Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu, yeni bir anayasa yapılmasının “hem yöntem, hem de zamanlamasının doğru olmadığı” iddiasıyla, bu konudaki çalışmaların bugün için ülke gündeminden çıkarılmasını istedi. Yapılan açıklamada, “Anayasa değişiklik çalışmalarının gündeme gelmesiyle birlikte Türkiye toplumsal gerginliklerin giderek tırmandığı, ekonomik ve sosyal açıdan son derece yıpratıcı bir sürece girmiştir” denildi.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu’ndan, yeni bir Anayasa yapılmasının ‘’hem yöntem hem de zamanlamasının doğru olmadığı’’ görüşünü savunularak, bu konudaki çalışmaların bugün için ülke gündeminden çıkarılmasını istendi.
TİSK’ten yapılan yazılı açıklamada, Yönetim Kurulu’nun yeni Anayasa yapılmasına ilişkin tartışmaları değerlendirerek, bu konudaki tespit ve önerilerin hükümetin ve kamuoyunun bilgisine sunulmasına karar verdiği belirtildi. Genel seçimlerin ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında kurulan 60. Hükümet’in programının, içerdiği politikalar ve tedbirler dolayısıyla TİSK tarafından olumlu karşılandığına ifade edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
‘’Ancak, Anayasa değişiklikleri konusunda diyalog ve uzlaşma sağlanmasının gereği, hükümet programında belirtilmesine rağmen, Anayasa değişiklik çalışmalarının gündeme gelmesiyle birlikte, Türkiye toplumsal gerginliklerin giderek tırmandığı, ekonomik ve sosyal açıdan son derece yıpratıcı bir sürece girmiştir. Yeni bir Anayasa yapılmasının hem yöntem hem de zamanlamasının doğru olmadığı görüşündeyiz. Anayasalar, ‘toplumsal sözleşme’ niteliği taşılan belgelerdir. Toplumun tümünü çok uzun vadeli biçimde ilgilendirmesi ve bağlaması nedeniyle herhangi bir kanun gibi, parlamento çoğunluğu ile oluşturulması düşünülemez. İktidarı, muhalefeti, sivil toplum kuruluşları, üniversiteleri, özetle toplumun tümü tarafından özümsenmesi ve paylaşılması gereklidir. Anayasa değişiklik çalışmaları da ‘toplumsal uzlaşma belgesi’ niteliğine uygun tarzda yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, Anayasalar, iktidarın ömrü ile sınırlı olmayan, bir ülkenin geleceğini belirleyen temel belgelerdir.’’
“SİVİL-ASKERİ ANAYASA
TARTIŞMALARI ANLAMSIZ’’
Açıklamada, ‘’uluslararası camiada ekonomik durgunluk senaryolarının ön plana çıktığı’’ değerlendirmesi yapılarak, ‘’Ülkemiz ve ulusumuz siyasi, sosyal ve ekonomik istikrar talep etmektedir. Milletin huzur ve istikrar talebi seçim sonuçlarına da yansımıştır. Hal böyle iken yeni Anayasa tartışmalarını gündemin ilk sırasına alarak tansiyonu yükseltmek, söz konusu talep ile uyuşmadığı gibi, sosyal ve ekonomik bakımdan önemli riskler taşımaktadır’’ denildi. Hükümetin güç ve enerjisini, işsizlik, istihdam, büyüme, yatırım, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi konulara vermesi istenen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Ayrıca, TİSK Yönetim Kurulu olarak, ‘sivil anayasa-askeri anayasa’ tartışmalarını da anlamsız görüyoruz. 1982 Anayasası kabul edildiğinden bugüne tam 14 kez tadil görmüş ve 11 maddesi birden fazla olmak üzere 65 maddesi değiştirilmiştir. Sonuç olarak yeni Anayasa yapılmasına ilişkin çalışmalar bugün için Türkiye’nin gündeminden çıkarılmalı; hükümetimiz, ülkemizi 21. yüzyıla taşıyacak ekonomik ve sosyal reformlara öncelik vermelidir. Anayasa değişikliklerinin zamanlaması ne olursa olsun, vazgeçilmez gördüğümüz temel felsefe, Anayasamızın Atatürk ilke ve devrimleri ile hedeflerine dayanması gerektiğidir. ‘’
TİSK’in bir taraftan yeni anayasa çalışmalarının durdurulup ülkeyi 21. yüzyıla taşıyacak ekonomik ve sosyal reformlara öncelik verilmesini isterken, bu reformların önündeki en büyük engeli yürürlükteki darbe anayasasının oluşturduğunu gözardı etmesi çelişki olarak yorumlandı.
|