Hürriyet Gazetesi’nde (8 Temmuz) okuduğum bir haber hala kafamda. Bir türlü anlayamadım ve bir türlü de kabul edemiyorum.
Şu ana kadar yalanlanmadığına göre, demek ki doğru.
Buna göre, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), Prof. Şerif Mardin’i üyeliğe kabul etmemiş. Zaman Gazetesi yazarı Şahin Alpay’ın yazısına göre, 2 Haziran günü yapılan genel kurul toplantısındaki gizli oylamada 18 üye onaylamış, 51 TÜBA üyesi ise red oyu vermiş. Hem de bu red olayı ilk defa da değilmiş. Daha önce de bir oylama yapılmış ve yine reddedilmiş.
İnanılacak gibi değil.
Bir yanlışlık olmaması için, Prof. Şerif Mardin’in kim olduğunu tekrarlamak isterim. Dünyanın Türkiye’den önce tanıdığı, ünü önce dışarıda yeşermiş, Amerikan Stanford Üniversitesi’nde ders veren, sonradan Türkiye tarafından keşfedilince burada ünlenen, şimdi de Boğaziçi ve Sabancı üniversitelerinde öğretim üyeliği yapan üstün yetenekli değerlerimizden biridir. TÜBA’ya üye birçok değerli hocamızdan da ileri bilimsel gücü vardır.
Gerekçesi neymiş biliyor musunuz?
Said-i Nursi hakkında bir araştırma kitabı yazması ve bazılarına göre, İslamcılar’ı korumasıymış.
Ne demek bu?
Eğer bilimsel bir çalışma bu şekilde değerlendiriliyorsa, hem de bilim yuvası olması gereken bir kuruluş tarafından bu şekilde niteleniyorsa, vah bizim halimize…
TÜBA’ya hiç yakışmayacak bir tutum. Demek ki, Türkiye’de bilimsel çalışmalar dahi, eski Sovyetler Birliği’ndeki gibi, ideolojik verilerle değerlendiriliyor. TÜBA’nın bu topluma bir açıklama yapması gerekmiyor mu? Bizleri ikna etmesi gerekmiyor mu? Nasıl oy vereceklerini, derin devlet kulaklarına fısıldadıysa dahi, bilmek istiyoruz.
Hocam sizin bunlara ihtiyacınız yok ki, sizi biz biliyoruz.
Dünya da biliyor.
Hepimizin kalbimizdesiniz.
TÜBA’cılar kara kara düşünsünler.
Posta, 14.7.2007
|