Seçim sonuçları ve Abdullah Gül’ün adaylığı Almanya’da düzenlenen bir panelde tartışıldı. “Türkiye’deki Seçim Sonuçları ve Avrupa Perspektiflerine Etkileri” konulu panelde konuşan AP İkinci Başkanı Ingo Friedrich, Türkiye’de son günlerde bazı kesimlerce “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olursa rejim sorunu yaşanır” şeklinde tartışmalar olduğunu savunarak, bu tartışmaların Türkiye’nin AB sürecini olumsuz yönde etkileyebileceğini ileri sürdü. Friedrich, “Muhtemel bir rejim sorununda AB, Türkiye ile olan bütün ilişkilerini durdurur ve bir daha da başlatmaz. Böyle bir durumun olması da beklenemez”’ diye konuştu.
Avrupa Parlamentosu İkinci Başkanı Ingo Friedrich, ‘’Olası bir rejim sorununda AB, Türkiye ile olan bütün ilişkilerini durdurur ve bir daha da başlatmaz’’ dedi.
Türkiye’deki seçim sonuçları ve Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı adaylığı Almanya’da düzenlenen panelde tartışıldı. Nürnberg Basın Kulübü tarafından düzenlenen ‘’Türkiye’deki Seçim Sonuçları ve Avrupa Perspektiflerine Etkileri’’ konulu panelde konuşan Avrupa Parlamentosu İkinci Başkanı ve Orta Frankonya Eyaleti Milletvekili Ingo Friedrich, Türkiye’de son günlerde bazı kesimlerce ‘’Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olursa rejim sorunu yaşanır’’ şeklinde tartışmalar olduğunu savunarak, bu tartışmaların Türkiye’nin AB sürecini olumsuz yönde etkileyebileceğini ileri sürdü.
Seçimlerde sandıktan çıkan sonucun Türkiye’nin AB’ye girme şansını olumlu ya da olumsuz etkilemediğini belirten Friedrich, Türkiye’nin birliğe tam üyeliği için erken olduğunu söyledi.
Friedrich, ‘’Olası bir rejim sorununda AB, Türkiye ile olan bütün ilişkilerini durdurur ve bir daha da başlatmaz. Böyle bir durumun olması da beklenemez’’ diye konuştu. Türkiye’nin son yıllarda yaptığı reformların ve ekonomik istikrarın göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkati çeken Ingo Friedrich, Türkiye’nin AB üyeliğine ise olumlu bakmadığını belirtti.
ABDULLAH GÜL’ÜN
CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI
Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) Bavyera Eyaleti Milletvekili Angelika Weikert da Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı adaylığını ve Almanya’daki yansımalarını değerlendirdi. Weikert, ‘’Seçim sonucunda şu anlaşıldı ki Türk halkı Abdullah Gül’ü istiyor’’ dedi. Abdullah Gül’ün elit bir kesimden gelmediğini belirten Weikert, ‘’Türkiye’de Gül, uzun süreden sonra ilk defa elit kesimi değil, Anadolu’yu temsil eden biri olarak Türk halkının karşısına çıktı. Türk halkı kendinden birini cumhurbaşkanı olarak görmek istiyor ‘’ şeklinde konuştu.
Türkiye’nin AB’ye girmesini yürekten istediklerini de vurgulayan Weikert, şöyle devam etti: “AB, dini bir birlik olmadığı için müzakereler sonunda Türkiye’yi almalı. Türkiye, İslâm ülkeleriyle aramızda bir köprü olabilir. Vatikan bile Türkiye’nin Avrupalı olduğunu kabul ediyor. Bazı ayak oyunlarıyla ve ağız değiştirmelerle Türkiye’nin AB’ye girmesinin engellenmek istenmesi doğru bir davranış değil. AB Türkiye’yi hazmedecek bir hâle gelmeli. Müzakereler başladıktan sonra hâlâ (Türkiye AB’ye girsin mi, girmesin mi?) diye tartışmak etik değil.’’
TÜRKİYE, EKONOMİK OLARAK AB’YE GİRDİ
Orta Frankonya Türk-Alman İş Adamları Derneği Başkanı Orhan Kocagöz, Türkiye’nin ekonomik olarak AB’ye girdiğini, Almanya’nın kuzeyinde yaşayan Türk iş adamları olarak yılda 1 milyon avroluk ticaret hacmi geliştirdiklerini anlattı. Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni de, ‘’Demokratik ortamdaki en kritik seçimde Türk halkı, yönünü batıya dönen bir partiyi yeniden büyük bir çoğunlukla iktidara getirmiştir. AB karşıtı politikalar izleyen partiler halktan gerekli desteği bulamamışlardır’’ dedi.
Türkiye’nin gerçekleşen reformlarla ve ekonomik büyümesiyle bölgede dikkati çeken bir ülke haline geldiğini vurgulayan Yeni, ‘’Modern Türkiye, onuruyla Avrupa Birliği’ne girmek istiyor. Bu konuda atması gereken bütün adımları attı. Geriye AB’nin sözünde durması kaldı. Türk gazeteciler olarak bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz’’ diye konuştu.
|