Biz onu “Devletin Mehmet’i” olarak tanıyorduk.
Bu kez karşımıza “Milletin Mehmet’i” olarak çıktı.
Ve söyledikleriyle hepimizi şaşırttı. (...)
“Milletin Mehmet’i”, dün savaştığı eşkıyaya, hem de seçim arifesinde “İn dağdan, ovada siyaset yap” diyebilecek kadar cesur, Genelkurmay Başkanı’na “Evlat acısını bilmeyen benim gibi hissedemez” diyecek kadar insancıl bir halk adamı oldu.
NTV’ye hazırladığım “Mehmet Ağar portresi” için buluştuğumuzda “Nasıl bu kadar değiştiniz” diye sordum:
“Ben değişmedim, şartlar değişti” dedi.
Bugünkü ortamın 1993-96 koşullarından farklı olduğunu anlattı. “Bölgede insanların gözü hala dağda ise bunu çözmek politikacıya düşer” dedi.
Anadolu’yu tanıyor.
Sıradan bir tanışıklık değil onunki; Ankara’da doğmuş, Urfa’da başlayan ilkokul eğitimini, babasının tayinleri yüzünden Gümüşhane’de, Bolu’da, Adana’da, Ankara’da, Erzincan’da sürdürmüş. Ortaokulu Kayseri’de, Diyarbakır’da, Uşak’ta okumuş.
Lise yılları Ankara ve İstanbul’da geçmiş.
İnsanın böyle bir yaşam haritası olunca, her ilden bir iz, her bölgeden bir tanışıklık edinmemesi mümkün değil.
Bir dönem bürokrat olarak kendisine kapılar açan o tanışıklıklar bugün siyasette işine yarıyor Ağar’ın... Sadece sınıf arkadaşları oy verse, onu Meclis’e yollayabilirler. Verecekler mi?
Milliyet, 14.7.2007
|