AKP, ANAP gibi “olağanüstü dönem”de iktidarı bulan bir parti. 1980 darbesinden sonra eski partiler yasaklıydı, ANAP geldi. 2002’de ekonomik krizle tüm sistem partileri çökmüştü, AKP geldi. Böyle vaziyetler bizde bile 25 yılda bir olur!
ANAP gibi AKP’nin kendi içinde “bir koalisyonu”, değişik eğilimleri vardı. Şimdi, yeni vitrin düzenlemesiyle “dört eğilim” tamamlanıyor. ANAP, çok güçlü geldiği ilk dönemde büyük bir parti içi sıkıntı hiç yaşamadı. AKP de aynı şekilde!
Ama ANAP’ta ikinci yasama döneminde, tekrar iktidara gelinmesi bile “parti içi sıkıntıları” önleyemedi! Çünkü işin doğasında vardır! Şimdi AKP’de ikinci yasama döneminde aynı sıkıntıları yaşayacak. Çünkü ne kadar engellemeye çalışırsanız çalışın, iktidar yozlaştırır! İktidar içi iktidar hesapları başlar!
İlk seçimlerde yaşanmayan sıkıntılar, ikinci seçimlerde “adaylık kavgalarıyla” başlar! Sonra “bakanlık kavgaları”yla sürer! Sonra da genel başkanlık kavgası! Çünkü, “iş” büyüyünce, küçük gruplarda rastladığımız “aslolan davamız, hepimiz birer neferiz” duygusu yok olur! “İnsan doğa”sıdır bu, ve insan davranışının üzerine çıkan bir ideoloji henüz bulunmamıştır!
Bakın ne tesadüftür ki, ANAP’ta da ilk sarsıntı tıpkı Abdüllatif Şener gibi malî konulardan sorumlu Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem’in istifası olmuştu. Şener’in “adaylıktan istifası” da biraz Kaya Erdem’e benziyor! ANAP iki dönem üst üste tek başına iktidara gelmişti! AKP bugüne kadar ANAP’ın kaderiyle benzer şekilde gidiyor, bakalım bundan sonra da öyle mi olacak?
Bugün, 3 Haziran 2007
|