Son olaylardan sonra tehlikeli bir atmosferin içine girdik. Ülkenin en büyük gazetesi “o sınır aşılır” manşetiyle çıkıyor, soğukkanlılık timsali başyazarlar bile “haydi savaşa” diyorlar. Caddelerde haklı tepkilerini sloganlarla gösteren araç konvoyları dolaşıyor, DTP hariç bütün muhalefet partilerinin liderleri “operasyon yapalım” diyor.
Kendi başına kaldığında içindeki öfkesini teröre lanet okuyarak geçirmeyen, intikam duyguları beslemeyen kimse yok gibi, hepimiz aynı durumdayız. Ama işte bu psikolojiye dikkat...
Tüm olup bitenler kontrol mekanizmasının sağlıklı çalışmasını engelleyebilir, “yapılacaksa bile bir operasyonun biçimini, zamanlamasını ve etkisini” daraltabilir. İnisiyatifi devletin elinden başka güçlere geçirebilir.
Oysa “diplomasinin tam da şimdi zamanı” diyebilmeliyiz. Güçlü devletlerin ve uluslararası camianın tepkileri şu anda bizim yanımızda. İyi bir strateji ile bence “PKK’nın tasfiyesine kadar uzanacak bir dizi kazanımı” elde edebiliriz. Bunu elde edebilmek için bütün gücümüzle diplomatik yolları zorlamalıyız.
Biliyorum, bu sözlere kızanlar var. Ama “kabaran öfke dalgasının üstünde sörf yaparken” ve üstelik aynı öfkeyi iliklerine kadar hisseden bazılarının da sağduyuyu dile getirmek zorunluluğu vardır. En kolay zafer, başkalarının zaferidir.
Akşam, 24.10.2007
|