Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi bir anlamda da askeri darbeler tarihidir. Türk Milleti’de her on yılda bir kendi askeri tarafından başına vurulan, seçtiği temsilcileri saf dışı edilen, meclisi kapatılan bir millettir.
Bir ordunun kendi milletine karşı darbe yapması ne kadar da acayip bir durum. Hele hele milletin seçtiği başbakanın yine o milletin ordusu tarafından asılması ne kadar da acı bir durum! Dışarıdan bakılınca “milletin kendi ordusuna esaret durumu” ortaya çıkıyor. Ama içeriden bakanlar bu durumu kendilerini “yönetenlerden halkın kurtarılması” olarak algılayabiliyor! Bu ülkede demokrasi olduğunu iddia etmek bütün münazaralarda bu iddiayı kaybetmek demektir. Burası, halkın kendi cumhurbaşkanını seçebilmesini engellemeye çalışan bir tür nomanklatura sınıfının hâkimiyetinde. Türkiye, meclisin seçtiği cumhurbaşkanın cumhurbaşkanlığının Anayasa Mahkemesi tarafından gasp edildiği bir ülke. 27 Mayıs darbesinin üzerinden bu kadar yıl geçti. Başbakanı astılar. Bakanları astılar. Milletvekillerini cezaevlerine doldurdular. Aradan bunca yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ bu ülkede halkın seçtiği başbakanlar tehdit altında. Hala başbakanlar idam tehdidi ila baskı altında tutulabiliyorlar. Buna ülke yönetiminde “fear factor” korku faktörü deniliyor.
Ne demişti Süleyman Demirel: “Türkiye de hükümetler iktidarlar başbakanlar sürekli asılma korkusu ile yaşarlar. Bir iş yaparlarken acaba beni asarlar mı diye düşünüyorlar. Yarın bunu bana ödetirler mi diye düşünüyorlar.”
Peki siz Cumhurbaşkanı iken de korktunuz mu? “Ben korkmasam ne olur. Etrafımdakiler korkuyor. Asılmış bir başbakan var. Başbakanı astılar. Bundan kırk yıl sonra başbakan olan adam bunu unutmaz. Bu doğal insani bir duygudur. Ama bunları aşmamız lazım.” Askeri otoritenin kendi ülkesinde içinden çıktığı millete, milletin seçtiği temsilcilerine korku veriyor olması normal bir durum değil. Millet, kendi vergileri ile beslediği, kendi vergileri ile silahlandırdığı askerin silahının gölgesinde huzursuz ediliyor! Rahmetli Başbakan Adnan Menderes’in suçu neydi ki?
Bir başbakan kendi ordusu tarafından idam edilmek için ne yapar, ne yapmalı? Peki halkın niye gıkı bile çıkmamıştır. E canım halk kendi ordusuna mı karşı çıksın? Çıkmasın tabi ama kendi ordusu da halkın seçtiği temsilcileri asmasın, silahını halkına doğrultmasın.
Ve 27 Mayıs sürecinde dikkatimi çeken bir hususu paylaşmak isterim: Türkiye’deki idamlardan sadece ve sadece rahmetli Başbakan Aydın Menderes’in darağacında boynuna yağlı ilmek geçirilmiş, göğsüne üzerinde idam hükmü yazılı kâğıt olan fotoğrafları vardır. Bunun dışında onca idam olmuştur, hiçbirinin görüntüleri ortaya çıkarılmadı, yayınlanmadı. Kim bilir belki arşivlerde vardır!
Elbette kimse idam fotoğrafı ya da filmi görmek istemiyor. Ama mesela Albay Talat Aydemir ile Fethi Gürcan’ın ya da onların kontenjanından asılan diğer askerlerin hiç fotoğrafı yok da sürekli rahmetli Başbakan’ın fotoğrafları her vesile ile gündeme gelir. Darağacında bir başbakan ha. Bu fotoğrafa iyi bakın ve bu ülke hakkında kararınızı verin!
Bugün, 30.5.2007
|