Benim sözüm...
27 yıldır bu topraklarda süren “düşük yoğunluklu savaş”a ve verilen onca şehide rağmen...
Ne Türk’ün Kürt’e ne de Kürt’ün Türk’e bir tek gün bile “düşman” gözüyle bakmadığı o derin kardeşlik hukukunu gözetip kollama kararlığında olanlaradır.
Çünkü...
Gün, fırsatçının, avantacının, küfürbazın, düşüncesizin, yükselen dalganın üzerine binmek için, heyecana gelip mantığını kaybetmişin ya da tepki gösterişçisinin günü değildir.
Gün, “kardeşlik bayrağı”nı yükseğe, en yükseğe dikme iradesini gösterenlerin günüdür.
Durup iki saniye düşünmek bile...
Düşmanın asıl hedefinin, bin yıllık kardeşlik bağını darmadağın etmek olduğunu anlamaya yetip de artar...
O halde...
Tehlikeli bir “galeyan kardeşliği” oluşturmak yerine...
“Heyecana kapılıp mantığı savuşturmak” yerine...
Dağıtalım bu sersem galeyan halini...
Sesimizi yükseltelim...
Türk ile Kürt arasındaki o derin hukukun bayrağını yükseğe, en yükseğe dikelim.
Düşmana inat...
Hürriyet, 24.10.2007
|