Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği Başkanı Hülya Şekerci, anayasanın anayasalardan arındırılmasını isöteyen Prof. Zafer Üskül’e destek verdi. Şekerci, AKP’nin Üskül’e sahip çıkmasını da istedi.
Prof. Zafer Üskül’ün son açıklamaları üzerine başlatılan tartışmanın, Türkiye’de resmi ideolojinin sadece devlet yapılanması üzerinde değil, siyasi partilerden medyaya kadar pek çok alanda da tam bir tahakküm oluşturduğu gerçeğini bir kere daha ortaya koyduğuna dikkat çeken Şekerci, “Üskül’ün sözlerini insan hakları ve hukuk zemininde değerlendirmekten, kavramaktan aciz çevrelerin ‘vurun, söyletmeyin’ mantığıyla takındıkları bu tutum özünde despotizmin iktidarını sürdürme çabasını yansıtmaktadır” dedi.
İNSANLAR İKİYÜZLÜ
DAVRANMAYA ZORLANMASIN
Bürokratik tahammülsüzlük rejiminin savunucularının yapmak istediklerinin açık olduğunu vurgulayan Şekerci açıklamasında, “Halkın özgür iradesini hiçe sayan, hukuk temelinden de yoksun tüm zorbalık sistemlerinin sahiplerinin yaptıklarını yapmakta ve egemenlik alanlarını tabularla örmeye çalışmaktadırlar. Seksen küsur yıldır otoriter ve baskıcı yöntemlerle hakim kılınan uygulamaları aynen sürdürmeye çalışmanın, farklılıkları tartışmaktan kaçınmanın bu ülkeye kazandırdığı şey sadece büyük bir açık hava hapishanesi görüntüsü olmuştur. Eğitimde, kültürde, siyasette, ekonomide hatta sporda, müzikte dahi devlet eliyle halk yönlendirilmeye, şartlandırılmaya çalışılmaktadır. Bu ülkede yaşayan insanlar militarist bir anlayışla şekillendirilmiş ideoloji, tarih, kültür ve siyasetten farklı düşüncelerini saklamak ya da ikiyüzlü davranmak tercihlerine zorlanmaktadırlar” görüşlerine yer verdi.
AKP ÜSKÜL’E SAHİP ÇIKMALI
Türkiye’nin hukuk mevzuatına hakim olan otoriter, faşizan görüntüden kurtulmasının bir zorunluluk olduğuna dikkat çeken Şekerci, mesajında şunları dile getirdi: “Siyasi ve hukuki yapıyı tanzim eden temel bir metin olarak anayasadan dayatmacı, tahakkümcü hükümlerin tasfiye edilmesi ile işe başlanması gerekir. Ve doğal olarak Kemalizm, tüm vatandaşların kabul etmek zorunda oldukları bir inanç manzumesi, bir ‘seküler din’ olmaktan çıkartılmalıdır. Tüm siyasi partiler için Atatürkçülüğün zorunlu bir referans olarak dayatılmasına ve biat etmeleri gereken bir üst ideoloji konumuna oturtulmasına son verilmelidir. Elbette Kemalist ideolojiyi referans almak isteyen anlayışlar siyasi düzlemde varlıklarını sürdürebilmeli, partilerden bir parti olarak diğer siyasi oluşumlarla eşit şartlarda rekabet içinde tezlerini yaygınlaştırma mücadelesi verebilmelidirler!
“Prof. Zafer Üskül’ün gündeme getirdiği ‘yeni bir sivil anayasa’ konusunu çok olumlu, gerekli ve de hayırlı bir gündem olarak görüyoruz. AKP yönetimi Kemalist otoriteryanizmin sağlı sollu savunucularının kopardığı gürültüye pabuç bırakmamalıdır. Seçim kampanyalarında halka verdiği ‘yeni anayasa’ sözünü yerine getirmek için gecikmeksizin çalışmalara başlamalıdır.”
|