Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 18 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Banka dâvâlarını HSYK’dan başka duymayan kaldı mı?

Eskiden Amerikan filmlerinde izlerdik. Polis suçluya ulaşmak için parayı ve kadını takip ederdi. Asla yanılmazlar, suçluyu sanki elleriyle koymuş gibi bulurlardı.

Aynı durum şimdi Türkiye’de de karşımızda. Özellikle çete operasyonlarında para ve kadın takibinde öyle ilişkiler ortaya çıkıyor ki, inanılır gibi değil. Bazı yargı mensuplarının çete liderlerini korumak için neler söyledikleri, pavyonlarda Rus kadınları ile parti yapıp parasını ödemedikleri, çete reisine selam söylemeleri bunlardan birkaçı. Manşetlere çıkan bu kirli ilişkiler, ‘yargıda ne oluyor?’ sorusunu gündeme getiriyor.

Geçen hafta gazetelerde şu bilgiler yer aldı: ‘Uyuşturucu çetelerine yönelik teknik takibe, 5 yargı mensubu takıldı. Bunlardan 3 savcı ile bir hakimin, çeteden kadın isterken ‘konseyi toplayın geliyoruz’ diye şifreli konuştukları öğrenildi. İstanbul’daki lüks bir otelde kadınlarla âlem yaptıkları iddia edildi’. Dünkü gazetelerde de benzer haberler vardı: ‘Beyoğlu Adliyesi’nde görev yapan 3 savcı ve 2 hakimin gittikleri pavyonda hesap ödemedikleri ve Rus hayat kadınlarıyla ilişkileri olduğu ortaya çıktı. Hakimin kadınlarla olan ilişki CD’leri Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Bakanlık soruşturma başlattı. 2 savcının görev yerleri değiştirildi.’ Bu haberler gazetelerle sınırlı kalmıyor. Televizyonlar da bu bilgileri veriyor. Bunların yargı camiasını rahatsız ettiğini biliyoruz. Milleti adına karar vermek için gecesini gündüzüne katan hakim ve savcıların sessiz çığlıkları mahkeme koridorlarında yankılanıyor. Herkes birbirine soruyor: Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) neden bunlara ağır cezalar veremiyor?

Gazetelerde yer alan her haber aynı zamanda tarihe not olarak düşüyor. İnternette kısa bir arama yapınca her ayrıntı geliyor önünüze. Nuh Mete Yüksel’le ilgili kasetlerden sonra olanlar, Alaaddin Çakıcı’yı korumaya çalışanlara kadar her şey arşivlerde duruyor. Sıradan insanlar bile artık her konuyu soruyor, sorguluyor. Bulamazsa internetten arıyor. Eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek ‘yargıda neler oluyor neler’ diyerek yarım kalmış bir tartışmayı yeniden gündeme getirdi ve, ‘İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mustafa Akın, niye 5. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na atandı?’ diye sordu. Mustafa Akın, kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim. Hortumcuların korkulu rüyasıydı. Verdiği kararlara yazdığı gerekçelerle adından çok söz ettirdi. Türkiye’nin ‘kültürlü hırsızlar’ tarafından soyulduğunu tarihe not etti.

Cemil Çiçek’in eleştirilerine HSYK Başkan Vekili Mahmut Acar cevap verdi. Acar, ‘Bizim bankacılıkla ilgili davalardan haberimiz yok. Görev süresi dolmuştu.’ diyor. Yargının en önemli mercii olan HSYK Başkan Vekili, nasıl olur da banka davalarından bihaber kalır. Milletin paralarının hortumlandığı batık banka davalarını duymayan kaldı mı? Yargıçların geleceklerini tayin eden Yüksek Kurul, ‘biz yaptık oldu’ anlamına gelecek açıklamayla bu işi geçiştirebilir mi? Hakimler ve savcılar buna inanır mı?

Yargı tuz gibidir. Her şey bozulabilir; ama onun bozulması hiçbir şeye benzemez.

Başta eski Adalet Bakanı olmak üzere herkes bildiğini açıklamalı ki yargı yıpranmasın.

Zaman, 17.7.2007

Ali AKKUŞ

18.07.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  ‘İslâmcı’ aydınların AKP ile imtihanı

  Bu ne şimdi?

  DP yükseliyor

  Banka dâvâlarını HSYK’dan başka duymayan kaldı mı?

  Benim oyum Ahrar Fırkası’na...


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004