin bir an önce değiştirilmesi gerektiğini belirten Kamalak, “Anayasanın altıncı maddesinde hâkimiyetin yetkili organlar eliyle kullanılabileceği ifadesi yer almaktadır. Peki, kimdir bu yetkili organlar? Güçlü kimse odur. Böylesine muğlâk ifadelerin yer aldığı bir metin gerçek bir anayasa olabilir mi?” diye sordu.
|