Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Temmuz 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

‘Vatansever çeteler’ ve hükümetin telâfi sınavı

Vatansever çetelerin ‘başka türden’ kirli işleriyle ilgili haberlere şaşıranların söyleminde rahatsız edici bir ima var. Sanki gasp, soygun veya dolandırıcılık yapmak vatanseverlikle bağdaşmaz, ama vatan için yargısız infaz, bombalama ve demokratik rejimi şiddet kullanarak değiştirmek meşru görülebilir gibi.

Oysa dünyanın diğer ülkelerinde de, demokrasinin ve hukuk devletinin zaafa düştüğü zamanlarda vatan, millet, ulusal bütünlük gibi kavramları kullanan benzer oluşumlar her zaman ortaya çıkmıştır; ve başlangıçta belki bu değerleri gerçekten önemseyen üyeleri de içine alan derin örgütler, zamanla vatanın sadece toprağıyla değil, onun üzerindeki maddi değerlerden pay almakla da hep ilgili olmuşlardır. Genellikle vatanı kuru kuruya değil, üstündeki bankalarla, içindeki paralarla ve her zaman ‘ülkeye daha iyi hizmet edecekleri’ makamlarıyla sevmişlerdir. İtalya ve İspanya örneklerinde de öyle olmuştu. Elbette bu oluşumlarda tepedekiler, bazı ‘yüce’ değerleri, kirli işlerini örtmek için kullanırlar; bu değerler için canını feda etmeye hazır birileri de oltaya gelip onların maşası veya tetikçisi olur. Sonuçta ‘fedakarlar’, işleri bitince bir yana atılır, ele verilir, kısacası harcanır; onlara verilen sözler de nadiren tutulur; ama örgüt muhafaza edilir.

Son zamanlarda Türkiye’de işlenen cinayetlerdeki tetikçilerin ihanete uğramışlık psikolojisiyle verdikleri ifadeler veya ‘hani bize sahip çıkacaktınız?’ şeklindeki yakınmaları da böyle anlaşılmalı.

Peki örgüt ne zamana kadar muhafaza edilir? Güçlü ve kararlı bir siyasi irade ortaya çıkıncaya, sırtını bu iradeye dayayabileceğinden emin kamu görevlileri bu kirliliği temizleme işinde görevlendirilinceye kadar. Aksi halde cezalandırılanlar, zaten rahatlıkla feda edilebilecek zavallılardan ibaret olur. Üstelik, yok edilemeyen çete, her seferinde yaşadıklarından daha fazla deneyim almış, daha da ustalaşmış ve güçlenmiş olarak yoluna devam eder. ‘Sizi öldüremeyen sizi güçlendirir’ derler; aynısı hukuk dışı, şer güçler için de geçerlidir.

Türkiye’de maalesef bugüne kadar bunu başaracak güçlü, kararlı, kendinden emin ve cesur bir siyasi irade ortaya çıkmadı. ‘Çevre’den gelen, bu kirli işlerin ve ilişkilerin üstünü örtmekten çıkar elde etmeyen, çünkü ayrıcalıklı zümrelere değil dezavantajlı çoğunluğa dayanan hükümetler, kirli ayak izlerini ancak bir yere kadar izleyebildiler. Onları gittikleri yere kadar izlediklerinde, karşı karşıya gelecekleri yüzlerden korktular. Oysa biraz daha cesur olabilselerdi, biraz daha sağlam durabilselerdi, sonuç herkes için, ama en başta da kendileri için çok daha iyi olacaktı. Ayrıca, bu tür kirli işlerde her zaman tetikçilik yaptırılanların ve feda edilenlerin ‘kenarın çocukları’ olduğunu göz önüne aldığımızda, meselenin kendi tabanlarına karşı ahlaki sorumluluk boyutu da vardı.

Ama cesaretsizlikleri, o kirli adımları takip ettiklerinde göreceklerinden korktukları unsurlarla karşı karşıya gelmelerini geciktirmekten başka bir işe yaramadı. Onlarla karşı karşıya geldiklerinde ise, artık kendi belirledikleri gündemle değil, bu çeteleri kullanan unsurların gündemleriyle ve onların belirledikleri şartlarda mücadele etmek zorunda kaldılar. Her zaman da yenildiler. Bu mantığı devam ettirdikleri sürece de yenilmeye mahkumlar.

Umutlu olmamız için bir sebep var mı? Acaba Hükümet, Şemdinli’de başarısız olduğu dersten bu dönem geçebilecek mi? Acaba yargıya müdahale eden güçleri engelleyecek ve adaletin tahakkuk etmesini sağlayacak hukuk insanlarının arkasında bu kez sağlam durabilecek mi? Acaba bu kez savcıyı kurban edecek mi? Yargı sürecinin başından sonuna sağlıklı işleyebilmesinin şartlarını oluşturabilecek ve kararlı bir sivil iradeyle sürece nezaret edebilecek mi?

Şemdinli için ‘eğer Hükümet, Şemdinli’de ele geçirdiği derin canavarın kuyruğunu elinden kaçıracak olursa kendisi kurban haline gelecek’ demiştik.

Şimdi telafi sınavı zamanı. Eğer şimdi de başarmazsa, faturayı sadece kendisi değil bütün ülke ödeyecek.

Star, 10.7.2007

Berat ÖZİPEK

11.07.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Kemalist bilim anlayışı

  Çeteleri kanıksamak

  ‘Vatansever çeteler’ ve hükümetin telâfi sınavı

  En hakikî mürşit hamamcı Hurşit mi?

  Ulusalcı çetelere karşı “kitlesel refleks” çağrısı yapılacak mı?

  Haydut fonlar


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004