Şiddeti uygulamayı öğrenmenin en önemli kaynağının kişinin kendi ailesi olduğunu belirten uzmanlar, “Evinde şiddete maruz kalan çocuklar evden kaçmaya, alkollü madde bağımlılığına ve her türlü suç eğilimine yatkın olmaktadır” uyarısında bulunuyor.
Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Ocakları Şube Müdürü Dr. Ela Tümay, aile içi şiddetin en önemli sebebinin aile olduğunu kaydetti. Sürekli evinde şiddet uygulanarak büyüyen bir çocuğun bunu ilerleyen zamanlarda normal olarak algılamaya başlayacağını, zamanı gelince kendisinin de uygulamaya koyacağını anlatan Dr. Tümay, “Erkek, sahip olduğu fiziksel gücünden ötürü bunu yapabileceğine inanmakta, kadın ise hem fiziksel hem de ekonomik açıdan yetersiz olduğu için buna karşı koyamamaktadır” dedi. Şiddeti uygulayanın, kendi isteklerini garanti altına aldığını düşündüğünü söyleyen Tümay, karşı tarafın boşanma veya kaçma yoluyla kaybedilmesini önlemek için şiddetin artırıldığını, olayın kontrol altına alınmaya çalışıldığını anlattı.
Şiddeti uygulamayı öğrenmenin en önemli kaynağı kişinin kendi ailesi olduğunu vurgulayan Tümay, “Sürekli evinde şiddet uygulanarak büyüyen bir çocuk, bunu ilerleyen zamanlarda normal olarak algılamaya başlayacak, zamanı gelince kendisi de uygulamaya koyacaktır. Evinde şiddete maruz kalan çocuklar kişilik gelişimindeki hasardan ötürü evden kaçmaya, alkol madde bağımlılığına ve her türlü suç eğilimine yatkın olmaktadır” dedi.
İLETİŞİMSİZLİK VE EKONOMİK
SORUNLAR DA ŞİDDET SEBEBİ
Duygu ve düşünceleri aktaramamanın, kişilerle iletişimin doğru biçimde yapılamayışın da şiddet yoluyla kendini ifade etmeye sebep olduğunu söyleyen Tümay, “Ekonomik problemler, hayat karşısında kişinin kendisini şanssız hissetmesi, zor hayat şartları, aile bireylerinin sabırlarını kaybetmesine sebep olarak aile içi şiddeti arttırmaktadır. Zor hayat şartları ufak çocukların çalışmasını gündeme getirmiştir” şeklinde konuştu.
Toplumun oluşturduğu ortak değer yargıları ve bunları nesilden nesile aktarması sonucu yine ailede şiddetin yaşanması normal kabul edilir olduğunu kaydeden Dr. Tümay, bazı atasözlerinin de konuya örnek teşkil ettiğini dile getirdi. Tümay, ‘Kızını dövmeyen dizini döver’, ‘Dayak cennetten çıkmadır’, ‘Vurulan yerde gül biter’ gibi atasözlerinin yanlış anlaşıldığını söyledi.
ÇOCUKLARA ÖRNEK
OLDUĞUMUZU UNUTMAMALI
“Şiddet uygulama oranının şiddet uygulanan evde büyüyen bireylerde yüksek olduğu bilindiğine göre, önce kendiniz bilinçlenmeli, aile içindeki problemleri çözümlemeye çalışırken çocuklarınıza örnek olduğunuzu aklınızdan çıkarmadan davranışlarınızı belirlemelisiniz. Hem eşler arasındaki problemlerde hem de çocuğunuzu disipline etmeye çalışırken bu yola başvurmamalısınız” diyen Tümay, çocukların eğitiminin ilk önce ailede başladığının unutmaması gerektiğini belirtti.
Duygusal şiddete maruz kalanların ise başına geleni tam tanımlayamadığı için ne yapılabileceğini değerlendiremediğine değinen Tümay, “Bu konuda sosyal hizmetler uzmanı veya en yakın sağlık kuruluşundaki uzman, doktor, ebe ve hemşirelerle irtibata geçmek ve gerekirse psikolojik veya psikiyatrik destek almak yerinde olabilir. Fiziksel ve cinsel şiddet içeren bir saldırı sonrası yasal bir işlem yapılmasına karar veriliyorsa ilk olarak karakola veya acile başvurulması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
|