Türkiye’de yaklaşık son 30 yıldır adına “düşük yoğunluklu savaş” da dense bir silahlı çatışma süreci yaşanıyor.
Binlerce insanımızı kaybettik.
Kimi hesaplamalara göre 200 milyar dolara ulaşan maddi kaybımız oldu.
Daha önemlisi insanlar arasına “nefret” tohumları ekildi. Bunun yeşermesi için her çaba harcandı.
İşte bu nedenle bugün geldiğimiz noktada ciddi bir tehlike ile karşı karşıyayız.
Meydanları dolduran ve teröre öfke duyan kalabalıkların gözünde bu ülkenin vatandaşı olan “Kürtlerle PKK” neredeyse aynı kefeye konmaya başlandı.
Sanki PKK dışında farklı düşünen, demokrasiye inanan, silaha ve teröre hayır diyen Kürtler yok.
Oysa bu doğru değil.
Sağından soluna hem Kürtlerin kurduğu partiler var, hem de Türkiye partileri içinde çok ciddi oranda Kürt yurttaş var.
Peki, bu neden böyle algılanıyor?
Hem bu sorumuzun cevabını hem de son gelişmeleri bir dönem CHP’den milletvekili seçilen ve 1978’de Bayındırlık Bakanlığı da yapan Şerafettin Elçi’ye sorduk. Elçi aynı zamanda Katılımcı Demokrasi Partisi (KADEP) genel başkanı...
Kürtlerin hepsi mi terörü destekliyor?
Elçi : Mesela benim tavrımı bilirsin. Hayatım boyunca teröre hep karşı çıktım. PKK’ya karşı en büyük mücadeleyi yaptım. Ama hala kafamda çözemediğim bir kuşku var. Devlet PKK’nın bitmesini istiyor mu istemiyor mu? Zaman zaman kullanılacak bir araç mı, yoksa Türkiye için tehlike mi? Türkiye gerçekten bu sorunu çözmek istiyorsa tüm dünyada teröre karşı gelişen yeni anlayışı hayata geçirmelidir.
Ne yapmalıdır?
İki önemli adım var. Eğer bir terör örgütü toplumsal desteğe sahipse bu toplumsal desteğin hangi gerekçelerle verildiğinin araştırılması ve devlet tarafından bu ihtiyaçların karşılanması lazım. Türkiye bu yöntemden uzak duruyor. İnsanlar ölüyor, ölüme gidiyor bunların hepsi çılgın mı? Neden bunu yapmaya razı oluyorlar bunun araştırılması lazım. Öte yandan demokratik kanallar açık tutulmalı.(...)
Siz 22 Temmuz seçimlerine nasıl bakıyorsunuz?
22 Temmuz seçimlerinde bölge halkı Türkiye’nin ortalamasının üzerinde, yani yüzde 50’nin üstünde AK Parti’ye oy verdi. Bu doğaldı. (...)Ama bu tavır seçimlerden sonra değişti. AK Parti de o yapıların içinde yer almaya başladı. Daha milliyetçi bir tavır aldı. Tezkere sonrası daha da sertleşti. Bugün seçim olsa bölgede AK Parti büyük bir hezimet yaşar.
Sabah, 2 Kasım 2007
|