DYP ile ANAP’ın birleşme kararı açıklandığı zaman, Türk kamuoyundan büyük bir alkış patlamıştı. İlk defa iki sağ parti, büyük bir fedakarlık yapıyor ve birleşiyorlardı. Büyük egolar geride bırakılıyor ve mantıkla hareket ediliyordu.
Bu birleşmenin Türk kamuoyunda böylesine olumlu bir yankı yapmasının nedeni, alışılmamış bir durumla karşı karşıya kalınmış olmasıydı. Bir bakkal dükkanında dahi ortaklık yapmakta zorlanan bir toplumun, iki parti liderinin kucaklaşmasını görmesi, herkesi heyecanlandırmıştı. DYP-ANAP birleşme rüzgarı eserken, o hızla DYP adını da değiştirdi ve DP oldu. Artık baraj sorunu da kalmamıştı. DP artık Meclis’teydi…
Bir gün aniden soğuk duş etkisi yapan haber geldi. Erkan Mumcu, bu işin yürümeyeceğini söyledi. Ne kadar yalanlarlarsa yalanlasınlar, sorunun yine koltuk pazarlığından çıktığı anlaşıldı.
Kamuoyundaki hayal kırıklığı, kısa sürede kızgınlığa dönüştü. Bu olaya sevinenler arasında bir aldatılmış hissi yayıldı. Sonuçta birleşme ile elde edilmek istenen politik ve sayısal avantajlar bir anda kayboldu. Hesaplar altüst oldu.
ANAP seçimden çekildi, DYP sarsıldı.
Aradan geçen süre içinde, Mehmet Ağar ve tüm DP kadroları gaza bastılar. Kolları sıvadılar ve epey etkili bir kampanya sürdürdüler. Son gelen haberler, yansımalar ve gözlemler, DP’nin yeniden toparlanmaya başladığını gösteriyor. Parti yöneticilerinin de güvenleri geri geldi. Meclis’e girmenin rahatlığı içindeler.
Şimdi geriye, 22 Temmuz günü bu beklentileri somuta dönüştürmek ve TBMM’ne adım atması kalıyor.
Posta, 5.7.2007
|