Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, Alman Die Welt gazetesine verdiği mülakatta Türkiye ile müzakerelerin kesilmesinin yanlış olacağını söyledi. Asselborn ayrıca AB’nin Türkiye’de stratejik çıkarları bulunduğunun da altını çizdi.
Asselborn, AB’nin sınırlarının sorulması üzerine şunları söyledi:
“Avrupa bir barış projesidir. Altı ülkeyle yola çıktık, şimdi 27 üyemiz bulunuyor. Genişleme, tarihin bizlerden bir talebidir. AB genişlemesi, diktatörlüklere ve antidemokratik sistemlere verilen bir cevaptır ve bir cevap olarak kalmaya da devam edecektir. Tarihin bizlerden beklediği bir yükümlülük daha var: Balkan ülkelerini AB’ye almak. Avrupa barış projesi adına, bu ülkeleri AB’ye dahil etmeliyiz, bunun gerçekleşmesi 10-15 sene sürebilir. Şayet Balkanlar’da tekrar bir kanlı çatışma çıkarsa, bu durum Avrupa’nın başarısızlığının bir göstergesi olacaktır. Balkan ülkeleri ne Rusya’da ne de Çin’dedir, bu ülkeler Avrupa’ya aittir.”
AB7nin, sunduğu üyelik perspektifiyle, Türkiye’deki reformları ve insan haklarının iyileştirilmesi sürecini oldukça hızlandırdığını belirten Asselborn, “Ayrıca AB’nin Türkiye’de stratejik çıkarları bulunuyor” dedi.
Böyle düşünülürse, Ukrayna ile Gürcistan’ın da AB’ye alınması gerektiğinin belirtilmesi üzerine Lüksemburg Dışişleri Bakanı şunları kaydetti:
“Biz, Türkiye ile 40 yıldır istişarelerde bulunuyoruz, umutlar verdik ve bu umutları yok ettik. 2005 yılında Birlik, müzakerelerin başlamasından yana karar almıştır. Türkiye ile üyelik müzakerelerinin ciddi olarak yürütüleceği yönünde bir söz verdik, zaten geçerli olan da budur. Portekiz AB Dönem Başkanlığı görev süresinin başlangıcında bunu hatırlatarak, yüzde yüz doğru hareket etmiştir.”
Asselborn, Türkiye’nin AB’ye girmesini arzuladığını belirterek “Fakat gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bilmiyorum. 21. Yüzyıl Türkiye’sinin Avrupai tarzda düşünmesi ve davranması, şüphesiz AB’nin çıkarlarıyla örtüşmektedir” diye konuştu.
|