12 Eylül sonrasının iki partisi daha tarihteki yerlerini aldılar. DYP kapandı, Menderes’in Demokrat Partisi (DP) oldu.
ANAP da kapanacak ve DP’ye katılacak.
Böylece 1960 öncesinin ünlü “DP”si birleşmiş merkez sağla yeniden siyaset sahnesine dönmüş oldu.
1960 öncesinde DP’nin rakibi CHP, CHP’nin rakibi DP’ydi.
Oysa bugün ikisinin de yeni bir rakibi var: AKP...
CHP’nin siyasi yelpazedeki yeri AKP’yi doğal rakibi yapıyor. Ancak DP’nin konumu farklı. Merkez sağın büyük partisi olma iddiasındaki DP’nin bu tabana AKP’den farkını iyi anlatması gerekiyor.
Ağar, yeniden siyaset sahnesine dönen DP’ye, “Menderes’e ve Demirkırat’a gönderme” yapma dışında nasıl bir misyon yüklüyor?
DP Genel Başkanı Mehmet Ağar’a göre DP’nin misyonu, “Türkiye’yi normalleştirmek” olacak.
Peki anormal olan ne?
Ağar, neyi normalleştirecek?
DP liderinin bu sorularla ilgili sözlerinden çıkan sonuç şu:
Türkiye’de yaşanan siyasi gerginlikler ve zıtlaşmalar toplumsal alanda önemli kırılmalara yol açmış durumda.
Ağar, “normalleştirme” derken, bu kırılmaların ortadan kalkmasını kastediyor. AKP’nin “çatışmacı” bir kültürden geldiğini, CHP’yle zıtlaşmaya girerek kamplaşma yarattığını düşünüyor.
DP’nin ise, “uzlaşmacı” kültürden gelen bir siyasal akım olarak, toplumsal barışı ve yumuşamayı sağlayacağını savunuyor.
Toplumda bir kesimin çağdaş yaşamı tehdit altında gördüğünü, diğer bir kesimin ise dışlanmışlık duygusu içinde olduğu saptamasını yaparak DP’nin tehdit algılamasını da dışlanmışlık duygusunu da ortadan kaldıracağını vurguluyor.
Ağar’ın DP’ye biçtiği misyon bu...
Milliyet, 29.5.2007
|