Aman kimseler ortaya çıkıp, önce “ben katıksız bir Türk milliyetçisiyim” dedikten sonra, TCK’nın 301’inci maddesini savunmaya kalkmasın.
Özellikle Amerika ve Avrupa sahnelerinde, giderek artan biçimde 301’li oyunlar sahneleniyor.
Yeni moda olmaya başladı.
Türkiye aleyhinde propaganda yapmak veya Türkiye’yi köşeye sıkıştıracak bir adım mı atmak isteniyor, 301’inci maddeden daha inandırıcı hiçbir örnek bulunmuyor.
Bilmeyenler için kısaca anlatayım: Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301’inci maddesi “Türklüğe hakareti” cezalandırıyor. Ancak, bu maddenin gerekçesi ve örnekleri verilirken, “hakaret” kelimesinden ne anlaşıldığı anlatılırken, “eleştiri” ile “hakaretin” aynı kefeye konduğunu görüyorsunuz.
Örneğin, Kıbrıs’taki Türk askerlerinin çekilmesi gerektiğini söylemek dahi, “Türklüğe hakaret” olarak alınıyor.
Yargıçlarımız da, eleştiri ile hakareti birbirine karıştırınca, işler daha da bozuluyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni veya Türkiye’nin temel politikalarını eleştirmek dahi 301’inci madde çerçevesinde cezalandırılabiliyor. Örnekleri hem çok, hem de ortada...
Tabii bu durum, AB’nin Kopenhag Kriterleri’ne tümüyle ters düştüğü gibi, hiçbir uluslararası insan hakları ve özgürlükler antlaşmasına da uymuyor.
Avrupa Birliği üç yıldır, 301 konusunda tepiniyor. Türkiye’nin ise kılı kıpırdamıyor.
AB, 301’i artık tam bir sembol konumuna getirdi. Adeta bir anahtar.
Bu anahtar değiştirilmediği sürece, AB-TR kilidi açılamayacak.
Türkiye ise, tam tersine 301’i, adeta milliyetçiliğin bayrağı konumuna getirdi. Sanki 301 kaldırılır veya değiştirilirse, Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaret etmek, yerden yere vurmak isteyenlere büyük bir fırsat tanınmış olacakmış ve Türk düşmanları kolları sıvayıp üstümüze saldıracaklarmış gibi bir resim çizdiler.
İş milliyetçiliğe dayanınca da, AKP iktidarı korktu. Pıstı ve MHP ile CHP’nin taarruzundan kurtulmak için sipere yattı.
Bir yandan 301’in değişmesi gerektiğine inanıyor ve gerektiğini kabul ediyor, ancak öte yandan da, MHP-CHP koalisyonundan çekiniyor ve kıpırdayamıyor. AKP kendini kurtarmak için, “Başka AB ülkelerinde de 301 gibi maddeler var” söyleminin arkasına saklanmaya çalışıyor. Bazılarında 301’in var olduğu doğru, ancak onlarda bizdeki gibi “hakaret” ile “eleştiri” birbirinden ayrılıyor, mahkemeler de buna göre karar veriyor.
Ne MHP-CHP milliyetçileri ne de AKP iktidarı, 301’i bugünkü gibi tuttukları sürece Türkiye’ye en kadar büyük bir zarar verdirdiklerinin farkında değiller.
Bugün Ermeni lobisi, Avrupa ve ABD’de soykırım yasalarının parlamentolardan geçirilebilmesini sağlamak için, en inandırıcı gerekçe olarak 301’i ve bu yüzden mahkemeye verilenleri gösteriyor, hakkında savcılık soruşturması açılanları gündeme getiriyor.
PKK yanlıları, oturma izninden tutun, Roj TV’yi savunmaya kadar, birçok girişimlerinde yine 301’i örnek gösteriyorlar.
Kıbrıs Rumları’nın da elindeki en etkili silah 301. Bu maddeyi gösterip “Türkler bu şekilde bizi eziyor” diyorlar.
Manzara işte böylesine acıklı bir durumda.
Posta, 16 Kasım 2007
|